Dolar

34,8673

Euro

36,6659

Altın

3.022,65

Bist

10.055,90

HEGEM Başkanı Solak: Şehir merkezlerindeki askeri alanlarda yapılan atışlardan dolayı daha çok çocuk ölebilir

Hayat Boyu Eğitim ve Gelişim Derneği (HEGEM) Başkanı Adem Solak, şehir merkezlerinde kalan askeri alanlardaki atışlardan dolayı çocukların

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-10 15:10:00

HEGEM Başkanı Solak: Şehir merkezlerindeki askeri alanlarda yapılan atışlardan dolayı daha çok çocuk ölebilir
Hayat Boyu Eğitim ve Gelişim Derneği (HEGEM) Başkanı Adem Solak, şehir merkezlerinde kalan askeri alanlardaki atışlardan dolayı çocukların tehlike altında olduğunu savundu.

Solak, üç yıldır sürdürdüğü Türkiye'nin Suç Haritası çalışmalarıyla ilgili Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlediği basın toplantısında, 2009 ve 2010'un ilk 9 ayında adliye kayıtlarına giren çocuk sayısının 1 milyon 124 bine yaklaştığını vurguladı. Türkiye'nin 12 yaş altında 25 milyon civarında çocuk nüfusa sahip olduğuna değinen Solak, özellikle son 15 yıl içerisinde çocuklar adına sıkıntılı bir sürece girildiğini belirtti.

Sadece 2009 yılında mağdur duruma düşen çocuk sayısının 300 binin üzerinde olduğunun altını çizen Solak, Çocuk Koruma Kanunu'nun suç işleyen çocukları koruyan kanuna dönüştüğünü savundu. Kanunun özetle 'çocukları hapse koymayın ama rehabilite edin' dediğini anlatan Solak, "En büyük sıkıntı 'çocukları hapse koymayalım ama ne yapalım' Çocukları Koruma Kanunu 'çocukları hapse koymayın ama rehabilite edin' der. O rehabilitasyon yönü eksik kaldığından Çocuk Koruma Kanunu'nun suç işleyen çocukları koruyan kanuna dönüştüğünü görüyoruz. Ve giderek illerde suç makinelere oluşmaya başladı." dedi.

"SEYYAR SUÇ İŞLEYEN ÇOCUKLAR VAR"

Suç oranlarının en yüksek olduğu illerdeki çeteleri, suçların düşük olduğu illere suçlu ihraç etmeye başladığına dikkat çeken Solak, "Çünkü kanuna göre bir suça bulaşan çocukları hapse koymuyoruz. Bu kez ne oluyor: O ilde çocuk savcısının karşısına çıkmaktan sandıkları için diğer illere gitmeye başlıyorlar. Çünkü yakalandıklarında oradaki savcılar için yeni bir yüzdür. Böyle seyyar suç işleyen çocuklarımız var."

Kanundan verim alınmasında ön önemli görevin Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne düştüğünü kaydeden Solak, ancak bu kurumun da sahadaki yapılanmasını kanuna göre yapmadığını ileri sürdü. Milli Eğitim Bakanlığı'nın sosyolog kadrosunun dahi olmadığını söyleyen Solak, önleyici hizmetleri yürütecek uzmanları yeterince almadığı taktirde, polis, güvenlik görevlisi alınmak zorunda kalındığına değindi.

Bazı şehirlerde okullarda rehber öğretmenden daha fazla güvenlik görevlisi olduğunu anlatan Solak, şöyle devam etti: "Eğer doğru sosyal politikalar üretilmezse okul polisleri yetmeyecek okul karakollarına sıra gelecek demiştim. Bugün bazı okullarımızda okul karakolları, okul polisleri, okulun zimmetlendiği komiserler vardır, ayrıca okulun içerisinde de güvenlik görevlilileri vardır. Bütün bunlar maliyettir."

Solak, Çocuk Koruma Kanunu eksiklerine rağmen bu işin anlaşılması ve düzeltilmesi için işlemek zorunda olduğunu, ilgili kurumların hassasiyet göstermesi gerektiğini belirtti.

"TEMEL SORUN AİLEDE"

Bütün dünyada suçun şiddetin dayandığı en temel kurumun aile olduğunu ifade eden Solak, suç oranlarının en yük olduğu illerde boşanma oranlarının da yüksek olduğunu dile getirdi. Cezaevleri ile ilgili yaptıkları çalışmada çocukların yüzde 50'sinin kendisini jiletlediğini gördükleri bilgisini veren Solak, "Bir anlam arayışı var. Çocuklar ortada kaldı. Geniş ailede birçok daha şiddet gördük ama geniş ailede babanın dövdüğü çocuğa nine, hala, teyze birisi sahip çıkardı. Merhamet, şefkat duyguları verilirdi. Şimdi çocuk babasından dayak yiyor, internet kafeye gidip oyunlar yoluyla akşama kadar adam öldürüyor. Trafikte daha çok adam ezen oyunlar var, ne kadar çok adam öldürürsen o kadar çok puan alıyorsun. Çocukların zihni otomatik olarak suça hazır hale getiriliyor. Ve o ailelerde bu dengeyi sağlayacak kimse yok." diye konuştu.

Konuşmasında geçtiğimiz günlerde Karabük'ün Safranbolu ilçesi Jandarma Er Eğitim Alayı'nda atış talimi yapan askerlerin silahından çıkan kurşunlardan birinin sekmesi sonucu öldüğü iddia edilen Edanur Avcı konusuna da değinen Solak, şehir merkezlerinde kalan askeri alanlardaki atışlardan dolayı daha çok çocuğun öleceğini savundu. Çalışmaları sırasında Manisa'da da askeri bölgelerin şehrin içinde kaldığın gördüğünü belirten Solak, görüşlerini şöyle dile getirdi: "Karabük'te bir çocuk vuruldu, medyaya yansıdı ve bir hassasiyet oluştu. Manisa'da da vurulacak. Manisa'da binlerce çocuk ölüm tehlikesi altında yaşıyor. 3 bin 500 menzili olan kurşunlarla evlerin 50 metre yakınında atış yapılıyor, okulun 500 metre yakında akşama kadar silahlı atış yapılıyor. Eğer siz akşama kadar evlerin kenarlarında silah atarsanız buradaki insanların şiddet duygulara artar. Hukukun üstünlüğünü işletmemiz lazım. Meskun mahalde silah atılmazsa hiç kimse atmasın. Hani Çocuk Koruma Kanunu. Bu bölgelerde çocuklar risk altında. Ruh sağlıkları bozuluyor, şiddet duyguları artıyor ve bunlar vuruluyor. Medyada yer almazsa da hiç kimse bir şey yapmıyor."

HEGEM'in araştırmasına göre, çocuk nüfusuna göre illerin çocuk suçluluk oranlarındaki sıralama Eskişehir 3 bin 124 suçla birinci sırada yer alırken onu Balıkesir, İzmir, Aydın, Tekirdağ, Manisa ve Muğla takip ediyor. Listenin en sonunda ise Trabzon, Gümüşhane, Giresun, Adıyaman ve Artvin var. Taş atan çocuklarla gündeme gelen Diyarbakır ise listenin 21. sırasında.

Haber Ara