Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin grup konuşmalarındaki iddialarına cevap verdi.
Çelik, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tarafından verilen cumhuriyet resepsiyonunun anamuhalefet partisinde depresyona yol açtığını söyledi. Çelik, "İlk defa cumhuriyet resepsiyonu, adında cumhuriyet bulunan bir partide ne hazindir ki depresyona yol açıyor. Bunu ibretle takip etmeye devam ediyoruz." dedi.
Çelik, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup konuşmasında öne sürdüğü, Deniz Feneri dosyasına niçin sahip çıkılmadığını ve Deniz Feneri'nde bazı insanları korunduğu yönündeki iddialarının gerçek dışı olduğunu belirtti. Çelik, dava ile ilgili bütün yazışmaların zamanında yapılmasına rağmen anamuhalefet ve muhalefet sözcülerinin Deniz Feneri sakızını çiğnemeye devam ettiklerini belirterek, AK Parti olarak bu dava ile ilgili gocunacakları, kendi adlarına olumsuzluk anlamında bir şeyin söz konusu olmadığını vurguladı. Çelik, "Hayırseverlik adına sosyal sorumluluk adına bir yerlere ulaştırılmak adına verilen paralar birileri tarafından hiç ediliyorsa, amacı dışında kullanılıyorsa bu emanete hıyanettir, namusa ihanettir. Burada AK Parti olarak bizim gocunacağımız, özellikle kendi adımıza ders anlamında çıkaracağımız bir şey söz konusu değildir, son derece rahatız. Üzerimize ne düştüyse onu yaptık." şeklinde konuştu.
"AĞZIMI KİRLETMEK İSTEMİYORUM"
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında Başbakan Erdoğan'a yönelik 'sözünden döndü, sözünü tutmadı.', 'Sana omurgasız derler.', 'Sen zaten omurgasız birisin.', 'Kıvırmaya başlıyor.', 'Sen kim oluyorsun?' ifadelerinin bulunduğuna işaret eden Çelik, "Bu nasıl bir üslup, tam bir sokak jargonu. Sayın Kılıçdaroğlu herhalde bunun prim yaptığını zannediyor." eleştirisinde bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun kendilerini ve camialarını yalancılıkla suçladığını anlatan Çelik, "Bizi yalan söylemek ve yalancılıkla itham ediyor. 180 derece kıvırmaktan söz ediyor. Bizim için kullandığı bu ifadeyi kendileri için kullanarak ağzımı kirletmek niyetinde değilim. Siyaset nezaket ister, nezih üslup ister. Biz nezih üslubu bir tarafa bırakmayacağız." diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "CHP'ye alternatifle gidecekleri" yönünde ifadesinin olmadığını söyleyen Çelik, Başbakan Erdoğan'ın muhalefetin bir dayatma içinde olmaması gerektiğini söylediğini belirtti.
Erdoğan'ın Habur'dan giriş yapan 34 kişinin gelişiyle ilgili olarak çelişen ifadeler kullandığı yönündeki Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Çelik, Başbakan Erdoğan'ın grup konuşmasındaki sözlerinin metinden okuyarak, "Dağda ölüm makinesi olan, elinde silah dağa çıkmış olan insanların silahlarını bırakarak Türk hükümetine teslim olmalarını, başbakan olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak nitelendiriyor. Olayın bizatihi kendisini olumlu bir gelişme olarak nitelendiriyor. Hepimizin istediği bu değil mi?" diye sordu.
KAKAFONİ ELEŞTİRİSİ
Erdoğan'ın konuşmalarında tenakuz olmadığını kaydeden Çelik, ana muhalefet partisinin konuyu saptırdığını kaydetti. Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Erdoğan'ın Kızılcıhamam'da "73 milyonun hakkının, hukukunun teminatı benim" yönünde sözler söylediği yönündeki ifadelerini hatırlatan Çelik, Başbakan Erdoğan'ın bu yönde ifadesinin olmadığını kaydetti. Çelik, Başbakan Erdoğan'ın 'biz' derken devlet adına icra adına sorumluluk almış hükümeti ifade ettiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan'ın almış olduğu siyasi terbiyenin onu gerektirdiğine işaret eden Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben güya Sayın Başbakanı düzeltmişim. Sayın Kılıçdaroğlu kendi partisiyle bizim partiyi karıştırıyor. Bir partide çok farklı ses olabilir. Orkestraya benzetebilirsiniz. Lider orkestra şefidir. Farklı enstrümanlardan farklı sesler çıkar, orkestra şefi farklı sesleri armoniye dönüştürür. Aksi taktirde CHP'deki gibi kakofoni olur. CHP'den kakofoni seslerin gelmesinin sebebi budur. AK Parti'de farklı düşünceler elbette vardır. Sayın başbakan orkestranın şefidir ve buradan kakofoni çıkmaz. Devlet adına icra sorumluluğu yüklenen hükümetin kendisine oy verenlerin yanında oy vermeyenlerin de teminatı olduğunu söylüyor. Sayın Kılıçdaroğlu kendi partisiyle bizi birimize karıştırmasın. Kılıçdaroğlu şefliğe getirilmiştir. Ama bir türlü Sayın Sav şef çubuğunu Kılıçdaroğlu'nun eline vermiyor. Bir kurultay baskısı altındadır sayın Genel Başkan. CHP'nin çok tutarsız tavır içinde olması, bunların yüzlercesini sıralamak mümkün. Esas meselesi CHP'nin, kendi iç sıkıntılarıdır. Kendisini düzeltmeyen bir CHP'nin bunları düzeltmesi güçtür."