Yrd. Doç. Dr. Mehmet Tekinkuş, Hür Sanayici ve İşadamları Derneği (HÜRSİAD) için düzenlediği 'Aile İşletmelerinde Kurumsallaşma ve Firma Kültürü' konulu seminerde yaptığı konuşmada, aile şirketlerine önemli mesajlar verdi.
Aile şirketlerinin daha kapalı bir görünümü olduğunu belirten Tekinkuş, aile şirketlerinin diğer işletmelere kıyasla daha az değişime açık ve daha düşük oranda risk odaklı olduğuna dikkat çekti.
Aile şirketlerinde genellikle yetki ve sorumluluk sınırını aile bağlarının belirlediğine değinen Tekinkuş, "Aile şirketlerinin biçimsel bir organizasyon şeması yoktur, görev tanımları yapılmamıştır. Profesyonelleşme, ancak işletme büyüklüğü ve işin hacminin ailenin sınırını aştığında gündeme gelir. Ancak bu durumda bile tam bir profesyonel yaklaşım sergilenmez. Şirket kültürü aileyi oluşturan bireylerin duygu ve düşünceleriyle sahip oldukları değer yargıları ve genel kültürlerinin yansımasından oluşur." şeklinde konuştu.
Şirket politikasının genellikle aile çıkarlarıyla uyumlu olduğunu vurgulayan Tekinkuş, genç aile üyeleri yeterli donanıma erişmeden üst yönetime getirildiğini, dolayısıyla da kötü bir yönetim ortaya çıktığını ifade etti. Ailelerin çocuklara işletmeye katılma noktasında baskı uyguladıklarını ancak yaşlı aile üyelerinin ne zaman emekli olacaklarını bilinemediğini aktaran Tekinkuş, "Çocuklara sorumluluk devredilmiyor. Kurucular aile ve işletme çıkarlarını bir tutuyor. Çoğu genç üye işletmeye katıldığına pişmandır." dedi.
Aile şirketlerinin yüzde 70'nin üçüncü kuşağa ulaşamadan dağıldığını ifade eden Tekinkuş, Türkiye'de meşhur 20 aile şirketinin yok olma nedenleri arasında aile üyeleri arasında beklentilerin çatışması ve kurumsallaşma altyapısının eksikliğine bağladı.
Türkiye'nin en eski 50 aile şirketinde yüzde 94'nün kritik dönemeçte olduğunu vurgulayan Tekinkuş, aile şirketlerinde en önemli eksikliğin aile anayasasını olmayışını gösterdi.
Türkiye'de birçok şirketin aile ana yasasının bulunmadığını, ancak, aralarında Sabancı Holding, Koç Holding, Eczacıbaşı Holding, Sanko Holding, Bakioğlu, Kurtsan ve İnci Holding gruplarının da olduğu birçok firmada aile anayasasının hazırlandığını dikkat çeken Tekinkuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Günümüzde işletmelerin büyük çoğunluğu aile şirketi niteliğindedir. Hemen bütün ülkelerde ve Türkiye'de sosyal ve ekonomik açıdan büyük öneme sahip aile şirketlerinin ne yazık ki ömürleri çok kısadır. Örneğin dünyanın en büyük 500 şirketinin doğumlarından, tasfiyelerine veya devirlerine kadar geçen süre ortalama 40- 50 yıldır. Bunun temel nedeni ise aile şirketlerinin kurumsallaşmasında ve aile içi şirket yönetimi düzeninin kurulmasında izlenen geleneksel yaklaşımlardır."