Türkiye'nin ekonomik altyapısının sağlam olduğunu, özelleştirmelerin hızla devam ettiğini ifade eden Sabancı, "Devlet, denetim mekanizmasına yönelik regülasyonları hayata geçiriyor. Bu rekabetçi ortam, verimliliği de zorunlu hale getiriyor. Büyüme rakamlarımız sadece G-20 değil, tüm dünya ülkelerine örnek seviyelerde. Enflasyon kontrol altında devam ediyor; dolayısıyla da düşük faiz ve uzun vadeli kredi imkanları artıyor. Bu vesileyle de ilk defa yatırım yapma reytingine yükseleceğimizin işaretlerini almaya başladık." diye konuştu.
Antalya'da düzenlenen 16. Dünya Verimlilik Kongresi'ne katılan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Türkiye'nin bir senede dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında, on yedinci sıradan on altıya sıraya çıktığını söyledi. Sabancı, "Fakat sürdürülebilir verimliliği yakalamak için çok daha fazla çalışmamız gerekecek. Özelleştirmelere tam hızla devam etmeliyiz ki şirketlerimiz daha verimli çalışsın, hedeflerini tuttursun, şeffaflığı yakalasın." dedi.
Bir ülkenin, bir şirketin rekabetçiliğinin, onun verimliliği ile ölçülebileceğini kaydeden Güler Sabancı, ülkelerin verimliliğinin, refah düzeyini de belirlediğini ifade etti. "Ülkelerin verimliliğinin artmasıyla, iyi yönetişim, iyi işleyen hukuk düzeni, ekonomik hayatı sadece düzenleyen ve denetleyen bir devlet rolü, piyasayı oluşturmasına imkân veren ve yatırımlara açık anlayış, şeffaf ve ölçülebilir ekonomik veriler, ekonomide verimliliği ve dolayısıyla da refahı arttırıyor." değerlendirmesinde bulunan Sabancı, ekonomik hayatta verimliliği ölçmek ve sürdürülebilirliğe olan katkılarını gözlemlemenin mümkün olduğunu dile getirdi.
Güler Sabancı, kapasitenin uzun süre önemli ölçüde düşük kullanıldığı bir ortamda yüksek verimlilikten söz edilemeyeceğini vurgulayarak şöyle devam etti: "Üretim sürecinin her aşamasında kullanılan girdilerin kalitesi önemlidir. Kaliteli girdi, yüksek verimlilik ve kaliteli nihai ürün için vazgeçilmezdir. Aynı şekilde, üretimde kullanılan girdilerin en önemlisi olan insan gücünün kalitesi de verimliliği doğrudan etkileyen bir faktördür. İyi eğitilmiş, yeterli beslenen, iş kazalarından ve hastalıklarından korunan işgücü, yüksek verimliliğin en şaşmaz güvencesidir. Bu alanlarda, devlet ve toplumun bütün kesimlerinde yapılabilecek her türlü geliştirici katkı, ülke ekonomisinin verimliliğini artıracaktır."
"TÜRKİYE'DE KRİZİ İYİ ATLATAN ÜLKELERİN BAŞINDA"
Güler Sabancı, ABD ve Avrupa gibi gelişmiş piyasaların krizden daha yavaş çıktığının gözlemlendiğini, yapılan olağanüstü kamusal yardımlara rağmen, henüz tam olarak kendilerine gelemediğini aktardı. ABD'deki yavaş büyümenin kamu desteğiyle olduğuna dikkat çeken Sabancı, "ABD'de iç talebe, yatırıma dayalı bir büyüme göremiyoruz. Kamu açıkları ve kamu borçları çok yüksek seviyelere çıktı. Bir sorunun çözümü, bir başka sorunu ağırlaştırdı. ABD'deki birçok şirket, devletten bolca para almasına rağmen, henüz bu parayı stratejik bir verimlilik politikasıyla harmanlayamadığı için zorlanıyorlar, istedikleri gibi büyüyemiyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Kriz sonrası büyümenin ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkelerde görüldüğünü dile getiren Güler Sabancı, şöyle konuştu: "Türkiye'de krizi iyi atlatan ülkelerin başında yer almaktadır. Türkiye'nin sağlam bankacılık altyapısı, toksik aktif sorunu olmaması ve akılcı uygulanan mali politikası, bizi krizin en kötü etkilerinden korudu. 2001 krizinden sonra yeniden yapılandırılan bankacılık sistemi çok başarılı oldu. Örneğin MB ve BDDK gibi özerk kurumlar sistemin başarılı olmasını sağladı. Bankacılık sektörünün güçlü sermayesi ve dinamik müşteri takibi, Türkiye'nin büyümesini desteklemeye hazır. Bankalarımızın sermaye yeterliliği, Avrupa ortalamasından yüksek ama, daha önemlisi sermaye verimliliği, yani sermayesine göre karlılıklarda, memnuniyet verici düzeyde sürdürülebilir bir yapıda. Bütün bunlar da, Türkiye'nin borç stoku ve bütçe açığı sıralamalarında dünya ülkeleri arasında en iyi yerlerde olmasını sağladı."
"ARTIK G-20'NİN ÖNEMLİ BİR ÜYESİYİZ, IMF'DE SÖZ SAHİBİ OLUYORUZ"
Güler Sabancı, Türkiye'nin müspet gelişmelere paralel olarak rekabet gücünü sürekli geliştirmek için, daha odaklanmış çalışmalara ve politikalara ihtiyacının olduğunu vurguladı. "Tüketimi teşvik ederken reel sektörü ve verimliliği teşvik eden politikaları göz ardı etmemeliyiz." diyen Sabancı, şunları kaydetti: "Ülkemiz iyi bir büyüme ve gelişme dönemine girmiştir. Ancak, dünyadaki gelişmelere hassas olmalıyız. Artık G-20'nin önemli bir üyesiyiz. IMF'de söz sahibi oluyoruz. Dünyanın sürdürülebilirlik konusuna en öncelikli konularından biri olan enerjide çok önemli role sahibiz. Önümüzdeki dönemde tüm dünyanın gündeminde öne çıkan iki konunun verimlilik ve sürdürülebilirlik olduğunu görüyoruz. Bu nedenle, biz de ülke olarak, Türk özel sektörü olarak, daha uzun vadeli stratejilere odaklanarak, bu vizyonla hareket etmeliyiz."