Öcalan ve PKK aslında kimin safında?

Paketi savunan ve statükoya karşı çıkanlar, PKK ve Öcalan ile özdeşleştirilmeye çalışılıyor. Oysa gerçek çok daha farklı. Önceki gün avukatları ile görüşen Abdullah Öcalan, anayasa değişikliği sürecini değerlendirdi. BDP'nin süreci iyi anlaması ve oyuna gelmemesi gerektiğini iletti. BDP'nin anayasa referanduma da gitse tavrını koymasını istedi. Öcalan, geçtiğimiz hafta da benzer görüşler dile getirmişti. Değişikliğe karşı çıkanlara destek veren Öcalan, "Benim bu anayasa konusundaki tespitim şudur; anayasa paketiyle amaçlanan hukuk komplosudur, anayasa komplosudur. Benim geliştirdiğim slogan, 'Anayasa komplosuna hayır demokratik anayasaya evet' şeklindedir. BDP, anayasa paketi konusunda şartlarını ileri sürmüştür. Bunu olumlu karşılıyorum. Bu şartları kabul edilirse anayasa paketini destekleyebilirler. Ancak ileri sürdüğü şartlar kabul edilmezse Türkiye'deki diğer sol ve demokrat çevrelerle birlikte güçlü bir 'hayır cephesi', ortak muhalefet bloku oluşturulmalıdır." demişti.

Öcalan'ın bu tutumu aslında yeni değil. Ergenekon soruşturması başladığından beri ulusalcı çevrelerle paralel görüşler dile getiriyor. "Kürtler, Ergenekon operasyonuna destek vermesin", "Ergenekon, Atatürkçülüğü tasfiye operasyonudur", "Dinci Ergenekon oluşturuluyor", "Yaşananlar hegemonik savaştır", "Bugün Mustafa Kemal'in kurduğu ideoloji tasfiye oluyor", "1920'lerin ideolojisi, sistemi tasfiye oluyor"... Bu açıklamalar, bir Ergenekon sanığının değil. Ulusalcıların dilinden düşmeyen bu cümleler, Öcalan'ın kritik süreçlerde sarf ettiği sözlerden sadece birkaçı. Öcalan'ın bu yönde takındığı pozisyon, geçtiğimiz ocak ayında 'sivil dikta' tartışmaları ile de devam etti: "Geçmişte uygulanan ulusalcı-milliyetçi faşizmdi. Şimdi AKP eliyle uygulanan ise Sünni-siyasal İslamcı faşizmdir."

Öcalan, Ergenekon operasyonuna karşı tavrını, 2 Temmuz 2008 tarihli avukat görüşmesinde netleştirdi. Bu görüşmede Kürtleri operasyona destek vermemeye çağırdı. 2 Temmuz, önemli bir tarih. Çünkü emekli orgeneraller Şener Eruygur, Hurşit Tolon ile Sinan Aygün, Mustafa Balbay gibi isimler, bu tarihten yalnızca 3 gün önce 30 Haziran 2008'de gözaltına alınmıştı. Aynı dönemde "Öcalan zehirlendi" tartışmaları ile sokaklar da hareketlendirilmişti.

Öcalan, anayasa paketine karşı çıktı

PKK lideri Abdullah Öcalan, AK Parti'nin hazırladığı anayasa değişikliği paketini eleştirdi. İktidar partisinin anayasa ve demokratikleşme açılımında samimi olmadığını öne süren Öcalan, "Anayasa değişikliğinden önce yapılması gereken iki tane yasal düzenleme var. Bir, seçim barajının düşürülmesi; iki, parti içi demokrasinin sağlanması." şeklinde mesajlar gönderdi. Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre Abdullah Öcalan, avukatlarına yaptığı değerlendirmede, BDP'ye şu tavsiyelerde bulundu: "Bu, AKP'nin anayasasıdır. BDP'nin, demokratik anayasa koalisyonlarını ilan etmesi gerek. Benim sloganım 'Komplocu anayasaya hayır, demokratik anayasaya evet'tir."

Zaman

Öcalan ve PKK aslında kimin safında?

Anayasa değişikliği paketi gündeme geldiğinden beri, ilginç bir kirli propaganda yapılıyor.