Osmanlı'nın altın paraları, ham madde oldu
Nümismat (para bilimci) Necati Doğan da 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununu ile yasaklanan Osmanlı dönemine ait akçe, zolta, mangır gibi altın ve gümüş paraların yıllardır eritilerek yok edildiğini söyledi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-06 12:15:00
Türk Nümismatik Derneği Genel Başkanı Cem Mahruki, Osmanlı İmparatorluğu'nun son 6 padişahı öncesine ait paraların koleksiyonu ve satışının yasayla izne bağlı olduğunu belirterek, bu döneme ait binlerce gümüş ve altın paranın hurda olarak eritilerek, hediyelik eşya sektöründe ham madde olarak kullanıldığını öne sürdü.
Cem Mahruki, Türk Nümismatik Derneği olarak 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun son 6 padi şah öncesi paraların serbestçe alımını ve satımını yasakladığı nı ancak koleksiyoncu ve tescil belgesiyle çok zor şartlarda koleksiyonuna müsaade edildiğini kaydetti.
Söz konusu kanunun çelişkilerle dolu olduğunu savunan Mahruki, "Örneğ in kayıtlı koleksiyonculara temin ettiği paraların menşei sorulmamaktadır. Koleksiyon ruhsatı olanlar, bu paraları kaçakçıdan temin edebilmektedirler. Çağdaş ülkelerin çoğunda ve bilhassa Avrupa Birliği ülkelerinde eski paralar serbestçe alınıp satılabilmektedir. İnternet sitelerinde her gün yüzlerce eski para, serbestçe alınıp satılmaktadır. Ülkemizde ise örneğin Sultan II. Mahmud'a ait 1 lira dahi etmeyen bakır para ile yakalanan vatandaşlar kaçakçı muamelesi görmekte, tutuklanmakta ve yıllarca hapse atılmaktadır" dedi.
Bu durumun öncelikle mülkiyet hakkına aykırı olduğunu ve pek çok evde aile büyüklerinden miras kalan eski paralar bulunduğunu hatırlatan Muhruki, "Daha da önemlisi Anadolu'daki milyonlarca kadında ailelerinden intikal etmiş olan Osmanlı dönemine ait altın paralar vardır ve bu paraları yasak olduğunu bilmeden takı olarak kullanmaktadırlar. Kanuna göre bu kadınlarımızın hepsi suçlu ve kaçakçı durumundadır ve cezalandırılmaları gerekmektedir. Durumun saçmalığı ve vahameti ortadadır" diye konuştu.
Dernek Genel Başkanı Cem Mahruki, tutuklanma korkusu nedeniyle koleksiyonerler ve antikacıların da bu paraları alıp satmadığını vurgulayarak, eritilerek tamamen yok olduğunu kaydetti.
Sikkelerin tarihi eser olmadığını iddia ederek, kalıpla yapılmış seri üretim maddeler olduğunu savunan Cem Mahruki, "Sikkeler günlük kullanıma yönelik etnografik eşya olarak kabul edilmeli ve serbeste alınıp satılmalıdır" görüşünü dile getirdi.
Kıymetli metallerden mamul eski paraların (altın ve gümüş Osmanlı paraları) her gün sarraflara ve eskicilere geldiğine değinen Mahruki, kanun korkusuyla bu paraların hemen eritilerek külçe haline getirildiğini belirtti. Mahruki, "Böylelikle yüzlerce kilogram tarihi kıymet ifade eden Osmanlı parası yok olup gitmektedir. Çünkü bu paraları elinde bulunduranlar tarihi eser kaçakçısı muamelesi görüyor" diye konuştu.
İlgili kanunun kaçakçılığı önleyemediğini, aksine teşvik ettiğini öne süren Mahruki, ülke içerisinde alıcı bulamayan eski paraların, kaçakçılar tarafında ucuza temin edilerek yurt dışına götürüldüğünü iddia etti.
Türkiye'de koleksiyoncu potansiyelinin yüksek olduğunu vurgulayan Mahruki, sözlerine şöyle devam etti:
"Yasa değiştirilirse, koleksiyoncunun rahatça alıp biriktirebileceği paralar yurt içinde kalacak, hatta yurt dışından ülkeye getirilecektir. Bunun örneğini serbestçe toplanabilen kağıt paralarda ve son 6 Osmanlı padişahı dönemine ait paralarda görüyoruz. Türk koleksiyoncuları Avrupa müzayedelerinde, Türkiye'den bir şekilde yurt dışına götürülmüş eski paraları yüksek bedellerle satın alarak ülkeye getirmektedirler. Eski paralar yurt içinde serbestçe alınıp satılabilmelidir. Amaç yurt dışına kaçırılmayı önlemek ise bu paraları n yurt dışına kaçırılmasına daha ağır cezalar ve tedbirler getirilmelidir. Osmanlı ve Türk paralarının tamamının alınıp satılması ve bulundurulması serbest olmalıdır."
Nümismat (para bilimci) Necati Doğan da 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununu ile yasaklanan Osmanlı dönemine ait akçe, zolta, mangır gibi altın ve gümüş paraların yıllardır eritilerek yok edildiğini söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının da bu duruma seyirci kaldığını öne süren Doğan, "Bir daha basılma şansı olmayan bu değerler, bazen kuyumcu potalarında eritilerek, bazen de daha değişik alanlarda, özellikle takılarda kullanılarak, adeta el birliğiyle yok edilme gayretine girilmiştir" dedi.
Türkiye'de yaşayan bir kişinin Fatih Sultan Mehmet dönemine ait herhangi bir paranın koleksiyonunu yapamadığını ancak Avrupa'da yada ABD'de yaşan bir koleksiyonerin rahatlıkla bu paraları toplayıp, koleksiyonuna katabildiğini aktaran Doğan, "Türkiye'de benim kültürüm olan bir materyali, bu topraklarla alakası bile olmayan ve binlerce kilometre ötedeki nümismatlar toplayıp dünya mirasına kazandırıyorlarsa, söyleyecek bir kelime bulamıyorum" diye konuştu.
Devletin koleksiyonerlerden vergi alabileceğine de dikkati çeken Doğan, "Amacımız tüm Osmanlı padişahlarına ait paraların yasak kapsamından çıkarılıp, koleksiyonerlere ve bu alana ilgi duyan araştırmacılara açılması. Gelecek nesillere bu kültürümüzün aktarılması için yasaklarla değil, onların bilinçli koleksiyonerler elinde serbestçe alınıp satılarak, koleksiyon ortamında saklanarak, kültürün geleceğe aktarılmasıdır" diye konuştu.
aa
SON VİDEO HABER
Haber Ara