Merve Kavakçı: 'Türkiye atılım içinde'
TBMM'deki ilk başörtülü milletvekili Merve Kavakçı ABD'de akademik hayatına devam ediyor. Kavakçı ile sizin için gündemdeki konuları konuştuk.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-08-23 00:03:00
"TÜRKİYE KAFKASLARDA AKTİF ROL ALMALI"
Türkiye Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu son konuşmalarında Güney Kafkaslarda ortak bir geleceğin olacağını ifade etti. Merve hanım belli olan şu ki henuz Kafkaslarda çözülmemiş Dağlık Karabağ ve Gürcistan ve Osetya arasında yaşanan problemler olduğu sürece ortak geleceğe nasıl ulaşacağız?
Türkiye bu yeni dönemde güçü bir aktör olarak uluslararası arenada yerini sağlamlaştırmayı hedefliyor. Bunu da bir taraftan çevresi ile uyum içinde olan bir ülke olmayı sağlamakla diğer taraftan da kendisini uzaktan veya yakından etkileyecek sorunlarda arabuluculuğa soyunarak başarmak istiyor. Hem Avrupa'nın hem de Asya'nın bir parçası olarak iki kıtada da Ortadoğu’da oynadığı gibi önemli bir rol üstlenmek de var Türkiye’nin dışişleri anlayışında. Hem tarihsel hem de sosyal ve kültürel anlamda Türkiye’nin Kafkaslarla bağı son derece güçlü. Bölgenin sorunlarında da söz sahibi olması kaçınılmaz. Karabağ sorununda ve Osetya meselesinin çözümünde Türkiye’nin aktif rol alması gerekmektedir. Çözümü sağlamak için adaleti esas alan bir arabuluculuğu, sorunlu taraflar arasında basiretli bir tercümanlık görevi yapması gerekmektedir. Ancak bu sorunların ortadan kalkmasından sonra ortak bir gelecekten söz edilebilir.
"KÜRT AÇILIMINI DESTEKLİYORUM"
Türkiye için en önemli konulardan biri de PKK sorununun çözülmesi. Peki demokratik açılım çerçevesinde Türkiye Kürt sorununu çözebilecek mi?
Kürt sorunu demokratikleşme çerçevesinde ele alınıyor bugün. Bu doğru bir başlangıç. Şimdilik Şahid olduğumuz şey, önemli adımların emin ve fakat yavaş bir şekilde alındığı. Bu bağlamda Ergenekon soruşturmasını önemsiyorum. Zira derin devletin bu tür açılımlara karşı olduğu ve statükoyu muhafaza etme refleksini böyle açılımlar öncesinde devreye soktuğunu biliyoruz. Ancak bugün derin devletin maskesi de düşürülmeye başlandığı için demokratik açılım sürecine dinamit koyacak fraksiyonlar da etkisiz hale getirilmiş oluyor. Ben Kürt sorunu konusunda taban bazında sorunların çok çabuk çözülebildiğini, engellerin aşılabildiğini düşünüyorum, mesela hükümetin cesaretli bir şekilde program sonuna kadar işletmesi olacaktır. Toplumun her kesimini kucaklayıcı bir yol izlediklerini gördüğümüz için de bu sefer Kürt meselesi çözülebilir ümidini taşıyorum.
"ARABULUCULUK TÜRKİYE'NİN SAYGINLIĞINI GÖSTERİYOR"
Türkiye son dönemde Ortadoğuda arabuluculuk yapmakta. Sizce Ankara’nın bu çabaları başarıyla sonuçlanacak mı?
Ortadoğu’da üstlendiği arabuluculuk görevinin Türkiye için uygun bir görev olduğuna inanıyorum. Bunda ne derece başarılı olduğunu zaman gösterecek hiç şüphesiz. Ancak yolun doğru yol olduğuna inanıyorum. Bir ülkenin arabuluculuk yapabilmesi beraberinde bazı varsayımları, bilinçaltına belli mesajları da getiriyor: Arabulucu, diğer ülkeler tarafından saygı gören, lafı dinlenir bir ülke konumundadır. Söz sahibidir. Taraflara katacağı değerler, örnek alınabilecek tecrübeleri vardır. Ayrıca kendi sorunlarını bir miktar aşmış konumdadır.
Uluslararası ilişkilerde güçler balansı dediğimiz dengelerin en önemli elemanlarından biridir arabuluculuğa soyunmuş ülkeler. Uluslararası dengelerin olmazsa olmazı konumunda olur mediatörler. Ayrıca arabulucu konumundaki ülke belli bir dokunulmazlığı da hak eder. Ülkeler arası dengelerin muhafazasında önemli bir konumda olmak diğer ülkelerin arabulucu ülkeyle ilişkilerini bozmama gayretini de beraberinde getirir.
"AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE DEVLETİ'NİN VARLIK SEBEBİ"
Türkiye AB’ye üyelik için bir dizi reformlar yapıyor. Bu reformlara rağmen Türkiyenin AB’ye üyelik konusu hala askıda. Sizce neden Türkiye Ortadoğu’nun en güçlü devleti olabileceği halde sürekli AB’ye girmek için gayret gösteriyor?
Türkiye’nin AB projesi onun varlığıyla alakalı bir proje. Bundan kastım şu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupanın bir parçası olmak üzere kurulmuş bir devlet. Bunun doğru istikamet olup olmadığı tartışılabilir, ancak bu şu anda tartışmaya açık değildir. 1923’den bu yana, rejimin ideolojisi Avrupayla bütünleşmek olmuştur. Bu halkın ne düşündüğüyle, veya Türkiye için neyin iyi olduğuyla alakalı değildir, Türkiye Cumhuriyetini kuranlar bu resmi ideolojiyi benimsemişlerdir. Bu sebeple de sonu görünmeyen bir tünel gibi de olsa AB yolunda Türkiye ilerlemektedir. Ortadoğu’da etkin bir aktör olmasi AB süreciyle çelişmiyor, ancak soru neden Ortadoğunun bir parçası olmuyor ise, o zaman cevap da şudur: Türkiye Cumhuriyeti rejiminin varoluş sebebi Avrupalılaşmaktır. Yani mesele esasa dayanan bir mesele, özde bir meseledir.
"DARBECİ ANAYASA AYAKBAĞI"
Merve Hanım Türkiye’de en çok tartışılan konularadan biri de, anayasa degişikliği konusu. Peki sizce şu anki hükümet anayasa degişikliği yapabilecek mi?
AK Parti hükümeti gerçek anlamda bir reforma gidecekse bunun Anayasa değişikliğiyle desteklenmesi gerekir. Elimizdeki Anayasa darbecilerin bize miras bıraktıkları, kısıtlı bir anayasa. Sorunların temelde çözümü icin mutlak surette Anayasa değişikliklerinin yapılması gerekir. Bunu hükümet başarabilecek mi bilmiyorum ancak şunu biliyorum, başarmalı, kendinden beklenen cesareti göstermeli.
Bize vakit ayırdığınız için Timeturk okuyucuları adına teşekkür ediyorum
Ben teşekkür ederim
SON VİDEO HABER
Haber Ara