Dünya Demokrasi Hareketi üyesi bir grup, Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı'nda toplandı. Başörtüsü eylemi gerçekleştiren gruba, Ankara İnanç Özgürlükleri Platformu da destek verdi. Grup üyeleri, üzerine 'Başörtülülerin özgürlük alanı' yazılı tahtadan yapılmış temsili kafesle geldi. Başörtülü üç bayan kafesin içine girdi. Grup üyeleri ayrıca, 'Dur başörtülü' yazılı döviz taşıdı.
Dünya Demokrasi Hareketi Özgürlük Platformu adına açıklamayı Sema Sevecan, kafes içerisinden yaptı. Türkiye'de yıllardır inançlarının tartışıldığını söyleyen Sevecan, başörtüsünü kimilerin siyasi simge, kimilerin de türban olarak adlandırdığını söyledi. Sevecan, ancak kimsenin bu konunun mağduru olan insanların düşüncelerini, ruh halini, örtünmesinin nedenini ve örtüsünü neyle adlandırdığını sorgulamadığından yakındı.
Türkiye'de inançlarından ötürü özgürlüklerinin kısıtlandığını ve dışlanmalarının utanç verici olduğunu belirten Sevecan, "Bu utancın en küçük örneklerinden bir tanesi 2009 yılında Mardin'de yaşanmıştır. Çanakkale gezisine katılmak üzere otobüse binen Merve Akgül, sırf başörtülü olduğu için Milli Eğitim Şube Müdürü tarafından otobüsten indirilmiş, şehitler diyarı Çanakkale'yi görmesi engellenmiş ve kendisine adeta, "Dur başörtülü" denmiştir." dedi.
Sevecan, kendilerini bu hapis içerisinde tutan zihniyetin, yasakçı tutumu nedeniyle aslında kendi beyinlerini tutsak ettiklerini söyledi.
"Bize zindan hayatı yaşatanlar, inancımıza pranga vuranlar bu durumdan hiç mi utanıp sıkılmazlar? Siyasiler, bizleri oy malzemesi yapmaktan bıkmadılar mı?" diye soran Sevecan, şöyle devam etti: "Başörtüsü sorunu insan hakları sorunudur. Özgürlük sorunudur. Aynı zamanda bir Alevi sorunudur, bir Kürt sorunudur, bir Ermeni sorunudur. Bu sorun, farklılıklardan korkanların özgür yaşam alanlarını kendilerinden başka kimseyle paylaşmama sorunudur. Bu sorun başörtülülerin sorunu değil, siyasetçilerin sorunudur. İçinde bulunduğumuz bu acı tablo, bütün siyasi partilerin utanç ve acziyet tablosudur."
Açıklamanın ardından. kafes içerisinde bulunan başörtülü üç bayan, arkadaşları tarafından temsili demir parmaklıklar kırılarak, özgür bırakıldı.
BAŞBAKANLIK ÖNÜNDE SÜNNET KIYAFETLİ EYLEM
Öte yandan, Ankara İnanç Özgürlükleri Platformu üyesi bir grup, Güvenpark Başbakanlık girişinde sünnet kıyafetleriyle 'başörtüsü' eylemi yaptı. "Zulüm bitene kadar", "Başörtüsüz asla" dövizleri taşıyan grup adına açıklamayı Muhittin Özdemir yaptı.
Başörtüsünün farz bir ibadet olduğunu belirten Özdemir, "Bunun yanında çocukların sünnet ettirilmesi İslami bir gelenektir, sünnettir. Sünnet edilen çocuklarda kendi fikri sorulmaksızın ailesinin isteği ve sizin ifadenizle 'Baskı' ile yaptırılmaktadır. Bu durumda despotça bir zihniyete sahip liberal demokrat bir insana düşen, tüm sünnetli çocukları ailelerinden 'zorla' almaktır." şeklinde konuştu.
Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül'ün, 'aile çocuğu baskı altına alırsa çocuk aileden alınır' şeklindeki başörtüsüyle ilgili açıklamalarını eleştiren Özdemir, Üskül'ü görevinden ve partisinden istifa etmeye çağırdı.
Yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilen eylemin ardından grup üyeleri olaysız bir şekilde dağıldı,