Akademisyenler Vahap Coşkun, M. Şerif Derince ve Nesrin Uçarlar tarafından hazırlanan Dil Yarası isimli çalışmada Türkiye Cumhuriyeti'nin din, dil ve etnik köken bakımından aralarında farklılıklar bulunan bireylere standart bir kimlik ve yaşam tarzı dayatan vatandaşlık anlayışının ciddi itirazlarla karşılaştığı görüşü savunuldu.
Sümerpark'ta geniş bir katılımla kamuoyuna açıklanan çalışmada, Kürtçe'nin eğitimde kullanılması üzerinde duruldu. Kürtlerin eğitimde anadillerini kullanmasının bir insan hakkı olduğu, Türkiye'nin geçmişteki politikadan vazgeçerek Kürtçe'nin eğitimde kullanılması için gerekli şartları hazırlaması gerektiğinin üzerinde duruldu. Kürtlerin taleplerini kapsayan bir yıllık araştırmada, eğitimde anadilin kullanılmasının Kürt dilinin korunması ve geliştirilmesi için olmazsa olmaz bir şart olduğu vurgulandı. Kürtlerin büyük çoğunluğunun Kürtçe'nin eğitimde kullanılmasının Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri olan Kürt sorununun çözümüne pozitif katkı sağlayacağına inandığı kaydedildi. Araştırmada, "Kürtçe'nin konuşulduğu bölgelerde çalışan öğretmenler Kürtçe öğrenmeye teşvik edilmeli, Kürtçe bilen öğrencilere yönelik Kürtçe okuma yazma kursları, ebeveynlere yönelik Kürtçe okuryazarlık kursları açılmalı, öğrencilerin Kürtçe dil becerilerini geliştirmeye yönelik TV programları hazırlanmalıdır." denildi.
Araştırmanın ilk iki bölümünde Kürtçe'nin teorik ve tarihsel arka planı ortaya konularak Türkiye'de sorunun çıkmasına ve büyümesine değinildi. Çalışmanın üçüncü ve dördüncü bölümünde ise saha çalışması ve değerlendirilmesi yer alıyor. Saha çalışmasında Kürtçe'nin eğitimde anadil olarak kullanılması ekseninde bazı çalışmaların yapıldığı, ancak Kürtçe'nin eğitimde kullanılabilmesi için bazı yakıcı soruların daha cevaplanabilmesi için daha çok birinci elden toplanan verilere ihtiyaç duyulduğu kaydedildi. Buradan yola çıkarak bu çalışmada eğitim süreçlerinde anadilleri olan Kürtçe'nin kullanılmasının ve bunun yasaklanmasının anadili Kürtçe olan öğrenciler açısından ne gibi psikolojik eğitsel dilsel ve toplumsal sorunlara yol açtığı araştırıldı.
ÇİFT DİLLİ EĞİTİM MODELİ GELİŞTİRİLMELİ
Araştırmada, "Kürt kökenli öğrencilerin eğitiminde kullanılacak Kürtçe-Türkçe çift dilli eğitim dili geliştirilmeli. Öğretmen-öğrenci ilişkilerinin dönüştürülmesi için eğitimler verilmeli, çift dilli öğretmen yetiştirme bölümleri açılmalı, müfredat geliştirme ve ölçme ve değerlendirme merkezleri açılmalı. Kürtçe bilen öğretmenlere çift dilli öğretim metodları ve örnekleri hakkında kaynaklar sağlanmalı. Araştırmanın beşinci bölümünde ise Türkiye'deki Kürtlerin sadece Kürt nüfusunun yoğun olarak yaşadığı bölge ile sınırlı olmayan aksine ülkenin batı illerinde de yoğun bir şekilde bulunduğu" bilgisine yer verildi.
Toplantıya TSO Başkanı Galip Ensarioğlu, GÜNSİAD Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu, Baro Başkanı Av. Emin Aktar, siyasetciler, akademisyenler ve gazeteciler katıldı.