Tutukluluk süreleri ve suçların yeniden tanımlanması konusunda 2005 yılında değişikliğe gidildiğini belirterek, bunun demokrasiden uzak yapıldığını iddia eden Tansel Çölaşan, Türkiye'nin özgürlükler noktasında çok geriye gittiğini öne sürdü. Anayasa değişikliğiyle birlikte yargı bağımsızlığının kaldırıldığını, 12 Eylül dönemini aratacak bir değişiklik olduğunu iddia eden ADD Genel Başkanı Çölaşan, 'AB bunları olumlu karşıladı ama bizde yaşananlar AB ülkelerinde yaşansaydı, kendileri buna asla izin vermezlerdi.' dedi.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İGC Başkanı Sertel de Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğü konusunda çok vahim bir tablonun bulunduğunu, dünyada 16.'lıktan 138. sıraya gerilediğini, 5 binin üzerinde basın davası görüldüğünü söyledi. İGC üyesi Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın tutukluluk hallerinin cezaya dönüştüğünü savunan Atilla Sertel, "Biz arkadaşlarımızın yargılanmasını ama özgür, adaletli ve hızlı yargılanmasını istedik." şeklinde konuştu. Sınır Tanımayan Gazeteciler raporunda, Türkiye'den sonra Etiyopya, Rusya, İran, Hindistan ve Kuzey Kore gibi ülkelerin geldiğini ifade eden Sertel, basın özgürlüğünün tam olarak sağlanmasının önemine işaret etti. Cezaevinde tutulan gazetecilerle ilgili olarak da şunları söyledi: 'Hukukun eşit, adil, hızlı olmasını istiyoruz. Kimse düşüncesinden, yazdıklarından ötürü yargılanmasın istiyoruz. Ulucanlar'da idam edilenlerin resimleri asılıp özür dileniyor. Bunlar tekrar yaşanmasın ki ileride özür dilenecek şeyler şimdi olmasın diyoruz.'
Basın açıklamasının sonunda Sertel, Çölaşan'a Şehit Gazeteci Hasan Tahsin heykeli hediye etti.