Dolar

34,8673

Euro

36,6659

Altın

3.022,65

Bist

10.055,90

"İsrail Arap liderleri kendine bağlamış"

Londra'da Vakit Gazetesi'nin sorularını cevaplandıran İslami Düşünce Enstitüsü Direktörü Filistin kökenli Dr. Azzam Tamimi, çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-07-14 09:44:00

Filistin sorunu ve İslam dünyasıyla ilgili birçok kitap yazmış olan Tamimi, son olarak HAMAS'la ilgili yazdığı kitapta hareketin geçmişten günümüze kadar olan gelişim sürecini anlatıyor. Mavi Marmara baskınından Türkiye'nin bölgedeki rolüne ve Filistin davasındaki son durumu konuştuğumuz Tamimi, İsrail'in varlığının yasal olmadığını belirterek, Filistinlilerin İsrail'i tanımasının Filistin davasının kaybedilmiş olması anlamına geleceğini söyledi. Tamimi, “Bir Filistinli'nin İsrail'in varlığını kabul etmesi demek, İsrail'in şimdiye kadar yaptığı her şeyi kabul etmiş olması demektir. Yani, topraklarımızdan sürülmemiz, evlerimize el konulmasını kabul ediyoruz anlamına geliyor. İsrail'in hiçbir yasal dayanağı yok ve hiçbir zaman yasallaştırılmamalı. Yasir Arafat ise legal olmayanı legalleştirdi” dedi.

Dr. Azzam Tamimi, Londra'daki İslami Düşünce Enstitüsü'nün Direktörü. Filistin sorunu ve İslam dünyasındaki hareketlerle ilgili birçok kitap yazan Tamimi, akademik çalışmalarıyla dünyadaki çok az sayıdaki en fazla tanınan Filistinlilerden biri. İngiltere'den Japonya'ya kadar birçok ülkedeki üniversitelerde ders vermiş olan Tamimi, El Cezire, BBC ve Press TV kanallarında yaptığı yorumlarla dikkat çeken bir isim. HAMAS'la ilgili yazdığı kitabında HAMAS'ın Müslüman Kardeşler'den günümüze kadar olan gelişim sürecini anlatan Tamimi, 7 yaşındayken 1962 yılında doğduğu kent olan Batı Yaka'daki El Halil kentinden Kuveyt'e göç etmek zorunda kaldı.

Babasının topraklarını işgal eden İsrail'e karşı mücadele verdiği Tamimi, halen lise çağlarında eğitim almak için geldiği Londra'da yaşıyor. Vakit Gazetesi olarak, aynı zamanda Arapça yayın yapan Al Hawar televizyonunun yöneticisi olan Tamimi ile Londra'daki ofisinde görüştük.

İSRAİL, KENDİSİNİ HUKUKUN ÜSTÜNDE GÖRÜYOR

Önce İsrail'in Mavi Marmara gemisinde gerçekleştirdiği katliamı soruyoruz Tamimi'ye: “İsrailliler dünyaya bir mesaj vermek istediler. 'Eğer yardım ederseniz, sonuçlarına katlanırsınız' mesajı..

Çünkü bu ülke dünyaya meydan okuyor ve dünya da uluslararası hukuku çiğneyen bu ülkeye karşı bir şey yapmıyor.

Bu şekilde İsrail, kendisini hukukun üstünde görerek her şeyi yapabilme hakkına sahip olduğunu düşünüyor.”

İSRAİL, MAVİ MARMARA İLE DEŞİFRE OLDU

Tamimi, uluslararası sularda 9 Türk barış gönüllüsünü katleden İsrail'in bu saldırıyla deşifre olduğunu belirterek şöyle diyor: “Bu saldırı İsrail'in düşünmediği negatif bir etki meydana getirdi. Türkiye, İsrail kurulduğundan beri bu ülkenin müttefiki ve bu yüzden Türkiye'nin bir şey yapmayacağını düşünüyorlardı. Ancak, saldırıdan sonra hem Türkiye'nin hem de dünyanın tepkisini görünce şaşırdılar. Çünkü bunlar yaptıkları her hukuksuzluğa göz yumulmasına alışıktı. Türkiye'nin İsrail'e karşı tepkisi, Ortadoğu'daki dengeleri de değiştirmiştir.”

İSRAİL, ARAP LİDERLERİ KENDİSİNE BAĞLAMIŞ

Tamimi'ye göre, Özgürlük Filosu'na yapılan saldırı barış sürecini etkilemeyecek ancak yine de bu saldırıyla İsrail'in deşifre olmuş olması önemli bir adım. İsrail'in bölgedeki Arap ülkelerini kendisine bağladığını ve Filistin Otoritesi lideri Mahmud Abbas başta olmak üzere, Mısır, Ürdün gibi ülkelerin İsrail'in müttefiki olduğunu kaydeden Tamimi, Türkiye'nin Filistin işgalinin sona erdirilmesi ve Gazze ablukasının kaldırılması çağrısının bu yüzden çok önemli olduğunu düşünüyor.

ABD, GAZZELİLERİ HAMAS'A KARŞI KIŞKIRTTI

Tamimi bu konuda şöyle diyor: “Türkiye'nin ‘Ambargoyu kaldırın’ çağrısı çok önemli. Çünkü Türkiye NATO üyesi, AB ile üyelik için müzakere eden bir ülke. Ancak bu ambargo ABD'nin eseri. ABD isterse ambargo kalkar. ABD, Mahmud Abbas'a milyonlarca dolar yardımda bulundu. Amaç, Batı Yaka'yı zengin gösterip Gazzelileri HAMAS'a karşı kışkırtmak ancak bu plan tutmadı. Bugün de İsrail deşifre olduğu için Obama mecburen ambargonun kabul edilemez olduğunu söylüyor.

HAMAS'a karşı ABD ve İsrail ne zaman bir saldırı düzenlerse, ne zaman bir kriz çıkarsa, HAMAS bundan daha güçlü bir şekilde çıkıyor..”

TÜRKİYE BÖLGENİN SÜPER GÜCÜ

Türkiye'nin ilk defa uluslararası hukuku çiğneyen İsrail'e karşı sert çıkmasının Yeni Dünya Düzeni açısından ne anlama geldiğine dair sorumuza Tamimi, “Dünyada bir değişim yaşanıyor. Bu değişim haliyle halklara, sivil toplum örgütlerine ve hükümetlere de yansıyor. Eskiden İsrail'i mazlum taraf görenler, bugün İsrail'in gerçek yüzünü gördü. Ama bugün Batı ve dünya topraklarından atılan, katledilen Filistinlileri görüyor. Türkiye'deki bu değişim de dünyadaki değişime paralel gidiyor. Türkiye bölgesel bir süper güç ve Orta Asya ve Ortadoğu'da büyük bir nüfuza sahip. Geçmişteki Türk hükümetleri halklarının taleplerini yansıtmazlardı, ancak mevcut hükümet halktan gelen taleplere karşı duramıyor. Her zaman adaletten yana olan Türkiyeli Müslümanlar Filistin davasına destek vermişlerdir.

Türk Hükümeti'nin bugün ortaya koyduğu politika da normal bir politika ve halkın taleplerini yansıtıyor” dedi.

ERDOĞAN KAHRAMAN

Arap liderlerinin korkak olduğunu ve halkları tarafından nefret edildiğini söyleyen Tamimi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın adaletsizliğe karşı verdiği mücadele ile Arap halkları tarafından saygı gören bir lider olduğunu belirtiyor: “Arap rejimleri mevcut dünya düzeninin bir parçası. Bu rejimler kolonyal güçlerin temsilciliğini yapıyor ve halktan kopuk yaşıyorlar. Bu liderler halkları tarafından nefret ediliyor. Erdoğan, Filistin davasında hukuk ve adalet çağrısı yapıyor ve bu yüzden kahraman olarak görülüyor. Ancak Arap liderler Erdoğan'ın gösterdiği cesareti gösteremiyorlar çünkü korkak davranıyorlar.”

FİLİSTİN'İN TEK YASAL HÜKÜMETİ HAMAS'TIR

Filistin'deki grupları çok yakından tanıyan Dr. Azzam Tamimi, 2006 yılındaki parlamento seçimlerini kazanan HAMAS'ın Gazze'deki hükümetinin yasal olup olmadığına dair soruya ise önemli ve ilginç bir cevap veriyor: “Eğer Suudi Arabistan'da kabul edilen Ulusal Birlik Hükümeti'ni yasal olarak kabul ediyorsak, o zaman bugün Ramallah'ta Abbas'ın atadığı Salam Fayad Hükümeti yasal değil. ABD ve İsrail, Abbas ile işbirliği yaparak HAMAS'ın başında olduğu Ulusal Birlik Hükümeti'ni uzaklaştırdı. Dolayısıyla yapılan seçimlere ve anlaşmalara göre Filistin'in bugün tek yasal hükümeti HAMAS Hükümeti'dir.”

İSRAİL'İN VARLIĞI YASAL DEĞİL

Filistin'in efsanevi lideri Yasir Arafat'ın yaşamış olması halinde Filistin davasının bugün sergilediği bölünmüşlük halinin olup olmayacağını sorduğumuz Tamimi şöyle diyor: “Filistin davasının bugünkü halinin sorumlularından biri maalesef Arafat'tır. Arafat, topraklarımızı işgal etmiş, evlerimizi yıkmış ve bizleri sürgüne göndermiş İsrail'i tanıyarak büyük bir hata yaptı. Bir Filistinli'nin İsrail'in varlığını kabul etmesi demek, İsrail'in şimdiye kadar yaptığı her şeyi kabul etmiş olması demektir. Yani, topraklarımızdan sürülmemiz, evlerimize el konulmasını kabul ediyoruz anlamına geliyor. İsrail'in hiçbir yasal dayanağı yok ve hiçbir zaman yasallaştırılmamalı. Yasir Arafat ise legal olmayanı legalleştirdi.”

FİLİSTİN DEVLETİ DEĞİL EVLERİMİZİ İSTİYORUZ

Tamimi, İsrail'in HAMAS tarafından tanınmaması halinde Filistinlilerin hayalini kurduğu bir devlete sahip olamayacağına dair görüşlere de katılmıyor. Tamimi'ye göre Filistinlilerin sorunu bir devleti olmamaları değil, çünkü Filistinlilerin hiçbir zaman bir devleti olmadı: “Filistin'de hiçbir zaman bir devletimiz olmadı ama orada yaşayan insanlar vardı. Bizim amacımız Filistin devleti değil, çıkarıldığımız evlerimize geri dönmek. Milyonlarca Filistinli dışarıdayken bir Filistin devletinin olması bir şey ifade etmez. Adalet olmadığı sürece, insanlar topraklarına geri dönmediği sürece kurulacak devlet hiçbir işe yaramaz.”

DİRENİŞ FİLİSTİNLİLERİN TEMEL HAKKI

Filistinli grupların İsrail'e roket atmasının sorunu zorlaştırıp zorlaştırmadığına dair soruya ise Tamimi, Filistinlilerin işgal edilmiş topraklarını kurtarmak için her şekilde direnme hakkı bulunduğunu ve bunun uluslararası hukuka da uygun olduğunu kaydetti. Tamimi, bu hakkın yasal bir şekilde kullanılmasının HAMAS ve diğer Filistinli grupların hakkı olduğunu söyledi.

HAMAS'I KARALAMAK İSTİYORLAR

HAMAS'la ilgili bir de kitap yazan Tamimi, Batı ve Türk basınında İsrail yanlısı bazı kesimlerin “HAMAS'ı İsrail kurdurttu” şeklindeki propaganda amaçlı yorumlarına da ilginç bir şekilde cevap verdi. Böyle bir yorumun saçma olduğunu söyleyen Tamimi şöyle dedi: “Bu, HAMAS'ı kötülemek, direnişi kırmak amacıyla ortaya atılan saçma bir iddia. 1980'lerde İsrail El Fetih'e üye olanları avlarken, HAMAS da Müslüman Kardeşler çatısı altında okullar, hastaneler yapıyordu. İsrail bu dönemde HAMAS'ı bir tehdit olarak görmedi. Ancak Müslüman Kardeşler 1987'de HAMAS olduğunda Arafat bu propagandayı kullandı ve Arafat'ın bu propagandası İsrail’i destekleyenler tarafından da kullanılmaya başlandı. Oysa, daha önce Müslüman Kardeşler pasif kalıyor diye eleştiriliyordu. HAMAS silahlı direnişe başladığı zaman İsrail harekete geçti ve HAMAS'ın binlerce üyesini ya sürgüne gönderdi ya da hapse attı. Bugün direnişi kırmak isteyenler bu iddiaları ortaya atıyor. Oysa İsrail'le anlaşan, işbirliği yapan HAMAS değil.”

İSRAİL'İN SONUNUN BAŞLANGICI

Filistin Otoritesi ile İsrail'in her zaman bir iletişim halinde olduğunu ve bu iletişimin müzakere olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyen Tamimi'ye göre, barış sürecinin başarıya ulaşması mümkün değil. İsrail'in uluslararası hukuka aykırı bir şekilde davranmasının barışa en büyük tehdit olduğunu kaydeden Tamimi, ancak gelişen olayların İsrail'in sonunun başlangıcı olabileceğini söyledi: “Hiçbir hakkı olmadığı halde bizim topraklarımızı işgal eden ve bizleri yerlerimizden eden İsrail sona doğru yaklaşıyor. Çünkü İsrail'in varlığı hiçbir şekilde legal değil. Adaleti savunan herkes de böyle düşünüyor. Her zaman adaletten ve barıştan yana olmuş Müslüman Türk halkının da bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması için katkıda bulunacağına inanıyorum.”

vakit

Haber Ara