'Türkiye'deki insanlar uyuşturulmuş'
İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel, Kocaeli Kitap Fuarında “ Boştan Almak Doluya Koymak” başlıklı bir konuşma yaptı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-19 15:47:00
Kocaeli Belediyesinin düzenlediği kitap fuarında konuşma yapan İsmet Özel bir çaresizliği ya da imkansızlığı dile getirmek için kullanılan, ‘ Boşa koyuyorum dolmuyor , doluya koyuyorum almıyor’ deyimini tersine çevirdiğini ve boştan alarak doluya koymayı kendisine iş edindiğini belirterek konuşmasına başlayan İsmet Özel; “Halihazırda içinde bulunduğunuz şartlardan memnun olmanızı sağlamak için konuşabilirim ve yahut sizin de dünyadaki bütün kötülükler karşısında bir tavır almaya mecbur olduğunuzu hatırlatarak size bir rahatsızlık verebilirim. Ben ikincisini deneyeceğim. Yani boştan alacağım, doluya koyacağım” diyerek sözlerine devam etti.
TÜRKİYE’DEKİ İNSANLAR UYUŞTURULMUŞ VAZİYETTE
Türkiye'de yaşayan insanların, hayatlarının devamını neyin sağladığına dair hiçbir fikre ve anlayış çerçevesine sahip olmamaları sebebiyle birer “morfinman” gibi, uyuşturulmuş bir vaziyette bulunduklarına dikkat çeken İsmet Özel, bu şekilde olmadıkları takdirde mevcut yaşama tarzlarını hemen terk etmek veya bu tarzlara savaş açmak yönünde tercihte bulunmalarının icap edeceğini beyan etti. Bizleri uyutan ve bu sayede işlerini yürütenlerin, bardağın yarısını boş görenleri “kötümser”, yarısını dolu görenleri ise “iyimser” olarak nitelendirdiklerini hatırlatan Özel, “Boş olan şey bizim bu ülkede bir millet olarak bulunmamızın imkânlarıdır.
Üzerinde yaşadığımız toprakların vatan olması için hususi bir çaba gösterildi. Bu hususi çabanın akabinde bu topraklardan bir milletin ayağa kalkmasına mani olacak ekstra bir çaba daha gösterildi. O ikinci çaba bizi doldurdu” ifadeleriyle konuşmasını sürdürdü.
‘BÜYÜK YUNANİSTAN ‘KURULDU
Kâlû Belâ’da verdiğimiz söze sadık kalıp kalmadığımızı,Türkiye sınırlarının korunması konusundaki hassasiyetimizle ortaya çıkarabileceğimizi belirten İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel, sınırların manasını kavrayıp kavrayamamanın, ölümden sonraki hayatımıza birinci derecede tesir edeceğini vurguladı. Başbakan'ın Atina'da geçtiğimiz hafta yaptığı anlaşmayla Büyük Yunanistan'ın kurulduğuna ve tasdik edildiğine işaret eden İsmet Özel, iki ülkenin bakanlar kurulunun yılda iki kez, başbakanların ise birer kez bir araya gelerek toplantı yapacak olmasının Türkiye ve Yunanistan’ ın, birbirinin işini zorlaştıran iki siyasi organizasyon olmaktan çıkıp artık bir bakıma aynı devlet oluşlarının ifadesi olduğunu, ancak insanların morfinman olmaları sebebiyle bu hadiselerle alakadar olmadıklarını ifade etti.
BU ÜLKENİN FAUNASI MI, FLORASI MIYIZ?
Bu ülkede yaşayanların bu ülkenin otları olarak mı, hayvanları olarak mı, yoksa insanları olarak mı mevcudiyet gösterdiklerine cevap vermelerinin gerekliliğine temas eden İsmet Özel, 1950-1960 yılları arasında bu ülke insanlarının, iktidara gelecek kişileri oylarıyla tayin etmeleri dolayısıyla bir millet olarak varlık gösterdiklerini, ancak 1960'tan sonra Amerikan malı bir Türkiye ahalisinin imal edildiğini ve artık burada bir milletin yaşamadığını belirtti. Zira şu anda Türkiye'de yaşayanların el üstünde tuttukları insana yakışır bir düsturlarının olmaması bir yana, ilk olarak ve en kolay şekilde sattıkları şeyin dinleri olduğunu, bilhassa komşularına hava atmak ve komşularını ezmekten mest olan kimseler olduklarını dile getiren İsmet Özel, komşularını ezerek mest olan insanların millet olduklarını söylemenin ve bu insanlardan bir şey beklemenin mümkün olmadığını söyledi.
TÜRKİYE SANA NE VERDİ ?
Konuşmasına, insanların kendi kıymetlerini bilmeleri gerektiğini, kendi kıymetlerini bilmeden başkalarının kıymetlerini de bilemeyeceklerini, başkalarının kıymetini bilmeyenlerin ise “kıymet”ten haberdar olamayacaklarını beyan ederek devam eden İsmet Özel, “Önce kendimizi seveceğiz. Kendimizi sevmezsek başkasını hiç sevemeyiz. Ama başkası dediğimiz şeyin bize ne getirdiği, bize ne temin ettiği, bize ne sağladığı konusunda hiçbir fikrimiz yoksa kendimizi sevmemizin de konacak yeri yoktur. Kendimizi severiz ama onu nereye yerleştireceğimizi bilemeyiz. Dolayısıyla kendimizi sevmekle elimize bir şey geçmez.
Elimize bir şey geçmesi için bizim kendimizin dışındakinin bize ne ilave ettiğini bilmemiz lazım” diyerek, herkesin üzerinde yaşadığımız topraklardan ne aldığını hesap etmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye Cumhuriyeti ilan edildiğinde nüfusunun yarısına yakınının göçmen olduğunu hatırlatan İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel, bu toprakların bir kısım insanlara hiçbir şey vermedi ise bile yaşamak imkânı, hayatta kalma imkânı sağladığına işaret etti.
İNSAN DOĞRU KARARLAR VEREREK YAŞAYABİLİR
İnsan hayatının, karar verme üstünlüğünü elinde bulunduranlar tarafından temsil edildiğini, insanın doğru kararlar vererek yaşayabilen bir varlık olduğunu beyan eden İsmet Özel konuşmasını şu ifadelerle sona erdirdi; “İnsan neyin helal neyin haram olduğunu bilerek yaşayan bir varlıktır.
İnsanın beşerden insana yükselmesi ,doğrudan doğruya helal haram ayrımı yapmasıyla alakalıdır. Bunu yapamayanlar hala insan olamamış olanlardır (...) Yaşamak için hususi bir teçhizatımız olmadığı halde karar vermek suretiyle kendimize en iyi yolu düzenleyebilme gibi bir fırsat var elimizde. Yani elimizde hayatta kalmak için bir teçhizat yok, orası boş. Boştan alacağız nereye koyacağız? Kendimiz için en hayırlı olan yolun inşasına. Orası tıka basa dolu, orada hep salihler var.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara