Kitabın yazarı Nazım Sılacı, kitapta, yapmak istemeyip de yapamadıklarını, yapmayı planlarken yanlış yaptıkları olayları analiz ettiğini söyledi.
12 Eylül döneminde Türkiye'de binlerce hayatın yarım kaldığını kaydeden Sılacı, "Aslında kitabın ismi oradan geliyor. Hayatımız yarım kaldı. Evlenmedim, 14 sene cezaevinde kaldım. 5 yıldır kanser tedavisi görüyorum. Benim gibi niye hayatlar yarım kaldı. Daha önce Artvin ve İstanbul'da iki kez yakalanıp hapis yatmıştım. Son olarak 12 Eylül'den 1 hafta önce Bursa'da yakalandım. 12 Eylül 1980 gününü emniyette geçirdim. 1983'te idam cezasına çarptırıldım ve 1984'te idam cezam onandı. Dar ağacı kuruldu, ancak idam etmediler. Son anda hayata tutundum." dedi.
"MUTFAKTA NASIL BİR MENÜ HAZIRLANDIĞINI BİLEMİYORDUK"
Yaşadıklarından ders çıkarılması gerektiğinin altını çizen Sılacı, "O dönem her iki taraf da kullanıldı mı?" yönündeki soruyu da cevaplandırdı. O dönem çatışma halindeki insanların genç olduğuna dikkat çeken Nazım Sılacı şunları kaydetti: "20 yaşındaki genç elbette ki perde arkasını göremeyebilir. Ama bugün baktığımızda küresel bir oyunun sergilendiğini görüyoruz. Türkiye'de zaman zaman belli senaryolar hayata geçiriliyor. 12 Eylül de öyle bir senaryoydu. Küresel bir tezgah vardı. Nice güzel hayatlar yarım kaldı. Mutfakta nasıl bir menü hazırlandığını bilemiyorduk; ancak cezaevinde bunların organizeli bir iş olduğunu daha iyi gördük."
Kitap yazma fikrinin bir TV dizisini izlerken geldiğini anlatan Sılacı, günümüz gençlerinin 12 Eylülü yeterince idrak edemediğini, kitabın o dönemin mücadelesini anlattığını söyledi.
