Dolar

34,9574

Euro

36,7730

Altın

2.974,12

Bist

10.125,46

70 yerli filmin 6'sı kar edebildi.

Toplam 70 yerli yapımın seyirciyle buluşacağı sinema sezonunda vizyona giren filmlerden 6'sı kar ederken, 7 film de yapım masraflarını kurtardı. Gösterime giren diğer yapımlar zarara uğradı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-04-23 12:23:00

70 yerli filmin 6'sı kar edebildi.
Toplam 70 yerli yapımın seyirciyle buluşacağı sinema sezonunda vizyona giren filmlerden 6'sı kar ederken, 7 film de yapım masraflarını kurtardı. Gösterime giren diğer yapımlar zarara uğrarken, seyirci oranının yerli ve yabancı yapımlar arasında yarı yarıya gerçekleştiği belirtildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, AA muhabirine 2010 yılında yerli yapımlarla ilgili bilgi verirken, sinema sezonu boyunca 70 Türk filminin izleyiciyle buluşacağını anımsattı.

''Bu filmler içinde toplam gişeye ve seyirci oranına baktığımızda yüzde 50 yabancı film, yüzde 50 yerli film izlenme oranı var'' diyen Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

''70 yerli yapımın yanı sıra, 210 yabancı film vizyona çıktı ama gişe ve seyirci sayısına baktığımızda yarı yarıya. Tabii bu son yıllarda özellikle son 4-5 yıl içinde Türk filmlerini izleyen seyirci sayısı gittikçe artmakta. Bu da hem filmlerin çok olması hem de belirli filmlerdeki kalitenin yüksek olmasından kaynaklanıyor. Türkiye'de 2010 yılının genel tablosuna baktığımızda 70 film içinde yaklaşık 6 film kar etti. Yani, bu filmler, yapım maliyetinin üzerinde gişe hasılatı elde etti. Bunun yanı sıra, 6-7 film de maliyetini kurtardı, geri kalan filmlerin tamamı zarar... Burada biraz ciddi düşünmek lazım. Dolayısıyla film üretiminde kalite mi seyirci algısı mı yoksa sanat filmi mi önemli?

Ben, özellikle Avrupa ve ABD'yi ayrı tutuyorum. Çünkü ABD, tamamen bütün dünyayı saran filmler üretiyor ve tümüyle ticari filmler üzerine yoğunlaşıyor. Avrupa sinemasına baktığımız zaman ise tam olarak ticari sinemayı göremiyoruz. Yani, her ülkenin kendine göre belirli bir oranda yüzde 20'ye yaklaşan bir ticari film üretimi vardır. Türkiye'de de bu hemen hemen aynı. Asıl parayı kazanan filmler ve bütçe yapan filmler ise ticari filmlerdir ama sanat filmleri olmasın mı tabii ki olsun.''

-''DAHA ÖNCE FİLMLERİMİZİ KABUL ETMEZLERDİ''-

Türkiye'nin son 20-30 yıldaki değişimini diğer ülkelerin algılayamadığını da dile getiren Abdurrahman Çelik, ''Türkiye'ye gelenler ve yaşamış olanlar hariç halen Avrupalılar ve Amerikalılar, 100 yıl önceki Türkiye algısında yaşıyor'' dedi.

Sinema filmlerinde Türkiye'deki yaşantıyı göstererek bu değişimin Türkiye'yi tanımayanlara gösterilmeye çalışıldığını aktaran Çelik, ''Son 3 yıl içinde Avrupa'daki bütün uluslararası festivallerde Türk filmleri mutlaka ödül alarak döndü. Hemen hemen Avrupa'da ödül almadığımız A klasmanında hiçbir festival kalmadı'' diye konuştu.

Avrupa'da birçok ülkenin önemli film festivallerinde Türkiye'yi konuk ülke yaptığını da anlatan Çelik, şunları söyledi:

''Daha önce filmlerimizi kabul etmezlerdi. Daha doğrusu, bırakın yarışmaya kabul etmeyi, 'şu filmi gösterelim' dediğimizde neredeyse Türkiye'ye karşı burun kıvrılırdı. Tabii o zamanlar yılda ortalama 10 film üretiliyordu. Bugün ise 70 film üretiliyor. Nitelik ve kalite olarak Türkiye, sanat filmi anlamında çok ciddi performans gösteriyor. Avrupa'da Türk sinemasının büyük bir patlama yapmasının ve beğeni kazanmasının nedeni aslında biraz da TÜrkiye'nin gizemi. Türkiye'yi yeni tanıyorlar. Sinema, insanlarla çok hızlı iletişim, bağ kuran bir sanat dalı.

Türk filmlerinin Avrupa'da ilgi çekmesinin en önemli nedenlerinden biri de bana göre, Avrupa sineması çöküyor. Ben bunu AB'nin bir toplantısında da söyledim herkes garip karşıladı. Avrupa'da sinema destekleme fonlarını topladığınız zaman yaklaşık olarak yılda 1.5 milyar avroya yakın... Çok büyük bir bütçe ama üretilen filmlere ve Avrupa ile dünyadaki izlenme oranlarına bakın, hiçbir zaman Amerikan filmlerine yaklaşma imkanları yok asla. Bu Avrupa'da sinema sektörünün bana göre çöktüğünün bir göstergesi, son yıllarda trend aşağı doğru iniyor.''

-''(PARAYI VER, FİLMİ YAPTIR), ÇOK İYİ BİR MANTIK DEĞİL''-

Avrupa sinemasının yaşadığı sıkıntılarda konu bulunamaması ve senaryoların geliştirilememesi gibi faktörlerin de rol oynadığını dile getiren Çelik, ''Avrupa'nın mekanizmayı değiştirmesi gerekiyor. Burada sorun şu: Sürekli bir destekleme modeliyle, 'parayı ver filmi yaptır' çok iyi bir mantık değil'' dedi.

Sektöre sadece yapımcı gözüyle değil yaratıcılığı geliştirme açısından da bakmak gerektiğini belirten Abdurrahman Çelik, ''Biz de yakın zamanda benim tahminime göre, 3-5 yıl içinde o sıkıntıları yaşayacağız. Artık verdiğimiz devlet desteklerinin geri dönmemesi, üretilen filmlerin kalitesinin tartışılıyor olması bizde de o sıkıntıyı yaratacak'' değerlendirmesini yaptı.

Çelik, alanda bazı yasal düzenlemelerle film üretiminin farklı alanlarını desteklemeye yönelmek gerektiğini ifade ederek, ''Doğrudan film yapımcısına destekten ziyade sinema salonlarının, üretimin, stüdyonun, kurgunun, montajın desteği gibi alanlara yayıp sadece yapımı desteklemekten birazcık kaymamız gerekiyor. Salondan diğer tüm aşamalara doğru kaymamız lazım. Biz şu an ağırlıklı olarak senaryoyu destekliyoruz ve uzun metrajlı filmi destekliyoruz, buradan biraz kayıp farklı alanlara gitmemiz gerekiyor'' diye konuştu.

Kaynak:AA

Haber Ara