Davutoğlu: Ya tam AB üyeliği ya da hiç
"Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ankara'nın AB rotasında Brüksel'in de suçlu olduğunu düşünüyor"
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-28 13:46:00
New York'taki BM Genel Kurul Toplantısı'nın hemen öncesinde, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Kurier gazetesine, yabancı düşmanlığı, İslam korkusu ve AB entegrasyonunu içeren bir mülakat verdi.
KOPEINIG: Sayın Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği'nde yaşayan ve çalışan pek çok Türk var. Müslümanlara duyulan antipati giderek artıyor. Bunun sebepleri nelerdir?
DAVUTOĞLU: Öncelikle bugün Avrupa'da farklı kültürlerden gelen insanların beraber yaşamasının gayet normal olduğunu kabul etmeliyiz. Sömürgecilik bittiğinde sömürgelerde yaşayan pek çok insan sömürgeci ülkelere geldi, örneğin Hindistanlı ve Pakistanlılar İngiltere'ye, Kuzey Afrikalılar da Fransa'ya gitti. Türkler, Avrupa'ya sömürge altında yaşamadan gelen tek grup. Türkler, Avusturya ve Almanya tarafından işgücü eksikliğinden dolayı çalışmak üzere çağırıldı. Zaman ilerledikçe hassasiyet oluşmaya başladı. Hareketlilik çok normal bir şeydir, hiç kimse kendini izole edemez. Fakat bu süreç AB üyesi ülkelere ve AB'ye daha fazla sorumluluk yüklüyor.
KOPEINIG: AB'ye gelen insanların da sorumluluk sahibi olmaları gerekmez mi?
DAVUTOĞLU: Bu grupların da omzunda sorumluluk yükü var. Örneğin Türklerin ve Türkiye'nin. Bu zorluğu kabul edip bu yükü beraber taşımalıyız. Eğer AB ülkeleri sadece bir grubu sorumlu tutar ve kendisi sorumluluk üstlenmeyi reddederse, o zaman bu Avrupa'nın geleceği için de bir risk olur. İslam korkusu büyük bir risktir. Fransa'da sadece Müslümanlar değil Romanlar da püskürtülüyor. Başkasını dışlamanın nerede biteceği hiç bilinmiyor.
KOPEINIG: Bu eğilimlere karşı ne yapılabilir?
DAVUTOĞLU: Eğitim, sosyal entegrasyon ve durumu siyasileştirmemek. Sivil inisiyatiflere, medeniyetler diyaloğuna ve sivil toplum kuruluşlarının eylemlerine de ihtiyaç var. Genç nesile çok kültürlülüğü öğretmemiz gerekiyor. Başkalarının kültürünü reddetmeyi önlemek için toleransı öğretmemiz gerekiyor. Eğer bunu yapmazsak durum tehlikeli bir hâl alır. Ülkeler Avrupa'da Türklerin olmasını istemedikleri zaman İslam'a saldırıyor ve böylelikle kültürel bir sorun yaratıyorlar. Bu çok saçma.
KOPEINIG: Türklerin çoğu bir Anayasa değişikliği taraftarı. AB'den karşı hamle olarak ne bekliyorsunuz?
DAVUTOĞLU: Anayasa reformu, Türkiye'deki siyasi reformun bir parçasıdır. Biz bunu Avrupa için değil, kendi çıkarlarımız çerçevesinde demokrasiyi güçlendirmek için yapıyoruz. Biz toplumu ve siyasi sistemi modernleştirmek ve AB entegrasyonunu tanıtmak istiyoruz. Hiç kimse reformlarımızı engelleyemez.
KOPEINIG: Sizin için hangisi daha önemli? AB üyeliği mi, yoksa bölgesel güç olmanın verdiği statü mü?
DAVUTOĞLU: Bu birbirini bağlamıyor. Komşularımızla ilişkilerimizi düzeltiyoruz ki bu AB için de bir avantajdır. Türkiye için üyelik, stratejik ve siyasi öncelik taşıyor. Biz ya tam üye olmak istiyoruz ya da hiç. İmtiyazlı ortaklık bizim için söz konusu değildir.
BYEGM
SON VİDEO HABER
Haber Ara