Metrobüs hattında çalıştırmak için Capa City marka otobüslerin alımında usulsüzlük yapıldığı iddiaları ile ilgili açılan davanın 6. duruşması Beyoğlu 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Görevi kötüye kullanmak suçundan yargılanan ve aralarında eski İETT Genel Müdürü Mehmet Öztürk'ün de bulunduğu 18 kişinin yargılandığı davada duruşmaya sanık avukatları, CHP'li avukatlar ve iki sanık katıldı. Duruşmada daha önce parti olarak müdahil olma talebi reddedilen CHP'liler bu kez vatandaş olarak müdahil olma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, CHP'lilerin müdahil olma talebini bu kez de reddetti. Duruşma sırasında sanık avukatlarından Abdullah Buladı'nın mahkeme heyetine, müdahil olmak isteyen avukatlarla ilgili yönelttiği, "Avukatların CHP ile ilişkisi var mı?' sorusu ortamı gerdi. Avukatlar karşılıklı sözlü atışmaya başlayınca mahkeme heyeti duruşmaya 10 dakika ara verdi.
BİLİRKİŞİ RAPORU: KAMU ZARARA UĞRATILMADI
Mahkeme heyetine sunulan bilirkişi raporunda davaya konu olan otobüs alımları ile ilgili kamunun zarara uğratılmadığı otobüslerin iddia edildiği gibi yüksek fiyata alınmadığı tespit edildi. Raporda 1 adet yüksek yolcu kapasiteli toplu taşıma aracının birim rayiç bedelinin 350 bin Euro+KDV olarak tespit edildiği, net birim alış fiyatının ise 315 bin Euro olduğu kaydedildi. Her bir araç için toplu alım ve pazarlık neticesinde yüzde 58 civarında indirim sağlandığının anlatıldığı raporda, "normal piyasa değeri 443 bin EURO olan otobüslerin 315 bin Euro'ya alındığı anlaşılmıştır." ifadesi kullanıldı. Mahkeme heyeti, bilirkişi raporunun incelenmesi ve diğer isteklerin yerine getirilmesi için duruşmayı 31 Mart 2011 tarihine erteledi.
Adliye çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, "İBB ihale yapmadan Almanya'dan bir şirketten otobüs aldılar. Bu otobüsleri temin yolu ile aldılar. Bunu ihale yasasına uygun şekilde yapmadılar. Bu otobüsün alındığı firmaların dışında başka firmalarda bu ihaleye girmek istiyordu. Bu otobüslerin alımından sonra İçişleri Bakanlığı'na acil olarak suç duyurusunda bulunuldu. Bakanlık müfettiş görevlendirdi. Müfettişler bu ihalenin bu usulde yapılmasının yanlışlığına hükmetti. CHP olarak kamu adına halk adına arkadaşlarımız müdahil olmak istemelerine rağmen parti kimlikleri ile değil, karar sonucu bu talebimiz reddedildi. Burada kamunun büyük bir zararı var. Capa City firması Türkiye'de de otobüs üretiyor. Acaba neden Almanya'dan bu otobüsler alınıyor. Neden Türkiye'deki fabrikadan alınmıyor. Burada bir paket servis kokusu var" şeklinde konuştu.
SANIK AVUKATI BULADI: CHP SİYASİ ŞOV YAPIYOR
Sanık avukatlarından Abdullah Buladı ise davanın müfettiş raporunun ardından açıldığını hatırlattı. CHP'lilerin davayı siyasi şova dönüştürmeye çalıştığını savunan Buladı, "Savcı görevi kötüye kullanmaktan sanıklar hakkında iddianame düzenledi. Yargılama devam ediyor. CHP geçmişte de bu davaya müdahil olmak istedi. Talepleri reddedildi. Mahkeme daha önce bilirkişi raporu istemişti. Orada kamunun zarara uğratılmadığı tespit edilmişti. Mahkeme kamu zararı olup olmadığı yönünde bir rapor daha istedi. Son bilirkişi raporunda bir zararın olmadığı, alımın isabetli olduğu belirtiliyor. CHP'nin iddialarını bu rapor çürütüyor. Biz daha önce göremediğimiz bir CHP ilgisi gördük bu duruşmada. Meslektaşım her ne kadar vatandaş olarak katılıyoruz deseler de, CHP grubu ile beraber koridoru ve mahkeme salonunu doldurdular. Duruşma salonunu miting alanına çevirdiler. Söylemler siyasi. Yargılama bağımsız objektif bir şekilde sürüyor. Mahkeme toplanan delilleri dikkate alarak bir karar verecek. Bizim düşüncemiz suçun olmadığı yönünde." ifadelerini kullandı.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Kamunun zarara uğratılması ile ilgili Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianamede şu ifadeler yer alıyor: "İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün 08/05/2007 tarihli encümen kararı ile EVO-BUS-Gmbh firmasından Mercedes marka 50 adet Capa City otobüsün alımı ihalesinde idarenin saydamlığı, rekabeti eşit muameleyi, güvenirliliği, gizliliği kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarda ve zamanda karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanmasını sorumlu olarak bir ihale usulünün belirlenmediği ve bu nedenle ihale prosedürünün dışında yarışma ve rekabet unsurunun sağlanmadığı, böylece şüphelilerin görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri iddiasıyla bu davanın açıldığı anlaşılmıştır."