Yüksek Öğrenim Kurumu Kredi Yurtlar Kurumu Kütahya İl Müdürlüğünde, Kütahya Emniyet Müdürülüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Hacı Çağlar tarafından verilen konferansta, 2000'li yıllarda terörle mücadelede uygulanan eve dönüş programı hakkında üniversitelilere bilgi verildi. Sinevizyon ile sunum yapan Terörle Mücadele Şube Müdürü Hacı Çağlar, cezaevlerinde bulunan hükümlülerin dışarıdan yönetilmesi konusuna da değindi. Çağlar, sinevizyon gösterisi ile de bir kaç mahkuma telefonla verilen talimat ve bilgiler doğrultusunda kendileri ve ülkelerine verdikleri zararları anlattı. Çağlar, gençlerin hayatlarını söndüren, terörist eğilimlere karşı dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu.
Teröre başvuranların, ideolojileri doğrultusunda, birden fazla kişinin örgütlenerek, şiddet eylemleri ile ülkenin meşru düzenini bozmayı hedeflediklerinin altını çizen Terörle Mücadele Şube Müdürü Çağlar, terör örgütlerinin tarifini yapıp şunları söyledi; "Sinevizyonda terör örgütlerinin gençleri kullanmalarının yöntemlerini izleyeceğiz. Bir terör örgütüne mensup kızımızın sizin gibi öğrencilik çağlarında terör örgütleri tarafından ne şekilde hayatına son verdiğini izleyeceğiz. Biz, terör örgütlerini, bir ideoloji doğrultusunda birden fazla insanın örgütlenmesi sonucunda, şiddet eylemleri göstererek, o ülkenin meşru düzenini yıkıp, yerine kendi ideolojilerini kurmaları doğrultusunda gösterdikleri eylem ve faaliyetlere terör örgütü diyoruz. Terörist de silahı ile şiddet eylemlerine başvuran kişiye diyoruz. Terör örgütlerinin unsurları dediğimiz zaman da, o ülkenin meşru sistemini bozmak adına sergilerdikleri eylemler doğrultusunda gösterdikleri şiddet eğilimlerine göre sıralıyoruz. Şiddet eğilimleri dediğimiz zaman da, terör örgütlerinin kamp kurdukları bir alana diyoruz. Türkiye'deki terör örgütlerine baktığımızda üç unsur karşımıza çıkıyor. Bunlar, devlet ve siyasal sistemlere karşı bulunan sağ, sol ve bölücü terör örgütü olarak ve son zamanlarda hatırlarsanız HCSB Bank'ın bombalanmasından uluslararası terör örgütü olarak nitelendiriyoruz."