Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Çağırsınlar 28 Şubat'ı anlatayım'

Vakit'e konuşan 28 Dönemi Milletvekillerinden Hikmet Aydın, döneme dair çarpıcı açıklamalarda bulunarak cumhuriyet savcılarına seslendi: "Çağırın, bildiklerimi anlatayım"

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-12-29 13:34:00

'Çağırsınlar 28 Şubat'ı anlatayım'
28 Şubat, Refahyol, DYP, Anavatan Partisi, Çekiç Güç, D-8, Erbakan, sebatay unsurlar, ve günümüz olayları.

28 Şubat sürecinde, Refahyol ortağı DYP’den ayrılarak Anavatan’a geçen Çanakkale eski Milletvekili Dr. Hikmet Aydın; “suikast”, “darbe”, “tarassut” tartışmalarının gündeme yerleştiği şu günlerde, Vakit Gazetesi'nden Serdar Arseven'e son derece çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

İşte Hikmet Aydın röportajı:
“ÇAĞIRIN ANLATAYIM!”

“Refahyol”dan ayrılıp ANAP’a, hırsızların içine gitmek benim için en büyük zül olmuştur. Bizler, Anadolu’dan kopup kötü yola düşürülen kızlar gibi olduk” diyen Aydın’ın, Cumhuriyet Savcılarına bir mesajı var: “O günlerde son derece çirkin olaylar oldu. Bunların büyük bölümünü biliyorum. Yüreği yeten ve o karanlık günlerde, o berbat brifinglere katılmama erdemini, şerefini ortaya koymuş bir vatansever Cumhuriyet Savcısı beni davet etsin, bilgilerimi istesin. Seve seve veririm. 28 Şubat sürecinde parti değiştiren vekiller içinde, kimin hangi maddi menfaatler karşılığında bu işi yaptıkları hakkında bildiklerimi söylerim. Sonradan birtakım tezgahlarla batacak olan malûm bankanın malûm sahibi o günlerde Meclis’teydi. O nasıl ve kimlere para dağıttı? Bu konularda bildiklerimi söylerim. Bizim de bildiklerimiz var!.. Hangi Cumhuriyet Savcısı üzerinde durmak isterse, bildiklerimi vereyim!.. Bu benim vicdani sorumluluğumdur, bu ülkeye karşı görevimdir, borcumdur.”

Ankara-28 Şubat sürecinde Refahyol’dan ayrılarak Anavatan’a geçen eski Çanakkale Milletvekili Dr. Hikmet Aydın; “suikast”, “darbe”, “tarassut tartışmalarının” gündeme yerleştiği şu günlerde, son derece çarpıcı değerlendirmelerle dikkat çekti…

VAKİT’e konuşan Hikmet Aydın;

“Bizler köyden gelip kötü yola düşürülen günahsız genç kızların durumuna düşürüldük” dedi ve ekledi:

VATANSEVER SAVCILARA AÇIK ÇAĞRI!..

“O günlerde son derece çirkin olaylar oldu. Bunların büyük bölümünü biliyorum. Bir Cumhuriyet Savcısı, benden bilgilerimi istesin. Seve seve veririm. O 28 Şubat’ın ünlü brifinglerine katılmamış, vatansever, dürüst, düzgün, mesleğinin şerefine sahip çıkan savcılarımızdan biri, bir tek savcı beni davet etsin; 28 Şubat sürecinde parti değiştiren vekiller içinde, kimin hangi maddi menfaatler karşılığında bu işi yaptıkları hakkında bildiklerimi söylerim.

Kimlerin hangi ihaleler almak için neler yaptıklarını söylerim. Batık bankanın sahibi görüntüsü altındaki şahsiyet o günlerde Meclis’teydi… O batık bankanın sahibi (o zaman batık değildi) nasıl ve kimlere para dağıttı. Bu konularda bildiklerimi söylerim. Bizim de bildiklerimiz var!.. Dürüst, cesur ve vatansever bir Cumhuriyet Savcısı istesin, bildiklerimi vereyim!..”

“ANAP’A GEÇMEK BENİM İÇİN EN BÜYÜK ZÜL OLMUŞTUR”

Aydın şöyle devam etti: “ANAP’a geçmek, benim için büyük zül olmuştur. Askeri cenahın içindeki çift başlılığın önlenmesi adına geçtim, yanıldım. Dünyada hayatımın en büyük zülüdür ANAP’a geçmek, bazı hırsızların içinde olmak!..

Ben, Refahyol’un yıkılmasına ön ayak oldum. DYP’den ANAP’a ilk geçen ben oldum.

Bundan dolayı, Erbakan Hoca’dan helallik istedim. O günlerdeki D-8 oluşumu, siyonizmi rahatsız etmişti. Bunun D-20’ye, D-40’a çıkmasından endişe duydular. Havuz sistemi, daha az borçlanmayı mümkün kılan, hazineyi ferahlatan bir uygulamaydı.

Türkiye’nin gittikçe daha fazla borçlanmasından, daha fazla bağımlı olmasından nemalanan siyonist sistem ve onun iç uzantıları buna tepki gösterdi. Türk Silahlı Kuvvetlerinde iç çatışma olmasını isteyen derin bir sivil yapı var… Buradaki yapı, faizci düzenin bu ülkeyi içten çökerten, malını mülkünü yok eden, bankalarını batıran, kaynaklarını hortumlayan ve hortumlatan sivil unsurlardır.”

“TÜRKİYE’YE SADAKAT VE AİDİYETİNİ KAYBETMİŞ SABETAY UNSURLAR!..”

“Türkiye’ye sadakatini ve aidiyetini kaybetmiş Sabetay unsurlar bu operasyonda içerideki başrolleri oynadılar. 28 Şubat’ta, Sebetay’ın ‘Somali grubu’nu kullandılar. Bu IQ’su zayıf; yüksek kapitalizmin işleyişine dair teorik donanıma sahip olmayan et ve kemik yığını ‘Somali unsurları’, bu kuş beyinliler memlekete en büyük zararı verdiler.

28 Şubat sürecinden sonra tetiklenen iç destekli ‘dış para çekme operasyonu’ akabinde Türkiye’de bir iç mülksüzleştirme operasyonu başlamıştır ve halen devam ettirilmek istenmektedir.

O gün bunu görebilseydim; Refahyol Hükümetinin yıkılmasına ön ayak olmak yerine tankları beklerdim.

Tankları beklemek; bir yanlışın önünde direnç göstermek insanı şerefli kılar. Bir milletvekilinin yemini, bu oluşan şartlar karşısında ‘tankların önünde’ durmayı gerektirir.
O gün ‘Somali’ ekibinin tanklarının önünde durmalıydık. Bize inanılmaz hatalar yaptırdılar. Bize Çekiç’ün görev süresini uzattırdılar!.. Çekiç Güç’ün görev süresini uzattıranlar, MGK’nın hangi kanadıydı? Ben o gün, bunu gördüm ve Çekiç Güç’ün görev süresinin uzatılmasına karşı çıktım.

28 Şubat süreci, Türkiye’yi finans kapitalin kucağına itti. Bugünlerde Türkiye finans kapitalin kucağından alınmak isteniyorsa, bu tür kapışmalar, tartışmalar, olaylar olacaktır. Türkiye’nin finans kapitalin kucağından alınmasına direnç vardır. Derin iktisadi çevreler buna direnç gösteriyorlar.

Nasıl oluyor da, ekonomi eksi büyüme durumuna geçerken, üretim kriz varken nasıl oluyor da bankalar, kârlarını katlayabiliyorlar!.. Bunların üzerinde düşünmek lazım.”

“BU HÜKÜMETİ TASFİYE ETMEK İSTİYORLAR”

Hikmet şu son mesajlarını şöyle verdi:

“Kapitalizmin iç çekişmesinden mütevellit bir iç savaş var. Bu hükümeti, şimdilerde tasfiye etmek istiyorlar. Türkiye, hükümet önderliğinde kapitalizmin bu iç çatışmasına karıştırılmak istendi. Hükümet bir yerlere çekilmek istendi ve isteniyor. Devletler üstü Siyonist düzen, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin işlevine son vermeyi kararlaştırmıştır. Açılım meselesinde kurulan ve düşülen tuzağı gözden kaçırmamak lazım!..”

“SİYON PROTOKOLLERİNE UYGUN BİR OPERASYONDU”

“Derin Sivil Yapı (DSY) 40 sene 50 sene sonrasını planlıyor. Anadolu medeniyetine, ahlâkına dair, İslâm’a dair ne varsa yok edilmesini planlıyor. Kur’an kurslarına 28 Şubat’taki bir kanadın yaptığı, siyon protokollerine uygun bir tavırdır. Kur’an kurslarına yasak, imam hatiplere kilit… Hep buydu!.. Ben, sonradan uyandım. Ve Çekiç Güç’ün görev süresinin uzatılmasına karşı çıktım.”

“KUR’AN KURSLARINA YASAK, İMAM HATİPLERE KİLİT”

Hikmet Aydın şöyle devam etti: “Derin sivil 40 sene 50 sene sonrasını planlıyor. Anadolu medeniyetine, kültürüne ait ne varsa yok etmek istiyor. İslâm anlayışını yok etmek, köreltmek, değiştirmek, devşirmeye tabi tutmak istiyor!. Devşirmek istiyor!.. İnançlarının yok edilmesini planlıyor. Kur’an kurslarına. 28 Şubat’taki bir kanadın yaptığı, siyon protokollerine uygun bir tavırdır. Kur’an kurslarına yasak, imam hatiplere kilit… Hep buydu!..”

(vakit)

Haber Ara