Çocukların işitme özürlü olmamaları için erken teşhisin büyük önem taşıdığını kaydeden Cingöz, amaçlarının yeni doğan bebeklerin testten geçirilmesi ve ileride yaşanacak sıkıntıların da erken teşhisle tedavi yoluna gidilmesi olduğunu kaydetti.
Cingöz, "Yenidoğan işitme taraması programı kapsamında yapılan bu testimiz bebeğe zarar ve rahatsızlık vermemektedir. Bebek hastaneden taburcu olmadan önce, kulak yoluna yerleştirilen bir mikrofon ile gönderilen sesin yansıması alınmakta, bilgisayara kaydedilmektedir. İşitmesi varsa 'geçti', yoksa 'kaldı' şeklinde değerlendirilmektedir. Bu tedavi ile 6 aylıkken takılan biyonik kulak sayesinde bu çocuklar yaşıtları gibi işitebilmekte ve konuşabilmektedirler. Zeka gelişimleri de yaşıtlarıyla aynı şekildedir. Gecikmeli teşhis edilen vakalarda 6 aydan sonra takılan işitme cihazı ile çocuk işitse de konuşamamaktadır. Çocukların işitme özürlü olmamaları için erken teşhis çok önemlidir. İşitmeyen ve konuşmayan bir çocuk hem kendi hem ailesi hem de toplum açısından bir sorundur. Bu sorunun önüne erken geçilirse toplumsal açıdan büyük kazanım sağlanmış olur." dedi.