Havacılık Tıbbı Derneği Başkanı Doç Dr. Muzaffer Çetingüç koordinatörlüğünde bir araya gelen havacılığın değişik birimlerinde çalışan uzmanlar, Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarına bildirinin içeriğini anlattı. Muzaffer Çetingüç, yerde ya da havada yaşanan bütün kazalarda yüzde 80 insan hatası bulunduğuna işaret ederek, Isparta, Amsterdam, Diyarbakır ve diğer kazalarda da böyle olduğunu söyledi. Çetingüç, uçak kazalarını Ulaştırma Bakanlığı'nın bizzat oluşturduğu komisyon tarafından incelendiğini ancak bu heyetteki kişilerin tam anlamıyla bağımsız ve yetkin olmadığını savundu. Çetingüç, "Çok önemli karar verecek insanlar bakanın atamasıyla değil belirli aşamalardan geçmiş kişiler olmalıdır. Ulaştırma bakanlığımız uçuş güvenliği için özenli çalışıyor. Ancak kaza inceleme heyeti özerk tamamen bağımsız bir komisyon olmalı." dedi.
Büyümeyi bir yarışma gibi hedef haline getirmemek gerektiğine dikkat çeken Gönülaçar, öncelikli kaygının da büyüme değil emniyet olmasına işaret etti.
Akademi Koordinatörü Muzaffer Çetingüç, Türkiye'ye son 7 yılda üç tane ölümlü uçak kazası yaşandığını belirterek, bu durumun bile ülkemizdeki sivil havacılık altyapısı, yönetim ve eğitiminin ne halde olduğunu ifade ettiğini anlattı. Çetingüç, "Beden çok hızlı giderse akıl, tedbirler ve altyapı biraz geride kalıyor. Çok hızlı gitmememek lazım. Hızlı büyüme bir rant olarak görülüyor. Ne kadar çok uçuş o kadar rant." izahını yaptı.
"MADALYONUN ARKA YÜZÜ"
Kaptan Pilot Bahadır Altan da, kazaların kim suçlu diye incelendiğini, zincirin en uç noktasında da pilot olduğunu geriye kalanların hep ıskaladığını söyledi. Altan, "Kamuoyunda sivil havcılığımız hep ticari anlamda büyüme ikram, first class konforu ile öne çıkıp bir yanılgı doğuyor. Perdenin arkasında başka şeyler oluyor. Bizler madalyonun arka yüzündeki sorunları dile getirmek için bir araya gelmiş sivil bir inisiyatifiz. Arka yüzü de kamuoyu görmüyor. Güllük gülistanlık gitmiyor havacılıkta her şey. Bildirgede biz bunları dile getirdik. Havayolu şirketlerinde siyah havyarın nasıl servis edildiğiyle kamuoyu ilgilerinse yanılgı olur. Bize göre; çok uzun vadeli adımlar atılmalı, planlar yapılmalı ona göre büyüme gerçekleşmelidir." diye konuştu.
Amerika'daki havalimanlarında 30 yıl teknik uzman olarak çalışan Ünal Başusta da, Türkiye'deki teknik eğitim ve kalifiye personel yetersizliğine dikkat çekerek, özellikle teknik dokümanları orijinalinden okuyacak dil bilenlerin azlığını ifade etti.
Sivil Havacılık Akademisi'nin hazırladığı bildirgede yer alan uyarılardan bazıları şöyle: "Sivil havacılık kurumunun yeniden yapılanması, Uçuş emniyeti kurumunun oluşturulması, Havacılık denetleme kurulunun bağımsız şekilde oluşturulması, Kaza-Kırım inceleme kurulu bünyesinde analiz laboratuarı oluşturulması, Sivil Havacılık Hukuku ve Mevzuatı Daire Başkanlığı kurulması, Sivil havacılığın problemli alanları. Bildirgede; Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları İşletmesi, Havayolu şirketleri, Havacılık okullarının eksikleri anlatılıp önerilerde yer alıyor. Ayrıca havacılık tıbbı konuları üzerinde önemle durulan bildirge; "Bugünkü haliyle devam ettiği takdirde sivil havacılığımızın bazı riskli durumlara yakın olduğunu üzülerek görüyoruz."