'Türkiye'de Sosyal Belediyecilik'
Dr. Abdulhakim Beki'nin "Türkiye'de Sosyal Belediyecilik" adlı kitabı çıktı. Alanında ilk olan kitapta Beki, Küreselleşme ile sosyal yardımların yerel yönetimler eliyle sunulması yönünde bir eğilim gösterdiğini belirtti.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-25 11:21:00
"Türkiye'de Sosyal Belediyecilik" adlı kitap çıktı. Belediyeciliğin birçok alanında çalışmış olan Dr. Abdulhakim Beki'nin yeni kitabı, belediye yöneticileri için başucu kitabı niteliğinde bir eser. Beki kitabında, Küreselleşme ile sosyal yardımların merkezi yönetim yerine yerel yönetimler eliyle sunulması yönünde bir eğilim gözterdiğini kaydetti.
Abdulhakim Beki kitabın giriş bölümünde şu ifadelere yer veriyor;
Araştırmanın Konusu ve Amacı
Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde devletin sunması gereken kamusal yardımların kapsam ve ölçeği her zaman tartışma konusu olmuştur. Dünyada son çeyrek asırda sosyal yardımların kapsam ve ölçeğinde önemli ölçüde bir daralma da olmuştur. Ayrıca son yıllarda gözlenen bir husus da bu hizmetlerin kimler tarafından sunulması gerektiği meselesidir.
Küreselleşme ile sosyal yardımların merkezi yönetim yerine yerel yönetimler eliyle sunulması yönünde bir eğilim gözlenmektedir.
Türkiye’de 1990’ların başında görülen merkezden yerele doğru kayma eğilimi, 2005 yılında çıkan bir yasa ile yasal dayanağına da kavuşmuştur. Böylece bir yandan belediyelerin zaten uyguladıkları sosyal belediyecilik yardımları meşru bir zemine oturtulmuş, diğer yandan yasal temellere kavuşmakla bu tür sosyal kamusal desteklerin ivme kazanmasının kapısı aralanmıştır.
Ancak bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde sosyal devletin kapsamı ve sosyal devlet içinde yerel yönetimlerin yeri de tartışılmaya başlanmıştır. Bu durum sosyolojik açıdan da bir problem teşkil etmektedir.
Bu gelişmeler göz önüne alındığında bu çalışmada cevabı aranan temel soru, yerel yönetimlerin sosyal belediyecilik çerçevesinde sundukları yardımların kapsam ve ölçeğinin ne olduğu, zaman içerisinde nasıl değiştiği ve hizmetlerden yararlananlar tarafından nasıl görüldüğünü ortaya çıkarmaktır.
Sosyal belediyecilik, esas itibariyle, Türk Anayasası’nın devletin temel nitelikleri arasında saydığı sosyal devlet ilkesinden kaynaklanmaktadır. Anayasa’da benimsenen sosyal devlet anlayışı 2005’de çıkarılan yasa ile sosyal belediyecilik faaliyetlerini yerel yönetimlerin temel faaliyetlerinden biri haline getirmiştir. Böylece eğitim, sağlık, işsizlik yardımları vs. gibi uzun vadeli politika gerektiren hizmetler merkezi yönetim tarafından sürdürülürken, yiyecek, giyecek, barınma, ısınma vs. gibi kısa vadeli ve hızla giderilmesi gereken ihtiyaçların giderilmesi için destekler ise yerel yönetimlerin sorumluluğuna verilmiştir.
Bunun doğal bir sonucu olarak, sosyal devlet anlayışı çerçevesinde yerel yönetimlerin sunduğu yardımların kapsam ve ölçeği artış eğilimi göstermiştir. Ancak Türkiye’de yaşanan bu eğilim dünyada gözlemlenen eğilimin tersine bir seyir izlemektedir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra sosyal hizmetler içerisinde kamusal yardımların kapsam ve ölçeğinde sürekli bir artış yaşandı. Ancak 1970’lerin ortasında yaşanan ekonomik kriz, Avrupa kapitalist ekonomilerini Keynesyan refah devleti anlayışından Schumpeterian rekabetçi devlet anlayışına doğru kaymaya zorladı.
Rekabetçi devlet anlayışı, ülke içerisindeki gelir adaletsizliği, dezavantajlı kesimlere kamusal yardımların yapılması, zor durumlarda devlet güvencesi/destekleri vs. gibi hususları birincil derecede önemli olmaktan çıkardı ve yerine uluslar arası arenada rekabet gücünü elde etme ve sürdürmeyi ön plana çıkardı.
İşte bu çerçevede tartışılması gereken hususlar;
(i) Türkiye’de 2005 yılındaki yasal düzenlemeden çok önce, 1990’ların başında görülen yerel yönetimlerin sosyal belediyecilik uygulamalarına yol açan dinamikler nelerdir? ve
(ii) 1990’lı yıllardan buyana, Avrupa ülkelerinin tersine, kamusal yardımların kapsamının genişlemesinin ve ölçeğindeki artışın nedenleri nelerdir? olarak sayılabilir.
Bu sorular, elbette, siyaset bilimi açısından ele alınarak araştırmaya konu edilebilir. Ancak bu çalışmada gözlenen eğilimler siyasal değil, sosyolojik boyutları ile araştırmaya konu edileceklerdir. Dolayısıyla dünyada özellikle son çeyrek asırda sosyal devlet anlayışının ve uygulamasının zayıflamasına rağmen, Türkiye’de yerel yönetimler düzeyinde güncelleşen ve giderek artan sosyal yardımların kapsam ve ölçeğini neden ve sonuçları ile ortaya çıkarmaya dönük böylesi bir çalışma yapmak araştırmaya değer görülmüştür.
Bu çerçevede, çalışmanın temel amacı, yerel yönetim birimlerinden biri olan belediyelerin sosyal devlet anlayışı çerçevesinde hayata geçirdikleri “sosyal belediyecilik” uygulamalarının kapsamını, içeriğini, zaman içerisindeki artış hızını, etki ve sonuçlarını araştırmak ve probleme yönelik öneriler geliştirmektir.
Araştırmanın alt amacı ise, araştırmaya konu edilen dönemde (1994-2008) sosyal ve ekonomik sıkıntıların artması, sosyal patlamalara sebebiyet verecek yoksulluk ve fakirliğin çoğalması, kültürel anlamda çöküşün ve yoğun göçün yaşanması gibi sosyolojik gerçekler veri alınarak bu sorunların çözümüne yardımcı olmaları için kapıları çalınan belediyelerin nasıl cevap verdikleri bir örnek belediye (Ümraniye Belediyesi) incelemesi ile ortaya konmaya çalışılacaktır.
SON VİDEO HABER
Haber Ara