Dolar

34,8648

Euro

36,7217

Altın

3.047,06

Bist

10.058,47

Ankara Parlıyor

Liberal eğilimli Der Tagesspiegel gazetesinin dünkü sayısında, Andrea Nüsse imzasıyla yayımlanan yorumda orta doğuda yaşanan son gelişmeler çerçevesinde Türkiye'nin aldığı pozisyon değerlendirliyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-06-18 11:56:00

Ankara Parlıyor
Türkiye'nin Yeni Dış Politikası Ülkenin Avrupa'ya Sırt Çevirdiği Anlamına Gelmiyor. Türkiye Avrupa'dan Faydalanıyor.

Acaba Türkiye Batı'ya ve Avrupa'ya sırtını çevirip Tahran ve Şam ile yeni arayışlar içerisine mi giriyor? Acaba Müslüman Türkiye'ye verilen üyelik sözünün yerine getirilmemesinde ve sürecin sulandırılmasında Avrupa Birliği mi suçludur?

Türkiye, bölgesel güç olarak Avrupa, Asya, Orta Doğu ve Kafkasların kesiştiği noktada pragmatik bir şekilde çıkarlarını gözetiyor. Türkiye'nin kendinden emin bir şekilde yeni dış siyaseti dikkat çekiyor. Bu ülkenin bu zamana kadar uyguladığı dış siyaset çizgisinden saptığı anlamına gelmiyor. Türk dış siyaseti ilk defa kendisini geliştirme fırsatı yakalamıştır. ABD, bölgede -Irak macerası nedeniyle- siyasi bir boşluğun oluşmasına neden olmuştur. Türkiye, kırılgan olmasına rağmen, AB üyelik perspektifi bağlamında reform hareketlerini sürdürmüş ve demokratikleşmiştir. Özellikle Kürtlere ve Alevilere yönelik açılımlar dikkat çekmiştir. Bunları yerine getiren Türkiye sınırları ötesinde inandırıcı olmaya başlamıştır. Komşularıyla siyasi sorunlarını bertaraf eden Türkiye, ticaret, ekonomi ve göç gibi alanlarda liberal açılımlar sergilemiştir. Arap dünyasının bazı ülkeleri için Türkiye, Başbakan Erdoğan'ın Filistin'e ilişkin popülist tavırları ve söylemlerinden daha önce model bir ülke hâline gelmiştir.

İsrail ile var olan birlikteliğin bozulması pragmatik siyasi çizgiden vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Kudüs, sürekli meydan okumak suretiyle bu birlikteliğin ayakta tutulması için pek fazla bir gayret göstermemiştir. Türk meclisinin ABD'ye kendi toprakları üzerinden Irak'a girme izni vermemesi ile Arap dünyasının Türkiye'ye bakışı değişmiştir. Bu karar demokrasiye daha fazla sempati ile bakılmasına neden olurken Batı'nın bu konudaki çabalarından daha etkili olmuştur.

Türkiye, bu dış siyasi çizgisini ancak liberalleştirmeyi sürdürdüğü sürece devam ettirebilir. Bunun için Avrupa opsiyonu gerekliydi. AB'nin Türkiye'nin üyeliği konusunda bir beyanda bulunmasının gerekliliği müphemdir. Zira, Ankara zaten reformlarını kendi çıkarları gereği yapmaktadır. Ülkedeki sivil toplum ve hür basın bu konuda bu zamana kadar dışarıdan yapılan baskının bir kısmını üstlenmiş durumdadır. Ankara, bölgeye yönelik siyasetini ve Şam ve Tahran ile olan ilişkilerini AB çatısı altında sadece kısmen yürütebilecekti. Bu önyargısız ve değişik bir iletişim tarzı AB siyasetinin tamamlayıcısıdır ve -Avrupa'nın ön bahçesinde istikrar ve ekonomik gelişim- ülkenin çıkarları gereğidir. Türkiye'nin bu çabasına Avrupa daha fazla saygı göstermeli ve destek çıkmalıdır. Bu siyaset ne kadar başarılı olursa Türkiye'nin AB üyeliği meselesi de o kadar gündem dışı kalacaktır. Her iki taraf için de...

DER TAGESSPİEGEL
Andrea Nüsse
BYEM
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara