Hollanda temasları çerçevesinde bu ülkede bulunan Türk basın temsilcileri ile Rotterdam'da bir araya gelen Bakan Çelik, Hollanda'da kurulan sağ azınlık hükümeti ve AB süreci hakkında açıklamalarda bulundu.
Devlet Bakanı Çelik, siyasi partilerin seçim propagandaları ile seçim sonrasından oluşan hükümetlerin geçmiş yıllar itibari ile bakışlarında farklılıklar oluşabileceğini belirterek Hollanda seçimlerini şöyle değerlendirdi; "Her siyasi partinin bir bakışı vardır. Bir siyasi partinin tek başına iktidara gelmesi halinde olayları farklıdır. Koalisyon hükümetinde ki programları daha farklıdır. Bu çerçevede yalnız Hollanda'da değil yabancılara karşı olumsuz bakışın yükselmeye başladığı bir süreci yaşıyoruz. Bundan dolayı bu gelişmeleri olumlu görmememiz söz konusu değildir. Hollanda'da koalisyon hükümeti yeni kuruldu. Bu hükümetin ilk günlerini ve ilk aylarını biz dikkatle takip edeceğiz. Gelişmeler ne şekilde olacak ve ne şekilde seyredecek. Bir ön yargı içerisinde olmak ve bu ön yargı çerçevesinde bazı değerlendirmeler yapmayı ben şahsen doğru bulmuyorum. Süre içerisinde söylemler eyleme ne şekilde dönüşüyor bunu gördükten sonra açıklama yapmanın doğru olacağı inancı içerisindeyim. Bundan dolayı Hollanda'da yeni bir hükümet kurulmuştur. Bizim görevimiz bu hükümetin başarılı bir şekilde başlayıp çalışmalarının bu şekilde devam etmesi ve Türk Hollanda dostluğunun devamına dönük kararlar almasını temenni ederiz."
AVRUPA, YAPILAN ANLAŞMALARA SADAKATSİZ
Bakan Çelik Avrupa Birliği müzakere sürecinde çeşitli engellerin ortaya çıkarılmasının yapılan anlaşmalara sadakatsizliği de ortaya koyduğunu belirterek şöyle konuştu; "Avrupa Birliği süreci ile ilgili Türkiye'ye dönük bakışlar, yaklaşımlar ve yorumları büyük bir haksızlık olarak değerlendiriyorum. Çıkış noktası ile Avrupa Birliği sürecinde geldiğimiz nokta arasında, bugün ki söylemler arasında tezat var. Bununla ilgili de net tavrımızı ortaya koymuş bulunuyoruz. 1963 yılında Avrupa Antlaşması'nda neler söylendi ise onlar bugün yerine getirilmelidir. Ya orası yanlıştır. Ya bu gün ki davranışlar yanlıştır. Bu günün yanlış olduğu ve çifte standart içerdiği gayet açıktır. Bundan dolayı biz müzakere sürecini hızlı bir şekilde yürüttüğümüz açık ve net bir şekilde görülüyor. Ve bundan rahatsız olunmaması gerekiyor. Yani Türkiye müzakere sürecini tamamlama konusunda bir irade ortaya koymuş ise bundan memnuniyet duymak gerekiyor. Çünkü biz Avrupa Birliği'ne girme süreci başlatmış bir ülkeyiz. Ve bu süreci başlatan da yine Avrupa Birliği ile ilgili üye ülkeler. O halde bu sürecin bitirilmesinden niye rahatsızlık duyuluyor. Bu süreci bitirelim. Oturup konuşalım. Karşı karşıya gelelim diyelim ki halklara mı soracağız ne yapacaksak o zaman konuşalım. Müzakere sürecinde çeşitli engellerin ortaya çıkarılması, yapılan anlaşmalara sadakatsizliği ortaya koyuyor ki Türkiye tabii ki bu yönü ile bu yorumları, bu davranışları ve bu ifadeleri kesinlikle kabul etmesi söz konusu değildi."
