31 yıllık Diyanet İşleri Teşkilat Yasası'nın mecliste beklenen seviyenin üstünde bir destekle geçtiğini, ancak yasada tabii eksiklerin olduğunu belirten Çelik, "Diyanet İşleri Başkanlığı, köyler, mezralar düzeyinde elemanlarını görevlendiren tek bir birimdir. Dolayısıyla devlet bu imkanları sunarken bu hizmeti sunacak olan arkadaşlar bunun farkında olmalı, bunun kıymetini bilmelidir. Organize olmaları ve seferber olmaları, çalışmaya katılmaları önem arz ediyor. Kaybedilmiş her gençte ne kadar payınız var bence düşünmeniz gerekiyor. Bakın ne güzel söylüyorsunuz, ceza evlerinde programlar yapıyoruz diye, bunu neden yapıyorsunuz? İnsanları topluma yeniden kazandırmak için. Bunun yanında öyle çalışmalısınız ki, gençlerin cezaevlerine düşmesini de engelleyebilelim. Meşru hizmet alanınızda aziz olan bir inancın izzet sahibi temsilcileri olarak, görevi hiç aksatmayalım görevde gevşeklik yapmayalım" diye konuştu.
Bakan Faruk Çelik, AK Parti Düzce İl Teşkilatı'nı ziyaret ettikten sonra D-655 Karayolu üzerinde bulunan Ensar Kongre Merkezinde MÜSİAD Düzce Şubesi'nce düzenlenen gala yemeğine katıldı. Bakan Çelik, burada yaptığı konuşmasında, "MÜSİAD kurulalı 20 yıl olmuş. Geriye dönüp baktığımızda acı tatlı birçok gün geçti. MÜSİAD geçmişte çok anti demokratik bir muameleye tabi tutuldu. Ayrımcılık oldu. 1 milyon 200 bin kişiyi istihdam eden 40 milyar dolar gayri safi milli hâsılaya katkı sağlayan bir kurum olmayı başardı. Emeği geçen herkesi kutluyorum" şeklinde konuştu.
AK Parti'nin Türkiye'deki sivil iradeye ve müteşebbislere yol açmaya çalıştığını kaydeden Çelik, "Sizler bu yolu yeterli bulmayarak gayret gösterdiniz ve şimdi Türkiye eski Türkiye değil. 2002 yılında yaşanan, kriz değildi bana göre. Bu kriz bizim iç krizimizdi. Bu krizin sebebi Türkiye'deki beceriksiz yönetimdi. Bu konuşmam bir siyasi hesaplaşma değil. Zaten hesaplaşacak bir siyasetçi de yok. Muhalefet bizi ölçemiyor. Türkiye adeta iflas ettirildi. İki yakasını bir araya getirilemeyen Türkiye'den bir şaheser yarattık. Ama bizim de önümüze bazı engeller çıktı. 2008 yılındaki küresel kriz, bunun en büyük örneği. Ama Türkiye bu krize yenilmedi. Ekonomik krize en son biz girdik ilk biz çıktık. Bu başarımızın ana nedeni siyasi istikrarımızdır. Türkiye'nin siyasi istikrarına Avrupa hayran kalıyor" ifadelerini kullandı.