Bu aşamadan sonra Kaddafi'nin halkına karşı sıktığı her kurşun terör eylemidir ve hiçbir şekilde meşru, devlet düzenini koruma, ülke bütünlüğünü güvence altına alma, devlete karşı ayaklananları kontrol etme olarak görülemez.
O artık halkını, ülkesini ve devletini kaybetmiş bir liderdir. Bütün meşruiyetini kaybetmiştir, hiçbir yasal yetkisi bulunmamaktadır. Otoriteyi kaybeden, halkın hemen tamamının karşı olduğu, iki şehir dışında bütün şehirleri kaybetmiş bir kişinin o ülkeyi temsil ehliyeti, yetkisi ve imkanı yoktur. Bir an önce direnmeyi bırakmak zorundadır. Bu haliyle kendi halkına karşı savaşan, suçlu bir kişidir ve her gün suç listesi kabarmaktadır.
Artık, Libya'nın başında Kaddafi gibi bir isim olmayacağı ortadayken, geri dönüş çizgisi çoktan geçilmişken bir liderin elinde kalan bazı imkanlarla kendi halkına savaş ilan etmesi, insanlık suçudur. Sonucu ne kadar ertelemeye çalışsa da artık son günlerini tükettiği bir gerçektir. Diktatörler mezarlığına bir kişi daha eklenmek üzere çünkü.
Kaddafi'nin durumu böyle ama Libya'da şu an tek sorun Kaddafi mi? Elbette değil. Kaddafi'den kurtulmak için ağır bedel ödeyen ülke yeni ve çok tehlikeli bir kaosa sürükleniyor. Üstelik planlanan ve uygulamasına başlanan bir kaosa.
ABD, İngiltere ve Fransa'nın Libya'yı kontrol altına almaya dönük askeri planlamasında sona gelindi. Bu ülkeler, insani destek adı altında emperyal, sömürge politikalarını şimdi Libya'ya uyguluyor. Ülkeyi dolayısıyla, enerji kaynaklarını denetlemek, Irak'la başlatılan sürece bir yeni halka eklemek..
Bazı kaynaklar, iç savaşı sadece Kaddafi'nin umutsuz direnişinin değil, ABD ve bu ülkelerin özellikle beslediğini, mümkün olduğu kadar kanlı olmasını istediklerini söylüyor. Böylece müdahale için çok daha elverişli ortam oluşacak. Şimdilik bunun adını müdahale, işgal koymuyorlar. Ne yapıyorlar?
Libya halkına saldıran Kaddafi'nin savaş uçaklarını durdurmak için uçuş yasağı olarak satıyorlar. Fransa ve İngiltere'nin hazırladığı, ABD'nin yönlendirdiği hava ve deniz sahasını denetim altına almaya dönük plana Arap Birliği ve İslam Konferansı Teşkilatı (İKÖ) da destek veriyor. Peki Arap Birliği ve İKÖ, uçuş yasağının nerelere uzanacağını tahmin edebiliyor mu? Acaba daha önceki uçuş yasaklarını, bilinen adıyla Çekiç Güç uygulamalarını hatırlıyor mu? Çekiç Güç projesi onların şimdiye kadar geliştirdiği en uygulanabilir ve işgallerin önünü açmaya yarayan projedir.
Irak'ı hatırlayalım. 1991 Körfez Savaşı'nın hemen ardından Kuzey'de Kürtleri, Güney'de Şiileri korumak için uygulandı. ABD, İngiliz ve Fransız uçakları, belirlenen bölgelerde kuş uçurtmadı. Havalanan her Irak uçağı düşürüldü, hava savunma sistemleri vuruldu. 2003 yılında Irak işgal edilene kadar 100 binlerce sorti yapıldı. Bu arada Çekiç Güç, Türk iç politikasının en tartışmalı konularındandı. Hiç bir siyasi parti buna hayır diyemedi, gizli bir el üzerinden Meclis'teki her oylamanın geçmesi sağlandı. İkinci Çekiç Güç operasyonu yine aynı güçler tarafından 1993-95 yılları arasında Sırplara karşı uygulandı ve 100 bin sorti yapıldı.
Kaddafi'nin birkaç gün sonra gidip gitmemesi değil konu. O er geç gidecek, çoktan gitmiş olması lazımdı zaten. Ama Libya'nın geleceğine tuzak kuruluyor. Kaddafi bu tuzağın yemlerinden biri durumunda. Çekiç Güç gibi ülkesini yıllarca rehin alacak bir projenin, işgal gibi bir ihtimalin gerekçesi oluyor.
Arap Birliği ve İKÖ, tehlikenin frakında mı? ABD, İngiltere ve Fransa'nın hazırladığı bu tuzağın nerelere varacağını ya da bir adım sonrasını görüyor mu? Hiç sanmıyorum. Daha önceki, bölgeye yönelik benzer operasyonlardaki tutumlarına bakarak da rahatlıkla söyleyebiliriz bunu. "İşgali karşıyız ama Çekiç Güç olur" bakışı yıkımdır, tehlikelidir, hiçbir duruşu ifade etmemektir. Kaddafi'yi zorlamanın başka yolları pekala geliştirilebilirdi ve bu hala yapılabilir.
Ancak; NATO'yu Kuzey Afrika'ya transfer etmek varken, Napoli'deki Altıncı Filo hazır bekletilirken, AWACS uçakları Libya hava sahasını 24 saat denetlerken, iki uçak gemisi Akdeniz'de beklerken, İngiltere Kıbrıs'taki iki askeri üssünü bu olaya tahsis etmişken onların bir şey üretmesi zaten beklenemezdi.
Peki, Kaddafi gidince Çekiç Güç bitecek mi? Ya bitmezse ne diyeceksiniz? Nasıl bir projeye destek verildiğini, ne tür yıkımlar yaşanacağını kim hesapladı?
Hiç kimse...
MAKALEYE GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ