Fatma Çelik (20) 2004 yılında 8 aylık hamile iken rahatsızlığı üzerine Eskişehir Devlet Hastanesi Doğumevi'ne gitti. İddiaya göre, burada hastaya gerekli müdahalelerin yapılmaması üzerine genç bayan hayatını kaybetti. Olayın üzerine Bekir Çelik, eşinin ölümünden sorumlu tuttuğu doktorlar ve personel hakkında, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu.
Mahkemenin isteği üzerine Yüksek Sağlık Şurası'nca yapılan incelemede, söz konusu doktorlar bulunarak hazırlanan rapor mahkemeye gönderildi. Doktorların itirazı üzerine 2008 yılında dosya Adli Tıp Başkanlığı'na gönderildi. Ancak, Adli Tıp Kurumu, söz konusu raporu 3 yılda tamamladı. Kurum, dava edilen 3 doktoru suçlu bularak haklarında hazırladığı raporu mahkemeye gönderdi. Kurumun hazırladığı raporun mahkemeye ulaşmasından kısa bir süre sonra ise dava zaman aşımından düştü. Böylelikle her iki kurum tarafından da suçlu bulunan doktorlar davanın düşmesi üzerine ceza almaktan kurtuldular.
Hukuksal Bakış Derneği üyesi bir grup avukat ve Çelik ailesi, buna tepki göstererek Eskişehir Savcılığına başvurdu. Adli Tıp Kurumu hakkında açtıkları davanın ardından mahkeme önünde basın açıklaması yapan Dernek Başkanı Turgay Balaban, kesin kusurlu bulunan doktorların ceza almaktan kurtulmalarının, duyulan manevi ızdırabı biraz daha arttırdığını kaydetti.
Söz konusu davanın takipçisi olacaklarını belirten Balaban, 'Raporların erken gelmesi için Hüseyin Üzmez olayı gibi medyatik bir olay mı olmalıdır?' diyerek, raporun geç gönderilmesine tepkisini dile getirdi. Balaban, yetkili mercilere, yargının yapısal sorunlarıyla biraz daha ilgilenmeleri çağrısında bulundu.
Hayatını kaybeden bayanın eşi Bekir Çelik (32) ise yapılana bir anlam veremediğini belirtti. Çelik, olay sonrasında Türk yargısına güvenerek hakkını aradığını, ancak çıkan sonuç sonrasında artık bu güvenini kaybettiğini belirterek, sorumluların cezalandırılmasını istedi.
