''İçmeyenin hakkı korunuyor''
Gazeteci Murat Menteş, "hem bir asker hem bir yazar hem de bir hukukçu... 1930 doğumlu ve hiç sigara içmemiş, alkol kullanmamış" diyerek tanımladığı Yeşilay başkanı Mustafa Necati Özfatura ile hoş bir röportaj gerçekleştirmiş.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-01-10 18:16:00
İÇMEYENİN HAKKI KORUNUYOR
Yeşilay Genel Başkanı Mustafa Necati Özfatura hem bir asker hem bir yazar hem de bir hukukçu... 1930 doğumlu ve hiç sigara içmemiş, alkol kullanmamış. Yeşilay’daki görevi için de ücret almıyor.
Özfatura, Star Pazar’a ilginç ve samimi açıklamalarda bulundu.
• Kapalı alanda sigara yasağının sizce ne gibi sonuçları oldu?
Yasanın çıkması için de zaten bir asırdan beri gayret ediyorduk. Yasa yürürlüğe girdikten sonra tüketimde yüzde 30’lara varan bir azalma oldu. Bunun sonuçlarını önümüzdeki birkaç yıl içinde daha net göreceğiz. Bu kanun aslında sigara yasağı değil de ‘Sigara içmeyenlerin haklarının korunması’ yasası diye anılmalı.
• Sigara içmeyenlerin hakları derken?
Sigara içmeyen bir insanın sigara içilen ortamlarda bulunması ile kansere yakalanma riski yüzde 25-30 civarında artıyor. Bu insan haklarına aykırıdır.
AB ÜLKELERİNDE ÇOK PAHALI
• Sigaraya 4 Ocak’ta büyük bir zam yapıldı. Zam yaparak caydırma sizce makul mü? Yeşilay olarak zamları destekliyor musunuz?
Zammın isabetli olduğunu düşünüyoruz. Böylece sigara satışları azalacak, devletin gelirleri artmış olacak. Biz, sigara kullananlara değil, sigaraya karşıyız. Sigara fiyatları, gelişmiş ülkelerde, AB ülkelerinde yüksektir. Sigara ve alkol bandrollerinden, Yeşilay gibi kurumlara pay ayrılmasının da yararlı olacağını düşünüyoruz.
• CHP Milletvekili Şevket Köse’nin sigara yasasını değiştirmek için verdiği yasa teklifine de karşısınız o zaman?
Bu yasa teklifini duyunca üzüldük. Sigara içmeyen 50 milyon vatandaşımız, anayasal hakkı olan temiz hava soluma hakkını yeni kazandı... Sigara içen 20 milyon vatandaşımız yabancı sigara şirketlerine her yıl 20 milyar dolar ödüyor. Sigaraya bağlı hastalıkları tedavi için Türkiye’de her yıl 15 milyar dolar harcanıyor. Hükümetin bu kanunu korumada kararlılık göstermesi gerekir.
ERDOĞAN DA BİZDEN
• Türkiye’deki en etkili Yeşilaycılar kimler?
En büyük Yeşilay dostu, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan. Ta lise sıralarında bile Yeşilay münazaralarına sık sık katılan, iyi bir hatip, iyi bir sağlık dostudur. Sigara yasasının çıkmasında da başbakanın şahsi gayretleri etkili olmuştur. Siyaset dünyasından üyemiz olan ve sigara yasasını hazırlayan değerli vekilimiz Prof. Dr. Cevdet Erdöl; İstanbul milletvekilleri İdris Naim Şahin, İstanbul milletvekili Fuat Bol, Malatya milletvekili Ömer Faruk Öz ve değerli Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ. Gazetecilerden Salih Memecan. Ünlü hekimlerden Dr. Ender Saraç. İstanbul Büyükşehir belediye başkanımız Dr. Kadir Topbaş, Kocaeli Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu. Yeşilay tanıtım spotlarında rol alan Muammer Güler, Uğur Dündar, Mustafa Koç, Cüneyt Arkın, Nükhet Duru, Deniz Adanalı, Halit Kıvanç, Esra Ceyhan, Fatih Terim, Ömer Can, Esin Afşar, Sema Çelebi, Çetin Yıldırımakın, Neslihan Kozanoğlu, Doç. Dr. Duran Çakmak, Dr. Levent Saraç, Dr. Erdal Erikoğlu, Nuri Çolakoğlu, Oya Germen, Prof. Dr. Gencay Gürsoy, Şükran Güzeliş, Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu, Mine İslam, Başak Sayan, Doç. Dr. Medaim Yanık, Doç. Dr. Sefa Saygılı gibi isimler. Son zamanlarda tiyatro sanatçısı Yalçın Menteş de alkolü bıraktığını ve alkol karşıtı bir tiyatro hazırladığını bize iletti.
12 Eylül öncesi ellerine silah verilen çocuklara şimdi uyuşturucu veriliyor
• Gençlerin ve özellikle öğrencilerin alkole, uyuşturucuya yöneldikleri doğru mu?
İlk ve ortaöğretimde eğitim gören 15.5 milyon çocuğumuz var. Bu sayı, zehir tacirlerinin iştahını kabartıyor. 12 Eylül öncesi ellerine silah verilen çocuklara, şimdi uyuşturucu veriliyor. Yakın zamana kadar uyuşturucu güzergahı olan ülkemizi, bugün pazar haline getirmeye çalışıyorlar. Düşünün ki, 2005 yılında, liseli öğrencilerde eroin kullanımı yüzde 100, ecstasy tüketimi ise yüzde 300 artmıştı. Uyuşturucu gibi alkol tüketimi de dünya standartlarının üstünde bir hızla artıyor.
• Madde bağımlılığı kaç yaşında başlıyor?
Sigaraya başlama yaşı 10, alkole başlama yaşı 11 ve uyuşturucuya başlama yaşı ise 12 olarak tahmin ediliyor.
• Madde bağımlılığı, suç oranlarına nasıl yansıyor?
Bugün hapishanelerde 120 bin civarında hükümlü ve tutuklu var. Bunların yüzde 25’i uyuşturucu kullanımı veya satmaktan içerdedir. Diğer suçların da yüzde 60’a yakını alkollü iken veya uyuşturucu alındıktan sonra işlenmiştir. Aklı başında, şuuru yerinde insanların suç işleme oranı düşer.
ALKOLE DE "HAYIR" DENMELİ
• Ekranda, fotoğraflarda sigaraların mozaiklenmesi sizce doğru mu? Atatürk fotoğraflarındaki sigaraların bile sansür edilmesi sahiden gerekli mi?
Mozaikleme, yasadan önce çekilmiş görüntülere uygulanıyor. Belki mozaiklemek, merakı daha da artırabilir düşüncesi akla gelse de mozaiğin faydalı olduğunu düşünüyoruz. Böylece çocuklar ve gençler bu ürünü görmemiş, özenmemiş olurlar. İki yıl kadar önce elektronik sigara moda olmuştu, reklamı yapılıyordu. O ürünlerin, çocuklar ve gençler sigarayı tanısın diye dev sigara firmalarının bir oyunu olduğu sonradan anlaşıldı. Sigara zehirdir. Yasal bir zehir. Alınacak her türlü tedbir makul karşılanmalıdır.
• Zehir diyorsunuz da... Sonuçta keyif verici bir madde. Her şeyin azı karar, çoğu zarar değil mi?
Ülkemizde 100 yılda 100 bin insan sigara ve bağlı hastalıklardan öldü. Trafik ve terör bile bu kadar can almıyor.
-Sigarayla mücadele, alkolle mücadelenin önüne geçmiş durumda. Mesela bir kovboy filminde, kovboyun bir elinde içki kadehi, diğerinde sigara varken, sigara mozaikleniyor, kadeh görünüyor. Bu biraz tuhaf sanki.
Çok haklısınız. İkisi de zehir. İkisi de yavaş yavaş öldürüyor... Ancak sigaraya karşı hem ülkemizde hem de dünyada bir toplumsal karşı duruş hareketi yürüyor. Alkolde bu yok. Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi alkolün yaygın olduğu ülkelerde medeniyetlerde alkole karşı dini, ahlaki veya herhangi bir yaptırım olmayışı ve çok normal bir içecek olarak algılanmasıdır. Hatta Hıristiyan kültüründe şarap bir kilise içeceği olarak bilinir. Yine de, Almanya ve Finlandiya’da çeşitli tedbirler alınıyor.
• Peki alkolün bizdeki algılanışı nasıl?
Biz de bir sağlık problemi olarak görüyoruz. Ancak ülkemizde bazı kesimler tarafından alkol modernliğin, laikliğin bir parçası gibi algılanıyor. Bir kalite, hatta bir prestij unsuru gibi sunuluyor. Bu yanlıştır. Sağlığa zarar veren ve bağımlılık yapan bu maddenin masum olmadığını hepimiz biliyoruz. Türkiye’de alkolle mücadele eden bizden başka kurum yok. Dünya Sağlık Örgütü 2010 yılını alkolle mücadele yılı olarak değerlendiriyor. Sigaraya hayır diyen herkesin, alkole de hayır demesi gerekiyor.
(stargazete)
SON VİDEO HABER
Haber Ara