Türkiye'yi ziyaret eden devlet başkanları genellikle Ankara'nın yanı sıra İstanbul'da da temaslarda bulunuyor. Wulff'un gezi güzergahında ise bu iki kentin yanı sıra Kayseri, Bursa ve Adana'nın bulunması Türkiye'yi daha iyi tanımak için iyi bir fırsat olarak değerlendirildi. Alman Main Post gazetesi, Wulff'un Johannes Rau'dan 10 yıl sonra Cumhurbaşkanı sıfatıyla toplumsal değişimi sürecindeki yeni Türkiye'ye gittiğine dikkat çekti. 'Anadolu'nun Kaplanları' olarak adlandırılan Kayseri, Bursa ve Adana'nın Türkiye'nin 'hayret verici' ekonomik kalkınması için iyi birer örnek olduğuna vurgu yapılan yorumlarda, Türkiye'nin bu yılki ekonomik büyüme oranı yüzde 8'e ulaşarak Çin ile beraber 'dünyanın en hızlı büyüyen' ekonomisine sahip olduğu belirtildi.
"Dünyanın en büyük 17. ekonomisi Türkiye, Avrupa Birliği (AB) üyesi olsaydı AB'nin 7. büyük ekonomisi olurdu." vurgusu yapan gazete, Türkiye'nin başarısı siyasi istikrara bağlandı. 2001 yılında ekonomik krizle boğuşan Türkiye'nin iflas bayrağını çekmek üzere olduğu hatırlatılan The Main Post, bu dönemde Ankara'da hükümetin mevsimlerden daha sık değiştiğini belirtti. Gazete, 2001 yılındaki ekonomik krizin eski siyasi kadronun sonunu beraberinde getirdiğini kaydederek, "Kasım 2002'de bir yıl önce kurulan Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki AKP mecliste üçte ikilik çoğunluğu elde etti. Bu tarihten itibaren Türkiye siyasi istikrar ve yakın tarihinin en hızlı ekonomik yükseliş yakaladı." ifadelerine yer verdi.
Türkiye'nin ekonomik gücünün yanı sıra bölgesel bir güç haline geldiğine de dikkat çekilen yorumda Türkiye'nin yeni dış politikasının mimarı olarak Ahmet Davutoğlu övüldü. Türkiye'nin AB'ye ait olup olmadığı tartışmalarına değinen The Main Post, Bakan Davutoğlu'nun doğudaki komşularla ilişkileri geliştirmenin AB sürecine aykırı olmadığı yönündeki görüşlerine yer verdi. Gazete, Davutoğlu'nun 'Avrupa'da Avrupalı, şarkta şarklı' olmaya dış politikada önem verdiğine dikkat çekti.
