84 yıllık 'Yargılama sürerken hâkime ceza verilemez.' içtihadını ilk kez yok sayan karar, 14'e karşı 29 oyçokluğuyla alındı. Hâkimlerin ödeyeceği tazminat miktarı ise önümüzdeki hafta belirlenecek. Haberal'ın tutukluluğuna gerekçe olan hastanenin taburcu raporunu görmezden gelen ve sadece avukatların sunduğu fotokopi belgelerle verilen karar, Ergenekon davasına doğrudan müdahale olarak değerlendirildi. Hukukçular, kararın Anayasa'nın 138. maddesine göre bağımsız olarak görev yapan mahkemelere talimat anlamına geldiğini belirtiyor. Ceza ve kürsü yargıçlarının tamamının tazminat tehdidiyle karar verme durumunda bırakıldığına dikkat çekiyor. Cezaevinde bulunan binlerce hükümlü ve tutuklunun Yargıtay kararını emsal göstererek, kendilerini tutuklayan ve gözaltına alan yargı mensuplarına dava açabileceğinin altını çiziyor.
Tazminat kararı onanan 9 hâkimden biri olan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, "Gerekçeli kararı gördükten sonra bir değerlendirme yapacağız." yorumunda bulundu. Diğer 8 hâkimin de 'böyle bir kararı beklemedikleri'ni ifade ettikleri öğrenildi.
Tazminat kararı onandı hukuk kaosa sürükleniyor
Ergenekon terör örgütü soruşturmasında gözaltına alınan isimlerden biri de Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'dı. Hakkında yürütülen soruşturma sonrası tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme, savcıların sunduğu deliller ışığında 17 Nisan 2009'da Haberal'ın tutuklanmasına karar verdi. Avukatları, tutukluluğa itiraz etti. Ancak itirazları her seferinde reddedildi. Bunun üzerine Haberal, tahliye taleplerini reddeden 9 hakim hakkında tazminat davası açtı. Yargıçların 1. sınıf hakim olması nedeniyle ilk derece mahkemesi sıfatıyla davayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 'Haberal'ın sağlık sorunlarını dikkate almadıkları' gerekçesiyle İstanbul özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde görevli hakimler Nurettin Ak, Kemal Can, Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu, Resul Çakır, Rüstem Eryılmaz, Yakup Hakan Günay, Ali Efendi Peksak, İdris Asan, Mehmet Faik Saban'ı bin 500'er TL manevi tazminat ödemeye mahkum etti. Hakimlerin karara itiraz etmesi üzerine dava, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nda temyiz incelemesine tabi tutuldu. Dün toplanan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Mehmet Haberal'ın açtığı tazminat davasında tahliye taleplerini reddeden 9 hakimin tazminat ödemesine ilişkin kararı onadı. Kurul, hakimlerin ödeyeceği tazminat miktarını ise önümüzdeki hafta tekrar görüşecek.
Mehmet Haberal, tutuklama kararının çıktığı günün akşamı rahatsızlandığı iddiasıyla hastaneye kaldırılmıştı. O tarihten bu yana hastanede yatıyor. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 'Haberal'ın ağır sağlık sorunları nedeniyle hayati risk altında bulunduğu, tüm tedavilere rağmen sağlık durumunun gün geçtikçe bozulduğu ve rahatsızlığının ani ölüm riski taşıdığı' gerekçeleriyle hakimleri tazminata mahkum etti. Ancak Zaman'ın ortaya çıkardığı sağlık raporlarında Haberal'ın 'ayakta tedavi edilebileceği' belirtiliyordu. Buna göre, Haberal'ın ciddi bir sağlık sorunu yoktu ve taburcu edilebilirdi. Ancak ne hakimleri tazminata mahkum eden 4. Hukuk Dairesi ne de Yargıtay Genel Kurulu tazminat kararında söz konusu raporları dikkate aldı. Tazminat kararı, mahkemelerin bağımsızlığını düzenleyen Anayasa'nın 138. maddesine de aykırı. Anayasa'ya göre, "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasına, mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz." Söz konusu madde, kürsü hakimlerini de kapsıyor. Kararın diğer bir yönü de, aleyhine dava açılan 9 hakimin Haberal hakkındaki davalara bir daha bakamaması durumunun gündeme gelmesi. CMK'ya göre, sanık ile hakim arasında husumet oluşması ve tarafsızlığından şüpheye düşülmesi halinde hakimin reddi isteniyor. Ayrıca, dosyanın aslı olmadan, avukatların sunduğu delillerle karar verildi. Devam eden Ergenekon davasına doğrudan müdahale edildi. Hakimler tazminat tehdidi ve baskısı altına alındı. CMK'ya göre hakimlerin kararlarına karşı devlete dava açılabileceği hükmü göz ardı edildi.
Hâkimler: Gerekçeli kararı bekliyoruz
Tazminat kararı onanan 9 hâkimden biri olan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, "Gerekçeli kararı gördükten sonra bir değerlendirme yapacağız." dedi. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde görev yapan mahkeme başkanlarının aleyhlerine verilen tazminat kararı ile ilgili olarak 'böyle bir kararı beklemedikleri' öğrenildi. Basın mensuplarının onanan tazminat kararıyla ilgili görüşünü sorduğu İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, bu kararla ilgili gerekçeli kararı beklediklerini belirterek, "Gerekçeli kararı gördükten sonra bir değerlendirme yapacağız." diye konuştu.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'ı tahliye etmeyen 9 hâkime verilen tazminat cezasını onadı.
Tazminat kararının onanmasına hukukçular tepki gösterdi. Yargıtay'ın hukuku kaosa sürüklediğini aktaran akademisyenler, kararın yargı bağımsızlığına büyük bir darbe olduğunu anlatıyor. Eski Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Doç. Dr. Osman Can, kararı yargılamaya müdahale olarak değerlendiriyor. Can, "Yargıtay, Mehmet Haberal'ın davasına bakan hâkim ve savcılar üzerinde baskı unsuru oluşturdu. Bu karar 'siz niye tahliye etmiyorsunuz?' anlamına gelen bir karardır. Tahliye yetkisine sahip hâkimlerin bu kararlarına müdahale edilmiştir. Son tahlilde yürütülen bir davaya müdahaledir. Anayasa'nın 138. maddesine göre açıkça hukuka aykırı bir karardır. Yargıtay, bütünüyle meşruiyetini kaybediyor." ifadelerini kullanıyor.
Hukukçular karara tepkili: Sistem tıkanacak
Beypazarı Hâkimi Orhan Gazi Ertekin: Karar, hâkimlere verilmiş muhtıradır
Karar hukuki değil. İlk defa yargılama devam ederken hâkimler aleyhine bir mahkûmiyet kararı veriliyor. Bir dava devam ederken bu dosyaya paralel bir dava daha devam edemez. Haksız tutuklama iddiası varsa konuyla ilgili soruşturma açılması gerekir. Soruşturma sonucuna göre bir karar verilir. Hukuk Genel Kurulu'nun verdiği bu kararlar hukuk devletinin bir aracı olmadığını ortaya koymuştur. Siyasi bir tartışmada taraf haline gelmiştir. Türkiye'de tutuklama ciddi bir sorundur. Gerekli gereksiz birçok yerde uygulanır. Ancak haksız tutuklama ile hukuk kuralları içerisinde mücadele etmek gerekir. Yargıtay, yargı makamı olmaktan çıkmamalı. Verdiği kararın hiçbir hukuki zemini yoktur. Bu karar adeta hâkimlere verilmiş bir muhtıradır.
Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel: Ergenekon davasına açıktan müdahale
Bugüne kadar hiçbir yargıcın bu tür işlemlerden dolayı tazminata mahkûm olduğuna tanık olmadık. Haberal da Türkiye'de hakkında tutuklama kararı verilen on binlerce insandan biri. Ancak burada, Haberal'a ve onunla ilgili davaya ayrıcalık yapılmış, geçerli nedenler mevcut olmadığı halde bu yargıçlar hukuka aykırı bir şekilde tazminata mahkûm edildi. Bana göre Yargıtay, devam etmekte olan Ergenekon davasına müdahalede bulunmuştur. Gerek 4. Hukuk Dairesi'nin gerekse Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun verdiği kararı hukuka aykırı ve ideolojik olarak değerlendirmek mümkün. Yargı tarihinde ilk olarak böyle bir karara imza atılmıştır. Kararın kamuoyu tarafından da Mehmet Haberal'a has ideolojik nitelikte verilmiş bir karar olduğu çok açık bir şekilde görülüyor. Kararın AİHM'den döneceğini zannediyorum.
35 senelik meslek hayatım ve 12 senelik Yargıtay üyeliğim boyunca şahit olmadığım bir karar çıkmıştır. Hâkim ve savcılar Yargıtay kıskacına alındı. Hâkimler ciddi iddialar kapsamında yargılanan diğer sanıkların baskısı altında kalacaktır. Bu durumda işlenen suçlar varsa
üzeri örtülebilecektir. Özellikle Ergenekon ve Balyoz gibi çok önemli davalarda ceza hâkimleri çok büyük baskı altında kalacak. Tazminat cezası 'aba altından sopa göstermek'tir. Bundan sonra tüm hakimler kararları zor alır. Mağdur hakimler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gidebilirler. İnanıyorum ki AİHM 9 hakimi haklı bulacaktır. Türkiye'yi para cezasına mahkum edecektir. Bu karar da Türkiye aleyhine olan kararlardan birisine eklenecektir.
Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Adnan Küçük: Yargı bağımsızlığı büyük yara aldı
Bu karar hâkimler üzerine kurulan bir baskıdır. Hiçbir hâkim ve savcı, görevini icradan dolayı cezalandırılamaz. Aksi durumda yargı bağımsızlığı, yargıç güvencesi diye bir şey kalmaz. Ceza verilebilmesi için açıkça özel bir kastın varlığı ispat edilmeli. Buradaysa bir bilirkişi heyetinin verdiği karara bağlı olarak hâkimlerin vermiş olduğu bir karar var. Şayet bu hata ise bunun yolu itirazdır. Sacit Kayasu'nun başına gelen, Ferhat Sarıkaya'nın başına gelen, Erzurum özel yetkili savcılarının başına gelen ne ise bu kararla hâkimlerin başına o gelmiştir. Bu yargı bağımsızlığı için ciddi bir tehlikedir. Yargıtay'ın bu kararı diğer hâkimler tarafından dikkate alınmaya kalktığında ki bu muhtemeldir. Hâkimler psikolojik olarak etkilenebilirler. O zaman Türkiye'de tutuklanan insan kalmaz. Hâkimler tazminat cezası almanın endişesini taşır.
Avukat Kazım Berzeg: Yargıtay, 84 yıllık içtihadı değiştirdi
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, verdiği kararla Türkiye'de hukukun olmadığına hükmetti. Bu karar kesinlikle hukuki değil. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1926 yılından beri yürürlükte olan Hukuk Usulü Muhakeme Kanunu'nun 573. maddesini çiğnemiştir. Bu kanuna göre yargılama devam ederken hâkimlere ceza verilemez. Yargıtay 1926'dan beri devam eden bu içtihadını bugün değiştirmiştir. Kanun karşısında eşitlik, uygulanan içtihatları devam ettirmekle olur. Aynı konu hakkında farklı kişiler için aynı içtihat olmazsa adaletten söz edemezsiniz. Bugüne kadar tüm hâkimler için uygulanan içtihat yargılama devam ederken hâkimlerin verdikleri kararlardan yükümsüz olduklarıydı. Bugün ise farklı bir içtihat geliştirildi. Hukuk Genel Kurulu'nun verdiği bu karar Venedik Komisyonu kararlarına da aykırıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'ı tahliye etmeyen 9 hâkime verilen tazminat cezasını onadı.
Kaynak : Zaman