Seydişehir ETİ Alüminyum Tesisleri'nin özelleştirilmesi ile ilgili Metalurji Mühendisleri Odası'nın; ihale komisyonu kararı, ihale ve ÖYK kararı aleyhine açtığı davalarda yürütmeyi durdurma ve iptal kararı verilmişti. Ancak, kararlar uygulanmadı.
Anayasa'nın 138. maddesi ve İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesine göre yargı kararlarının gereğini yerine getirmeyen Başbakan, ilgili bakan ve bürokratların, kişisel olarak kusurlu olduğunu belirten Metalurji Mühendisleri Odası, AİHM'e başvurdu.
AİHM süreci devam ederken, Oda, Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, önce Devlet Bakanı, daha sonra Maliye Bakanı olarak Mehmet Şimşek ve Devlet Bakanı Ali Babacan, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi eski Başkanı, Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) üyesi Metin Kilci ve Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkan Vekilliği Ahmet Aksu hakkında 10 bin TL manevi tazminat davası açtı. Davanın gerekçesinde, bu kamu görevlilerinin yargı kararlarını uygulamadığı, "müşterek ve müteselsilen" sorumlu oldukları belirtildi.
TOPLUM ZARARA KATLANMAYA DEVAM EDİYOR
Konuya ilişkin açıklama yapan Metalurji Mühendisleri Odası Başkanı Cemalettin Küçük, Danıştay kararlarında ETİ Alüminyum Tesisleri'nin özelleştirilmesiyle, "kamunun zarara uğratıldığı"nın belirtildiği, buna rağmen ETİ'nin hala özel bir şirket tarafından işletildiğini belirtti.
Küçük, şöyle dedi: "Davalıların yargı kararlarını uygulamama şeklindeki haksız eylemleri nedeniyle toplum olarak bu zarara katlanılmaya devam edilmektedir. ETİ Alüminyum Tesisleri ve bu tesisle birlikte özelleştirilen baraj, liman, madenler ve sosyal tesislerin tamamı ülkemizde yaşayan insanların ortak varlığıdır. Bu ortak varlığı korumaya dönük yargı kararlarını uygulamayan davalılar, toplumsal bir zarara da yol açmışlardır. Uygulanmayan yargı kararları nedeniyle meydana gelen asıl büyük zarar, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin yok sayılarak hukuk düzeninin yara alması, hukuka ve adalete duyulan güvenin zedelenmesidir. Davalıların bulundukları konumun önemi ise meydana gelen bu zararın derecesini daha da arttırmaktadır."