Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Osmanlı felsefesine düşen ışık

Osmanlı Felsefe Çalışmaları Atölyesi'nin yaptığı çalışmalarla Osmanlı felsefe tarihine ışık tutuluyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-03 13:42:00

Osmanlı felsefesine düşen ışık
Türk felsefe tarihinin kilometre taşları niteliğindeki önemli metinleri gündeme taşımayı amaçlayan bir grup akademisyenin oluşturduğu Osmanlı Felsefe Çalışmaları Atölyesi, dört yeni eser daha yayımladı. Abdullah Cevdet, Rıza Tevfik, Zekeriya Kadri ve ilk kadın felsefecimiz Fatma Aliye'ye dair çalışmalar, modernlik arayışlarının erken dönemine ışık tutuyor.

Atatürk Üniversitesi'nden bir grup akademisyenin bir araya gelerek oluşturdukları Osmanlı Felsefe Çalışmaları Atölyesi nitelikli eserler vermeye devam ediyor. Kısa süre önce Ziya Gökalp'in Malta sürgününde verdiği dersler etrafında kaleme aldığı on iki defterden oluşan unutulmuş eseri Felsefe Dersleri'ni yayına hazırlayan atölye, dikkat çekici dört eseri daha okura sundu. Tanzimat'tan Cumhuriyet'e felsefe literatürümüzün kilometre taşları niteliğindeki önemli metinleri gündeme taşımayı amaçlayan akademisyenlerin son çalışmaları da Türkiye'de modernlik arayışının erken evrelerinde düşünceyi yapılandıran naif deneyimlere ışık düşürecek nitelikte. Konya merkezli Çizgi Yayınları'ndan çıkan eserlerde Ali Utku, Erdoğan Erbay, Nevzat H. Yanık, Arzu Ekinci ve Sebahattin Çevikbaş'ın imzası var.

Felsefe tarihimiz ve ülkemizdeki felsefe çalışmalarına ışık tutacak cinsten bu çalışmaların ilki, yakın dönem Türk düşüncesinin önemli aktörlerinden biri olan Abdullah Cevdet'in Fünûn ve Felsefe ve Felsefe Sanihaları (Bilimler ve Felsefe ve Felsefe Değinileri). Cevdet'in erken döneminde, İstanbul'dan Trablusgarb, Paris ve Cenevre'ye uzanan çileli bir sürecin sonunda, 1897'de ilk kez yayınladığı eser, âyet ve hadislerden İctihâd Kütüphanesi'nin yayınladığı Abdullah Cevdet çevirisi kitaplara; Fransızca, İngilizce, Arapça ve Farsça eserlerden yerli-yabancı gazete ve dergilere Abdullah Cevdet'in düşünsel serüvenine tanıklık eden bir derleme. Eserin girişinde M. Şükrü Hanioğlu'nun "Abdullah Cevdet Bey ve Fünûn ve Felsefe" başlıklı bir makalesi yer alıyor. Hanioğlu, Fünûn ve Felsefe'yi "Osmanlı son dönem düşünce hayatının belki de en iddialı projelerinden birisi" olarak sunuyor.

Feylosof Rıza'nın ders notları

İkinci çalışma, kendisine yakıştırdığı "Feylesof" mahlasıyla taçlandırdığı felsefe ilgisini, özellikle kurumsal felsefe etkinliğimizin ilk ders kitaplarından Felsefe Dersleri'yle ve entelektüel kimliğini belirleyen edebiyat-felsefe ilişkisinin bir açılımı niteliğindeki "Abdülhak Hamid'in Mülahazât-ı Felsefiyyesi"yle tanıdığımız Rıza Tevfik'in Dârülfünun Felsefe Ders Notları. Çalışma, Rıza Tevfik'in 1918-1921 yılları arasında Dârülfünun'da verdiği felsefe derslerine ait "Mâbadettabiiyât Derslerine Ait Vesâik", "Ontoloji Mebâhisi", "Estetik" ve "Bergson Hakkında" adlı taşbasma ders notlarını bir araya getiriyor. Ali Utku ve Erdoğan Erbay'ın yazdığı sunuşta bu ders notları, Rıza Tevfik'in geniş felsefi birikiminin vesikaları olarak değerlendiriliyor. Eserin girişinde Abdullah Uçman'ın "Rıza Tevfik'in Edebi ve Felsefi Portresi Üzerine Bir Deneme" başlıklı aydınlatıcı bir makalesi de yer alıyor.

Ve bir kadın felsefeci...

Üçüncü çalışma, Ahmet Cevdet Paşa'nın kızı, "ilk kadın felsefecimiz" Fatma Aliye Hanım'ın Tedkîk-i Ecsâm'ı (Cisimlerin İncelenmesi). Türk kadınının felsefi söyleme müdahale süreci açısından bir başlangıç noktası oluşturan eserinde Fatma Aliye, materyalizme yönelik erken eleştirilerden birini ortaya koyuyor. Eserin girişinde yer alan 'Materyalizme Reddiye: Tedkîk-i Ecsâm' makalesinde Remzi Demir, Fatma Aliye'nin eseri yazış amacını, "Avrupa'da cismin 'mahiyet'i konusunda cereyan eden tartışmaları aktarmak ve bu tartışmaların tarafları olan filozofların felsefi öğretilerinin yetersiz yönlerini göstermek suretiyle, insan aklının sınırlarının bulunduğunu ve 'düşünme yolu'yla metafizik sorunları çözmenin mümkün olmadığını kanıtlamak." olarak sunuyor. Aliye, eserinde materyalizm meselesini Batı felsefesinin olduğu kadar İslâm felsefesi ve kelâmının maddeye ilişkin tartışmalarının arka planıyla birlikte ele alıyor.

Dördüncü çalışma, Zekeriya Kadri'nin Dârülfünun'da felsefe alanında ilk akademik çalışmalardan olan eseri Wilhelm Leibniz. Leibniz felsefesini temel kavram ve sorunları açısından ele alan eser, Dârülfünun felsefe kadrosunun, Babanzâde Ahmed Naim, İzmirli İsmail Hakkı ve Mehmed Emin Erişirgil gibi isimlerin girişimleriyle felsefe dili, yorum ve eleştiri etkinliği bağlamında kurduğu güçlü geleneğin değerlendirilmesine imkân sunması bakımından önemli. Eserin girişinde S. Hayri Bolay'ın bir makalesi yer alıyor.

Ülkemizde sosyal bilimlerin gelişimine odaklı bir tartışma platformu oluşturabilmek için, sınırlı sayıda ikincil kaynağın dar ve sorunlu perspektifini aşarak birincil kaynaklara ulaşmanın gerekliliği göz önüne alındığında, Osmanlı Felsefe Çalışmaları'nın felsefeyi modern kazanımlarıyla yeniden inşa sürecimize müdahil aktörler tarafından kaleme alınan eserleri güncelleme uğraşını, önemli bir hafıza tazeleme çabası olarak değerlendirebiliriz.


zaman

SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara