Dünya devleti olur mu?
Dünyada ne yaptığını bilen çok az insan ve devlet vardır, gelecekle alakalı tahmin biraz konulan oyunu bilmekle bağlantılıdır.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-16 11:11:00
Bir kehanette bulunsam ve on yıl sonra Türkiye’de Hıristiyan nüfusu %10 geçer, saz çalmakla ezan okumak arasında fark yoktur diyen oran % 30 olur, tanrı tanımazlar %15,9’a çıkar, ölülerimizi yakın ve külünü Fırat’a veya Sakarya’ya dökün ve dökerken Ahmet Arif’ten veya Necip Fazıl’dan şiirler okuyun diyen % .. insanlar çıkar desem acaba kaç kişi inanır.
1950’li yıllarda birisi deseydi ki; uçak biletleri bugünün 10 lirasına tekabül eden bir fiyatla satılacak ve herkes uçağa binecek kaç kişi inanırdı. Cep telefonu çıkacak ve insanlar konuşacaklar, hatta konuştuğu insanın kendisini de görecekler buna kaç kişi inanırdı.
İnternet çıkacak oturduğun yerden satış yapacaksın karşı taraf da oturduğu yerden senin hesabına para yatıracak ve sen de ticaret yapmış olacaksın, hatta bu alışveriş kıtalar arası olacak.. şunun şurasında kaç kişinin aklına yatacaktı.
1980 ihtilalından sonra birisi deseydi ki; bir gün gelecek asker de normal bir vatandaş gibi hesap verecek, dahası generaller de mahkemeye çıkarılacak ve sivil yargıç, askerin tüm yaptıklarını sorabilecek, kaç kişi bu adamın aklını kaçırmadığına inanacaktı?
Teknoloji ve sosyal yapılar hızla değişiyor, dünyamız bir yerlere doğru hızla akıyor, yerleşik değerler tarumar olmuş durumda.
Yenidünya ne zaman yerine oturacak ne zaman teknoloji duraklayacak, çalkantı geçecek ve insanlar on sene sonra neler olabiliri kestirebilecekler.
Şimdi desem ki; bir dünya devleti kurulacak ve tüm devletçikler bu dünya devletine bağlanacaklar, tek elden ve tek merkezden idare edilecek, bana kaç kişi inanır.
Ervin Laszlo adında bir bilim(!) adamı var 1933 yılında doğmuş, Viyana’da rektörlük yapmış zat. “EVRENSEL DÜŞÜNMEK- Küçülen Dünyanın Yeniden Şekillendirilişi” adında bir çalışma yapmış kitap Türkçeye de çevrilmiş.
Bir ara kitabın yazarı da çağırılarak tanıtıldı ve takdimini de Erbakan Hoca yaptı.
Bu yazara göre (1988)yeni küresel bir dünya oluşacak ve herkes bu dünyada yerini alacaktır. İster isteyelim isterse istemeyelim bu yeni düzen kurulacaktır. Öyle ise tüm ülkeler yeni yapılanmada yerini alsın zaman kaybetmesinler, der hazret.
Ben de ondan mülhem diyorum ki; yenidünya kurulacak ve işleyişi nasıl olacak? Buna katkı olsun diye bazı tesbitlerde bulunuyorum.
Yenidünyamız nasıl olacak; bir dünya devleti kurulacak, bu devletin bir dini olacak, bu din tüm semavî ve yerli dinleri kuşatacak, bir iktisadı olacak tüm dünyaya merkezden dağıtılacak, bir ordusu olacak tüm dünyanın hakimiyetini ve güvenliğini o sağlayacak, her ülke belirli bir miktarda asker verecek…
Bugünün dünyasına ve Türkiye’sine bakarak dünya devletinin neresindeyiz veya öyle bir şey mümkün mü? Bunu anlayabiliriz.
Yeni dünyamızın bir din algısı olacak, neydi bu; yeni bir din ihdas edilecek ve bu din tüm dünya dinlerini ihata edecekti. Bakalım dünyamıza; Yahudi, Hıristiyan, Müslüman, Budist, ateist, nihilist vb. din ve inançlar var. Öyle bir din anlayışımız olacak ki, daha doğrusu dünya devletimizin öyle bir dini olacak ki, efradını cami ağyarını mani bir din olacak. Tüm dinlerin her şeyini kapsayacak. Olmaz demeyin sakın, o zaman evrensel dünya anlayışına ve evrensel dünya devletine karşı çıkmış olacaksınız. Bu nasıl olacak size anlatayım, belki yenidünya devletimize katkısı olur.
İslam, Hıristiyanlık, Yahudilik, bunlar zaten semavî dinlerdir ve ortak tarafları çoktur, bunları merkeze alacağız ve İbrahimî dinler diye bir anlayış geliştireceğiz – bu anlayışın Haniflikle alakası yoktur- bu üç büyük dini birleştirdik mi gerisi kolay. Peki bunu nasıl sağlayacağız.
Merkeze evrensel insanlık anlayışını yerleştireceğiz, insanları; kafir, mümin, münafık diye ayırmayı kaldıracağız. Bunun yerine kim olursa olsun biz zulme karşıyız diyeceğiz çünkü zulüm tüm dinlerde yasaktır. Zulmün ölçüsü olmaz, zulüm zulümdür, Kur’an ayetlerini bu gözle yeniden gözden geçireceğiz ve evrensel insaniliğe ters olanları yeni okuma biçimleriyle yenidünya dinimize uyduracağız. Zordur demeyin. Mesela Kur’an’da; “Hani Lokman oğluna öğüt verirken şöyle demişti: “Oğulcuğum, Allah’a şirk koşma. Muhakkak şirk, büyük bir zulümdür.” (Lokman, 31/13) âyetini mekasıd-ı şeriye açısıdan değerlendirerek biraz tarihselcilik, biraz anlam bilim, biraz yorum bilim, biraz sembolik açıdan değerlendirerek buradaki zulmün bu günkü anlamıyla değil o zaman küfürde olanlar aynı zamanda zalim idiler ve küfürden kastın zulüm olduğunu pekâlâ çıkarabilir ve bunun Kur’an ruhuna aykırı olmadığını da isbat edebiliriz.
Bu örnekte olduğu gibi İslam’la alakalı, nasıl yol izleyecek dünya devleti bir bakalım; tabii bu hemencecik olacak değil biraz zaman ister, gayret ister, yerleşik anlayışların değiştirilmesini gerektirir. Kur’an anlama yöntemlerinin geliştiririz, bugünde yaşıyoruz ve bugünün insanına muhatabız, dinimiz de hayat dinidir. Buna itiraz edecek mümin çıkar mı hayır. Öyle ise bu dünyada sadece biz yaşamıyoruz, başka din mensupları da var, bunlar hem çoklar hem güçlüler. Sonra Hıristiyanlık ve Yahudilik de Allah tarafından gönderilen dinler değil mi? elbette öyle. İşimiz kolaylaşıyor, Hz. İbrahim tevhid peygamberidir onu merkeze koyar önce tüm semavî dinlerde ortak olanları merkeze alırız, sonra farklılıkları şimdilik kaydıyla erteleriz, bu anlayışı dünyaya yayarız. Buna mani olan İslam anlayışını yukarıdaki örnekte olduğu gibi yorumlarız.
Bunu sağlamak için tüm İslam dünyasının ders programlarının değiştiririz. Küfr- iman, hak – batıl, cihad- savaş, İslam’ı tüm dinlerden üstün görme ve son din İslam gibi düşünceleri yok ederiz. Karşı çıkan olursa onları terörist ilan ederiz, biraz bilimsellik biraz korku karışımı ile bunu yapabiliriz.
Mevcut kaos ortamı da buna uygundur zaman kaybetmeden yapmalıyız. Bu zemini oluşturmak için Yahudilik ve Hıristiyanlık içinde de aynı işi yaparız. İlmî alt yapı için dinlerarası diyaloglar geliştiririz. Siyasi destek için Medeniyetler ittifakını kurarız. Tüm bunları halka kabul ettirmek için de ülkede bazı rahatlatıcı siyasi ve idari düzeltmeler yaparız olur biter.
Bu ana çatı kurulduktan sonra gerisi çorap söküğü gibi gelecek, insanlar hangi yaşta nasıl ibadet edecekler bu bile tayin ve tesbit edilecek.
Mesela, 15 yaşına kadar evrensel insani değerler dersleri verilecek ve hiçbir din telkin edilmeyecektir. Hatta hiçbir dinin yaşamasına müsaade edilmeyecek, çünkü o yaştakiler daha rüştüne ermemiş, neyin kendisi için iyi neyin kötü olduğunu bilemezler.
15- 30 yaş arası herhangi bir dini yaşayabilecek ancak evrensel insani değerleri zedelemeyecek şekilde olacak. 30- 50 arası dar bir alanda istediği dini yaşayacak ancak dinin kitaplarını gene evrensel dünya devleti tayin edecektir. 50 yaşından sonra istediği dini aslî kaynaklarından öğrenebilecek ve yaşayabilecektir. Hatta bunun için özel ortamlar bile hazırlanacaktır. Mesela, faizsiz bankacılık olabilir, kadın erkek ayrı otobüslere biner, kadınlar için ayrı plaj erkekler için ayrı plaj hazırlanır ve dünya devleti isteyene bunu sağlamak zorunda da olur.
Bu sadece bir örnektir, giyim kuşamdan, yiyecek içeceğe, şehirleşmeden ev tefrişine… tüm dünya aynîleşmeye doğru gidecek. Mesela herkes kot pantolon giyecek vs.
Dünyada ne yaptığını bilen çok az insan ve devlet vardır, gelecekle alakalı tahmin biraz konulan oyunu bilmekle bağlantılıdır. Dışarıdan bakanlar karinelere dayanarak bir öngörüde bulunuyorlar, lakin işleyiş ters yüz edilmiş ve neyin neye kıyas edileceği de karışmış durumda. Bu durumda herkes günü kurtarma çabasında, bu dar alandan ve anafordan çıkmanın yolu, bir şarkı ezberlemek ve ezberlediği şarkıyı söylemektir.
Biz Müslümanların söyleyeceği sözü ve okuyacağı şarkısı zaten vardır, yaygaracılar, şarkımızın modası geçmiştir diye kulağımıza fısıldıyorlar ve yerine notasız düzensiz bir bağırtıyı ilka ediyorlar. Bu gürültüye de modern şarkı diye inandırmışlar.
Kulaklarımızın pasını siler ve iyi dinleyerek kendi şarkımızı keşfedebilir, tabiata ve fıtrata uygun şarkımızı söyler ve tüm dünyaya söyletebiliriz. Bizim şarkımız da son ve mükemmel din İslam’dır, diğer dinler nesh edilmiştir. Eğer birliktelik olacaksa tek bir kelimede olur; Allah’tan başka ilah yoktur.
İslam ifrat ve tefritten arındırılmış son ve mükemmel dindir, böyle inanmayan Müslüman olamaz, Müslüman’sa Müslüman kalamaz.
Not: İlgililer için diğer konularda da danışmanlık yapılır. Bu hususta müktesebatı olanlar ortak bir Web sitesi kurarak yardımlaşabilirler. Umarım bu yazıdan da bazı akıllılar demokrasi çıkarmazlar.
*Yayıncı/yazar.
SON VİDEO HABER
Haber Ara