Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Tüm varlığını müziğe adadı

İzmir'de yaşayan 85 yaşındaki Kenan Çağlayan, en kapsamlı Türk Sanat Müziği arşivlerinden birini oluşturmayı başardı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-03-17 13:15:00

Tüm varlığını müziğe adadı
Çağlayan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1993 yılında Türk Sanat Müziği eserlerini bir araya toplamak amacıyla kurduğu vakfa 1 milyon liraya yakın para harcadığını belirterek, yaptıkları çalışma sonucu 200 bine yakın eseri kayıt altına almayı başardıklarını söyledi.

Kendisi için yaşam amacı haline gelen vakfa tüm servetini harcadığını, hala kayıt çalışmalarının sürdüğünü, ancak projelerini bu noktadan ileri götürmek için maddi desteğe ihtiyaç duyduğunu ifade eden Çağlayan, ellerindeki eserlerden seçecekleri 3 bin kadar üst düzey şarkı için ayrı ayrı CD'ler yapacaklarını, her CD'de o eserin 20 farklı yorumcunun sesinden dinlenebileceğini belirtti.

'Eserler kadar yorumcular da önemlidir' diye konuşan Çağlayan, şöyle konuştu:

' Örneğin 'Aşkımla oynama kumar değildir' isimli eser ilk çıktığında son derece hüzünlü ve dramatikti. Sonra bir gün Zeki Müren, 'Benim de canım var, ben de insanım' şeklinde serzenişte bulunan şarkıyı son derece eğlenceli şekilde yorumladı ve hatırda böyle kaldı şarkı. Bu nedenle üst düzey eserleri, o eserleri en iyi ve farklı yorumlayan sanatçıların sesleriyle yeniden gençlerle buluşturmak istiyoruz. Vakıf için 1 milyon lira harcadım, 100 bin lira daha bulsam bu projeyi hayata geçireceğim. Bu işi tamamlarsam cennetlik olarak, tamamlayamazsam da kahrolarak öleceğim.'

Vakıf için çok aktif çalışan Çağlayan, Ege Üniversitesinin tüm arşivini yapılan protokolle yenileyip, bir kopyasını kendi arşivine dahil etmesinin ardından, bu kez de ısrarlı yazışmaları sonucu TRT'den de kendi arşivinde bulunmayan eserlerin tamamlanması yönünde söz almayı başardığını anlattı.

Cumhurbaşkanlığı ve Kültür Bakanlığına mektuplar gönderdiğini, Cumhurbaşkanlığı'nın vakfa 15 bin lira destek verdiğini ifade eden Çağlayan, kültür-sanat etkinliklerine sponsorluk yapan bankalara da onlarca mektup yazdığını kaydetti. Çağlayan, 'Hiçbir bankadan yanıt alamadık, bu bizi üzdü, oysa birçok kültür projesine destek veriyorlar' diye konuştu.

Annesinin keman, ablasının ud çaldığı bir evde büyüdüğünü, ortaokul yıllarını Tamburi Cemil Beyin plaklarını dinleyerek geçirdiğini anlatan Çağlayan, Türk Sanat Müziği'nin de klasik batı müziği gibi dinledikçe sevilip anlaşılacağını, bugün gençlerin 'kolay' müzikleri dinlemeyi tercih ettiklerini kaydederek, 'Dinleyince anlayacaklar, anladıkça sevecekler. Zor olana ulaşınca, ondan alınan keyif de fazladır. Ben zaman içinde sanat müziğinin kaybolmanın tersine, daha da değerleneceğine inanıyorum' dedi.

ÖNCE ARAP SABUNUYLA ÖZEL TEKNEDE YIKANIP KURUTULUYOR

İzmir'de üç kez yer değiştirdikten sonra Narlıdere Belediyesinin AKM içinde kalıcı yer sağladığı merkez, gün içinde oldukça yoğun çalışıyor. Buraya getirilen taş plaklar önce Arap sabunuyla özel teknede yıkanıp kurutuluyor, ardından ses kalitesinin artması için da gaz yağı sürülmüş bezlerle siliniyor. Bu işlemlerden sonra plaklar, Almanya'dan özel getirilen, 9 farklı elmas iğneye sahip, Türkiye'de sadece üç tane bulunan 100 bin dolarlık pikapta çalınarak bilgisayara aktarılıyor. Son olarak bir bilgisayar programı aracılığıyla sesteki aksaklıklar düzeltiliyor.

Türk Sanat Müziği'nin yanı sıra, klasik batı müziğinde de hatırı sayılır arşive sahip merkez, buraya gelenlere keyifli bir ortamda istedikleri müziği dinleme olanağı da sunuyor. Evlerindeki plaklarını getirenler ise ücretsiz olarak plaklarını temizletebiliyor, şarkıları CD'ye çektirebiliyor.

Merkezde ayrıca 24 saat boyunca TRT Nağme ve Türk Sanat Müziği radyoları kaydedilerek, arşivde olmayan parçalar belirlenip ayıklanıyor.

Hedeflerinin 200 bin eseri geçmek olduğunu söyleyen Çağlayan, 'Sanat müziğiyle ilgili çok vakıf var, ama çoğu konserler, etkinlikler düzenliyor. Biz, kalıcı bir şey bırakmak istedik. İhtiyacımız olan kaynağı bulursak, büyük hizmet yapmış olacağımıza inanıyorum' dedi.

aa

Haber Ara