Son dönemlerin en çok tartışılan kavramlarından biri olan “İnsan Hakları” kavramı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’yle dünya gündemine oturdu.
Bu anahtar kavramın gelişmesi için ulusal ve uluslararası alanda; belgeler, standartlar, koruma mekanizmaları, mahkemeler oluşturuldu.
Öte yandan bu alanda hatırı sayılır eserler yazıldı, çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalardan biri de Recep Tezgel’in “Yeni İlköğretim Programlarında İnsan Hakları, Vatandaşlık ve Kentlilik Eğitimi” isimli eseri.
Günümüzde, insan hakları alanı artık bir bilim olarak kabul edilmekte değişik isimler altında olsa da ilköğretimden üniversiteye kadar uzanan bir süreçte ders olarak görülmekte ve incelenmektedir. Örneğin: İnsan hakları hukuku, insan hakları ve kamu hürriyetleri, vatandaşlık bilgisi dersleri gibi…
Bu anlamda Tezgel’in kitabı eğitim alanında önemli bir boşluğu dolduracak mahiyettedir. İnsan hakları alanında esaslı çalışmalara imza atan Recep Tezgel, kitabının ana eksenine; insan hakları ve vatandaşlık eğitiminin salt soyut, pozitif kavramların ve bilgilerin öğrencilere aktarılmasıyla son bulan bir eğitim olmadığı ilkesini yerleştirmiştir.
Gerçekten de bu eğitim; sosyal bağlılık, karşılıklı anlayış, hoşgörü, kültürler arası diyalog, demokratik toplumu savunan, dengeli ve barışçıl ilişkilerin kurulmasını teşvik eden bireyler yetiştirildiğinde amacına ulaşmış olacaktır. Tabiî ki bu eğitimin istenilen hedefe ulaşması için pratik uygulamalara ve bilinçli uygulayıcılara ihtiyaç vardır.
İnsan hakları ve vatandaşlık eğitimi; Örgün, yaygın veya informal bir eğitim etkinliğini kapsayan, aileyi içine alan, bireye kendi yaşamı aracılığıyla, ötekilerin haklarına saygılı, etkin ve sorumlu bir vatandaş olarak eylemde bulunma olanağı veren bir pedagoji sahası olarak görmek gerekir.
Kitapla ilgili Tezgel’in şu cümlelerine kulak vermek gerek:
Son yıllarda eğitim-öğretim sistemimizde uygulanan öğrenme modellerinde önemli bir değişim yaşanmaktadır.
Önceleri bankacı model olarak da ifade edebileceğimiz kuramlar ön plandayken, artık ana paradigma: kendi kendine, yaşayarak ve yaratıcı problem çözme becerisi üzerine kurulmuştur.
İnsan hakları savunucusu Freire’in ifade ettiği gibi bankacı modellerde: öğretmen, öğrenme sürecinin öznesi ve öğrenciler de adeta bilgi depolanan kaplar gibiydi.
Kolayca dolan öğrenciler “başarılı” olarak değerlendirilirken, dolamayan veya dolmaya direnç gösteren öğrenciler ise “problemli” öğrenciler olarak algılanmaktaydı. Bu sistem özetle öğrencilerin nesnelleşmesine neden oluyordu.
Temel felsefesinde: Kendisinden ve yakın çevresinden başlamak üzere tüm insanların birer değer olduğu ve saygıyı hak ettiği ilkesi yatan, İnsan Hakları ve Vatandaşlık Eğitimi için yeni paradigma önemli olanaklar sunar.
Bilindiği gibi kendisi başlı başına bir amaç olmayan insan hakları ve vatandaşlık eğitiminin “değer ve kodlarını” öğrencilere kazandırmanın en pratik yolu çocuklara en yakın çevresinden pozitif örnekler ve deneyimler sunmaktır.
Yakından uzağa ilkesine uygun olarak; mahalle, ilçe, il, ülke ve dünya gibi “ilgi merkezleri” gözetilerek, çocuğu özelden genele, ulusaldan evrensele, bilişsel, tutumsal ve davranışsal aktarımlar gerçekleştirilmelidir.
Seçme, seçilme, hoşgörü, sorumluluklar, özgürlükler, haklarını koruma, kentlilik ve ortak miras gibi değerlerin “sezdirilerek” benimsetilmesinde kent yönetimi ve yaşamı canlı birer uygulama alanıdır. Bu doğal alan sayesinde eğiticiler, öğrenci davranış ve tutumlarında değişim yaratma olanağına sahip olurlar.
Etkili ve başarılı İnsan Hakları Vatandaşlık Eğitimi için alandaki en önemli oyuncu olan öğretmenlere büyük görevler düşmektedir.
Genel anlamda öğretim programları, özelde İnsan Hakları Vatandaşlık Eğitimi ile ilgili kazanımlar çok iyi tasarlanmış ve geliştirilmiş olabilir. Ancak öğretmenler bu eğitimin ruhuna uygun öğretim teknikleriyle çalışma yapmadıklarında İnsan Hakları Vatandaşlık Eğitimi’nden çok fazla bir şey beklemek yanlış olur.
Öğretmenin bizzat kendisinin pozitif model olduğu ve öğrencilere araştırma, inceleme yapma imkânı sağlayan teknikler kullanılarak gerçekleştirilen bir İnsan Hakları Vatandaşlık Eğitimi’nin hedefe ulaşma şansı çok yüksek olur.