Gündüz yaptığı açılış, temel atma ve tarihi mekanları ziyaretinden sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Grand Yay Otelinde verilen akşam yemeğine eşi Hayrunisa Gül ile birlikte katıldı. Mardin'e özgü yerel yemeklerden oluşan menüde; Lebeni çorbası, haşlanmış içli köfte, kaburga dolması, marul salatası, ev yapımı baklava ve mevsim meyveleri yer aldı. Akşam yemeğini yedikten sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Mardin'de okul ve sağlık ocağı yaptıran hayırsever işadamlarına plaket verdi.
Aralarında ünlü sanatçı Gülben Ergen, Mardin eski milletvekilleri Süleyman Bölünmez ve Mustafa Kasım Tuğmaner, Kabala Belediye Başkanı Şakir Nuhoğlu'nun da aralarında bulunduğu 17 işadamı ile tek tek ilgilenen Cumhurbaşkanı Gül, eğitime yapılan yatırımda daha önce birkaç ildeki yatırımcılarının birbiri ile yarıştığını, bu yarışın Mardin gibi illere yansımış olmasının kendisini son derece sevindirdiğini söyledi.
Plaket töreninden sonra bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Mardin'in sahip olduğu tarih ve kültür zenginliğinin yanında Müslümanların, Süryanilerin, diğer başka bir çok farklı farklı toprakların insanlarının barış ve huzur içinde uzun süre yaşadıklarını hatırlatıp bundan sonra da yaşayacaklarını söyledi. Bu tarihi kimliğin şehre ayrı bir cazibe kazandırdığını, diğer taraftan ekonomik faaliyetlerin de hızlanacağını vurgulayan Gül, sanayi, tarım, turizmim de şehrin güzelleşmesi ile ilerleyeceğini, ticaret ile de Mardin'in daha güçlü hale gelecekğini belirtti. Gül; "Çünkü burası büyük bir havzadır. Mezopotamya havzasının büyük bir parçasıdır. Artık sadece bölgemizi, ülkemizi değil, büyük bir bölgeye hitap ediyorsunuz. Komşularımızla ilgili artık düşmancıl bir tavır içerisinde değiliz. Tam tersine herkesle dost ve herkesle iyi komşuluk ilişkilerine çok önem verdiğimiz için komşularımız da Türkiye'ye karşı aynı anlayışla aynı politikaları beselemeleri söz konusu oldu." şeklinde konuştu.
HEPİMİZ BU ÜLKENİN EN ŞEREFLİ VATANDAŞLARIYIZ
Konuşmasında güvenliğe ve istikrara dikkat çeken Gül, güvenliğe çok önem verdiklerini, güvenliğin hemen arkasında istikrarın geldiğini vurguladı. "İstikrar olunca güven doğuyor. Ve büyük bir ekonomik işbirliği faaliyeti söz konusu oluyor. Ticaret, karşılıklı yatırımlar, ihracat, ithalat kapıları çoğalması, karşılıklı gidiş gelişler ve bunun üzerinden de refah oluşuyor. Refahın oluşması için, zenginliğin oluşması için, ekonomik işbirliği oluşması, onun oluşması için de güvenlik ve istikrarın temin edilmesi gerekiyor. Bütün bunlarda konuşarak, karşılıklı tartışarak yapılacak şeylerdir. Bunlar da bu ülkede ve komşuları ile çevreleri ile oluyor." şeklinde konuşmasını sürdüen Gül, komşularla zaman zaman bazı problemlerin olabileceğini, fakat bu problemlerin de yine konuşarak, diyalog kurarak, tartışarak üstesinden gelinebileceğini anlattı.
Konuşmasının bir kısmını kardeşliğe ayıran Gül, bu topraklarda yaşayan insanların, büyük bir milletin parçaları olduğunu, yaşanan sıkıntıları da empati yapılarak aşılmasını istedi. Cumhurbaşkanı Gül bu konuda şöyle konuştu; "Unutmayalım hepimiz bu ülkenin en şerefli vatandaşlarıyız. Hepimizin hakları eşittir. Problemleri var tabii ki ülkemizin. İstanbul'da da Kayseri'de de Diyarbakır'da da Mardin'de de problemer var. Ama bu problemleri hal etmek, çözmek, bunlar da bizim görevlerimiz. Bunlar için açık fikirli olmak, bunlar için birbirimizi anlamak, farklılıklarımızı zenginlik olarak görmek ve hepimizin bir milletin parçaları, bir millet olma şuuru içinde olmayı fark etmemiz gerekiyor. Hepimiz bu ülkenin ortak sahipleriyiz. Birbirimizi bir diğerinin yerine koyarak düşüneceğiz. O zaman sıkıntılarımızı şikayetlerimizi daha rahat anlayabiliriz."
Ekonomik kalkınmanın kaçınılmaz bir olay olduğunun altını çizen Gül, Türkiye'nin devamlı kalkınan, devamlı büyüyen, dünyanın birçok yerinde ülkeler ekonomik krizlerle kıvranırken, Türkiye'nin devamlı büyüyen bir ülke olduğunu; "Herkes bu açıdan Türkiye'ye gıpta ile bakıyor. Biz inşallah daha çok çalışarak bir birimizi daha çok motive ederek, kurallarımızı daha düzenli hale getirerek bu gelişmeyi daha da hızlandıracağız." sözleriyle ifade etti.
Komşu ülkelerle yapılan anlaşmalara da değinen Gül, sınır bölgelerinin ve illerin çok daha avantajlı bir hale geldiğine dikkat çekti. Eskiden sınır illerinin birer çıkmaz sokak gibi geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül sözlerini şöyle tamamladı; "Çünkü komşularla güven yoktu. İlişkiler nerdeyse çok sınırlıydı. Kapılar kapalıydı Vizeler ancak çok acil şartlarda veriliyordu. Bugün ise bu çıkmaz sokalar tam tersine birer cadde ve otobana çevrilmiş durumda. Bakın komşularımızla vizeler kaldırılmış durumda. Yeni yeni kapılar açılıyor ve yeni kapılar en modern kapılar haline getirilecek. Ve buralarda bürokrasi en az düzeyde olacak. Komşu ülkelerin hepsi ile serbest ticaret antlaşmaları imzaladık. Yani gümrükleri çok düşürmüş olduk. Bütün bunları işte eskiden sınır şehirlerimizin dezavantajı iken şimdi sınır şehirlerimizin avantajlı hale geldiğini göstermektedir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yemekten sonra Artuklu Kervansarayı'na geçti.
