Dolar

34,8626

Euro

36,6443

Altın

3.014,31

Bist

10.084,57

Özgürlük Heykeli bacımız oluyormuş

Fransız halkı tarafından, ABD’ye kuruluşunun 100. yılı onuruna, 10 yıl gecikmeyle, hediye edilen Özgürlük Anıtı aslında Osmanlılar tarafından yaptırılmış...

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-29 23:13:00

Özgürlük Heykeli bacımız oluyormuş
Ali Murat Hamarat / Taraf

Dünyanın en çok tanınan anıtlarından biri o. New York’un simgesi, ‘Yeni Dünya’ya göç edenlerin belki de karşılarına dikilen ilk heykel. Fransız halkı tarafından, ABD’ye kuruluşunun 100. yılı onuruna, 10 yıl gecikmeyle, hediye edilen Özgürlük Anıtı’nın aslında Osmanlılar tarafından yaptırıldığını biliyor muydunuz?

Her şey Mısır valisi Said Paşa’nın Fransız Mühendis Ferdinand de Lesseps’e Süveyş Kanalı’nı sipariş etmesiyle başladı. Akdeniz ve Hindistan’daki hâkimiyetinin sona ermesinden endişe eden İngiltere, Fransızların arkasında olduğu projenin hayata geçmemesi için Padişah Abdülaziz’e baskı yapıyordu. Said Paşa, İstanbul’dan gelen onayı beklemiyordu.

Yüzü de başka olabilirdi

Paşa’nın Fransızlarla imzaladığı anlaşmanın maddeleri arasında, kanalın Akdeniz’e açıldığı yerde dev bir heykelin dikilmesi de vardı. Ferdinand de Lesseps’in sonradan yakın arkadaşı olacak tanınmış heykeltıraşlardan Frederic Auguste Bartholdi işe koyuldu.

Dikileceği yerde monte edilecek heykel, parçalar halinde yapılmaya başlanmıştı. 1866’da yayımladığı fermanla kanala izin veren Padişah, bütün borçları üstlendiği gibi, yapılan bütün anlaşmaları da tanıdı. Kanal şirketinin hisselerine ödenen yüksek meblağ da cabasıydı. İşte bu miktarın bir bölümü heykel için kullanılacaktı.

Tevatüre göre tasarlanan bu ilk heykel, firavunlar zamanının giysilerine bürünmüş bir kadın şeklindeymiş ve elinde “Asya’nın ışığının Mısır’dan geldiğini” simgeleyen bir meşale tutuyormuş. Said Paşa’nın ölümünden sonra vilayetin başına geçen İsmail Paşa, halktan gelecek tepkileri düşünerek heykelin getirilmemesi talimatını verince Süveyş Kanalı 1869’un sonunda büyük bir törenle ‘gösterişsiz’ açıldı.

Bir depoda terk edilen heykel, Fransa ile ABD arasında filizlenen ilişkileri müteakip tozlarından yeniden doğmuştu. Bartholdi’ye sipariş verilmişti. Eser büyük ölçüde hazırdı. Elleri, kolları ve yüzünde yapılan değişikliklerden sonra paketlenebilirdi. Yüzü için dikiş makinesi imparatoru Isaac Singer’in dul eşi Isabelle Eugenie Boyer ya da annesinden esinlenen Bartholdi, yapıtını Bağımsızlık Bildirgesi’nin yüzüncü yılına yetiştirememiş, 1879’da patenti alan almıştı. Daha sonra adına kule dikecek Gustave Eiffel’le beraber çalışacak yontucu, 1884’te yapıtını Fransız Hükümeti’ne teslim edecekti. Isere adlı geminin New York’a 214 kutuda götürdüğü heykel, 4 Kasım 1885’te Yeni Dünya’ya ayak bastı. Kaidesinin yapımı için para toplanacak, ilk bağışı da bugün adına dünyanın en önemli gazetecilik ödülü olan Joseph Pulitzer yapacaktı.

Ziyarete kapandı

Bartoldi ile yakın arkadaşı, heykelin fikir babası olan Süveyş Kanalı’nın mühendisi Ferdinand de Lesseps’in katıldığı bir törenle, 28 Ekim 1886’da insanlığı selamlamaya başlayan anıt, yaklaşık bir asır sonra UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınacaktı. Dünyanın dört bir köşesinde kopyaları bulunan heykel bol elbiselere sarınmış, elinde yanan bir meşale taşıyan kadını resmeder. Kadının sol elindeki tablette, Bağımsızlık Bildirgesi’nin tarihi yazılıdır. Heykelin başındaki tacın yedi sivri ucu yedi kıtayı simgeler.

Yüksekliği 46 metre olan kaidesiyle birlikte 93 metre olan yapıt, insanlığı 123 yıldır selamlamaya devam ediyor. 1968 yapımı Maymunlar Cehennemi‘nde olduğu gibi devrilmesi, bambaşka bir mana taşıyor. Belki de bu yüzden 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra bulunduğu Özgürlük Adası’nın üç yıllığına kapatılması, anıta ziyaretin ise 4 Temmuz 2009’a kadar yasaklanması, belki de her şeyi anlatıyor.

Kaynak: Taraf

Haber Ara