Atatürk Üniversitesi Stratejik Araştırma Merkezi tarafından 'Küresel Isınma Sorunları, Türkiye ve Ortadoğu'ya Yansımaları' konulu konferans düzenlendi. Mavi Salon'da gerçekleşen konferansı Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi ve 5. Dünya Su Formu Danışma Kurulu Üyesi Doç. Dr. Cemal Zehir verdi. Konuşmasına küresel ısınmanın tanımını yaparak başlayan Zehir, küresel ısınmanın iklim değişikliklerine neden olduğunu ve dünyanın bazı bölgelerinde kasırga, sel, taşkın, kuraklıklar meydana getirdiğini açıkladı. Küresel ısınmanın Türkiye'ye etkisine değinen Zehir, 2010-2050 yılları arasında 0.8-2 derece arasında ısınma beklendiğini ve bunun Türkiye'nin güney kesimlerinde 2 ile 5 derece arasında sıcaklık artışına neden olabileceğini söyledi. Zehir, "Amerika'da bir profesör Türkiye ile ilgili 27 projeksiyon yapmıştır. Bu projeksiyonların hepsinde Batı'da başlayarak Güneydoğu ve İç Anadolu Bölgesi'ni de içine kapsayan alanda kuraklık ve çölleşme tehlikesi yaşandığını tespit etmiştir. Türkiye bundan yüksek oranda etkilenebilir. Tehlike çanları tahminden öteye bilimsel verilerle de desteklenmektedir. Küresel ısınma özellikle bölgesel anlamda ülkemizin güney bölgelerini etkilemesi beklenmektedir." dedi.
Küresel ısınmanın bazı ülkeler için fırsat olabileceğine dikkat çeken Zehir, buzulların erimesiyle altından doğal zenginliklerin çıkacağını belirterek, kutuplara hakim ülkelerin altın, gümüş, petrol, doğalgaz, elmas, gibi zengin kaynaklara kavuşacağına değindi.
Dünya genelinde yaşanan su sorununa da değinen Zehir, Dünya Kaynaklar Enstitüsü verilerine göre; her yıl dünyada 7 milyon kişinin su yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklardan öldüğünü vurguladı. Kişi başına düşen su miktarı 1000 metreküpün altında olan ülkelerin su kıtlığı yaşayan ülkeler olduğunu anlatan Zehir, Ortadoğu'daki bazı ülkelerin su kıtlığı yaşadığını, Türkiye'nin ise su yoksulu ülkeler arasında yer aldığını açıkladı. Türkiye'nin su konusundaki tezinin insancıl olduğunu kaydeden Zehir, şöyle konuştu: "Türkiye'nin suyla ilgili tezleri bilimsel ve insanidir. Dicle ve Fırat havzasının Irak, Suriye ve Türkiye olarak birlikte yönetilmesinden tarafız. Ancak Türkiye'nin topraklarının büyük bölümü birinci kalitede olup, bir hektarının sulanabilmesi için 8 bin dolar harcanmaktadır. Irak ve Suriye'deki topraklar ise 2. ve 3. derece kalitede olup sulanabilmesi için 33 bin dolar harcanması gerekiyor. Bizde Irak ve Suriye'ye teklifte bulunduk, yetiştirmek istediğiniz ürünleri biz yetiştirip size uygun fiyattan verelim yeterki sular da boşa gitmemiş olsun."