Motosiklet Günlükleri!
Afrika'nın tecrit bölgelerinde sağlık hizmeti motosikletlerle sağlanıyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-16 12:16:00
Yamaha Motor’un Fransa’nın başkenti Paris’te, yeni modeli XT1200Z Süper Tenere modelinin testi için dünyanın farklı ülkelerinden bir araya getirdiği gazetecilere yaptığı sunumun ilk cümlesi, birinci etabı iki gün sürecek olan etkinliğin, herhangi bir motosiklet test sürüşünden çok daha fazla bir şey olduğunu tanımlamaya yetti. Anlaşılan, test sürüşünün ilk üç etabında dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen gazeteciler, bir yandan Paris-Marakeş arasında binlerce kilometreyi katederken diğer yandan da Afrika’da sağlık hizmetlerinden mahrum yüz binlerce kişiye el uzatılabilmesinin güvenli bir yolunun olduğunu duymayanlara duyuracaktı.
‘Riders For Health’ Afrika’nın deyim yerindeyse balta girmemiş, ulaşılması çok zor, dış dünyadan izole durumdaki bölgelerine sağlık hizmetlerinin götürülmesine yardım eden önde gelen organizasyonlardan biri. Bu organizasyonun oluşturulma fikrinin, neredeyse her motosiklet sürücüsünün hayalini gördüğü ünlü Paris - Dakar rallilerinden çıktığı biliniyor. Off-Road ağırlıklı bu çetin ralliye katılan motosiklet sürücüleri, ne helikopterin, ne de uçağın ulaşabildiği; dört tekerlekli araçların ise ilerlemekte büyük zorluklarla karşılaştığı Afrika’nın tecrit durumdaki köylerine temel sağlık hizmetlerinin götürülebilmesinde motosikletin ehven olduğunu görüp kolları sıvamışlar. ‘Riders For Health’ işte böylesi bir insani saikle oluşmuş ve şimdi 276 çalışanı ve 1323 aracı ile Afrika’ya HIV, tüberküloz vb. hastalıkların teşhisi için 15 sağlık merkezi için kuryelik yapıyor.
‘Motosiklet Günlükleri’
Bu organizasyondakilerin meşakkatli çabaları, enternasyonalist devrimci Che Guevara’nın henüz tıp öğrencisiyken arkadaşı Alberto Granado ile giriştiği motosiklet macerasıyla karşılaştırılabilir ancak. Che ve Granado, 1951 yılı Aralık ayında Peru’daki San Pablo cüzam kolonisi hastalarına şifa götürmek için, ‘La Poderosa’ (güçlü) adını verdikleri 500 cc.lik 1939 model Norton marka motosikletlerinin sırtında düşe kalka uzun yollar katetmişlerdi. Che’nin, heyecan dolu bu macerasını bizlerle paylaştığı ‘Motosiklet Günlükleri’nin girişine koyduğu şu cümle hayli çarpıcıdır: “Şu notları yazan kişi, Arjantin topraklarına tekrar ayak bastığı gün öldü. Onun yazdıklarını yeni baştan düzenleyen ve cilalayıp parlatan kişi olan ben de artık ben değilim. Amerika’mızda dolaşmak, beni sandığımdan daha fazla değiştirdi.”
Paris- Toulouse
Uzun soluklu maceraların içine atılan motorcuların neredeyse tümü bu duyguyu yaşar. Yolculukların sonunda artık yola başladıkları andaki ile aynı kişi değildirler. Ve motorcunun altın kuralı: Nereye bakarsan oraya gidersin!
Paris’te 4 Mayıs sabahı Eyfel kulesinin önünde buluşup, Avrupa’da ilk kez gazetecilere test ettirilecek olan motorların üzerine oturarak Toulouse’a doğru baktık ve tanınmış Fransız motorcularından David Fretigne’nin kick-off’u ile harekete geçtik. Hava serindi, yollar kuruydu ve ilk bakışta hiçbir bir aksilik göze çarpmıyordu. Diğer yandan gökyüzündeki bulutların yoğunluğu ve bir gün önce yağan yağmur ise etabın zor geçebileceğinin sinyalini veriyordu. Turumuz, ilk gün Paris’ten başlayıp, Güney Fransa’nın macera sporlarına sunduğu geniş olanaklarıyla tanınan Saint-Nectaire’a kadar sürecek ve bu arada 539 kilometrelik uzun bir mesafe de katedilmiş olacaktı. İkinci gün için ise Saint-Nectaire’den Toulouse’a kadar 395 kilometrelik bir yol aşılmayı bekliyordu. Sonrasında motorlar bir sonraki etabın sürücülerine devredilecekti.
Sıkı dayanışma
Eyfel kulesine veda edip motorlara takılmış GPS cihazlarının da yardımıyla otoyola ulaşıncaya kadar her şey normaldi. Ne ki, önce ağır ağır çiselemeye başlayan yağmur, bir anda hızlandı ve artık yol boyu bulutlar neredeyse peşimizi hiç bırakmadı. Türkiye’de birkaç damla yağdığında dahi motor kullanmaktan imtina ettiğim için, alışık olmadığım bir durumla karşı karşıya kalmıştım. İşte tam bu anlarda, maceracılığıyla nam salmış sempatik Fransız sürücü David Fretigne’nin çok önemli bir özelliğini keşfettim. Fretigne, maceracı olduğu kadar aynı zamanda dayanışmaya da önem veren iyi bir yol arkadaşıydı. Gazı açıp en öne fırlaması ve gözleriyle yola çizdiği izi takip ederek gruptan kopması pek mümkünken, nispeten hızı daha düşük motorcuları yalnız bırakmıyor; en arkada kalanın artçısı olmaktan ya da zor duruma düşene mihmandarlık etmekten kaçınmıyordu.
Sınırlar aşılıyor
Yağmurun yaptığı sulu şakaya eşlik eden sert ve soğuk rüzgarın büyük iddialarla üretilmiş olan Süper Tenere’yi çok fazla etkilemediğini gördükçe sınırlar yavaş yavaş aşıldı. Yağmur altında, yol tutuşu ve dengesi iyi, üstelik müthiş gücüne mukabil vibrasyonu neredeyse sıfır düzeyde olan bir motorla 140-150 kilometre hızla ilerlemek, sadece kendisine güvenmeklemümkün değildi. Tura katılan gazeteciler arasında çok profesyonel sürücüler vardı ve onlar, kısa sürede havanın kötü cilvesine uyum sağlayıp hızlarını artırdı. Öğle yemeği için verilen moladaki bekleyişte de hava koşullarında düzelme olmadı. Kuşkusuz herkesin ortak isteği açık hava ve kuru yollarda zevkle motor kullanmak idiyse de bu mümkün görünmüyordu artık. Bu durumda kova kova boşalan yağmur ve iliklere kadar işleyen soğukla başetmek dışında başka bir seçenek kalmamıştı. Akşam 20.30’da Saint-Nectare’a ulaştığımızda yağmur ve rüzgara dayanıklı olduğu için avuç dolusu paralar ödenen mont, bot, pantolon ve eldivenlerin kifayetsiz kaldığı ortadaydı.
Kar, tipi, fırtına
Etabın ikinci gününde bir öncekine göre daha kısa bir mesafe gidilecek olsa da, harekete geçtikten hemen sonra çok daha çetin bir yolculuğun bizleri beklediği anlaşıldı. Yüksek rakımlara tırmandıkça hava iyice bozdu. Tepelerde kar tutmuş, hatta tipi başlamıştı. Yukarı tırmanan ıslak ve sert virajlı yollarda motoru bir sağa bir sola yatırırken, bir yandan da kaskın vizörünü kaplayan karı ve buğuyu temizlemek gibi bir problemle boğuşmak büyük dertti. Motorlar kenara çekilerek sık sık kasklar silindi, eller motorun üzerinde ısıtıldı ve akşam saatlerinde etabın tamamlandığını müjdeleyen Toulouse tabelası göründüğünde duyulan sevinç, doğa koşullarının ağır etkisine baskın geldi.
Afrika’ya beş hibe motor
Motosikletler Toulouse’da bir sonraki etapta kullanacak olanlara devredildi. İkinci etapta Madrid, üçüncü etapta ise Lizbon’a ulaşan tur; dördüncü etapta Kuzey Afrika’nın sarp kayalıklarından geçerek yarın Marakeş’te nihayetlenecek. Marakeş’e gelindiğinde Yamaha Motor, Süper Tenere’lerden beşini Riders For Health organizasyonuna hibe edecek, üstelik bu hibeye motorların üç yıllık yedek parça ve bakım masrafları da dahil olacak. Bu motorlar Riders For Health tarafından 2009’da Zambia’nın doğusunda başlatılan yeni kampanyada kullanılacak. Süper Tenere’nin güç ve performansını özellikle berbat hava koşullarında test ettiğimiz için, hepimizin ortak fikri, bu motorların Afrika’da iyi bir hizmet vereceği yönündeydi.
Kaynak: Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara