Dolar

34,9498

Euro

36,7268

Altın

2.990,20

Bist

10.031,60

Altan Tan, hükümete Abant'ı adres gösterdi

Eski Refah Partili, yazar Altan Tan, Kürt sorunu için çalıştayın gereksiz olduğunu savundu. Hükümete geçen yıl Abant toplantısında alınan şu kararları önerdi:

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-08-05 10:45:00

Altan Tan, hükümete Abant'ı adres gösterdi
Altan Tan 'Hükümet acelemiz yok dese de bizim çok acelemiz var. Bizlerin Kürtlüğü ağrıyor' dedi ve ekledi: Çalıştaylara filan hiç gerek yok. Bizim geçen yıl yaptığımız Abant toplantılarının sonuç bildirgesini alsınlar, aynen uygulasınlar. Kürt sorunu diye bir şey kalmaz

Nagehan ALÇI / Akşam

1990'ların başında Refah Partisi'nde siyaset yapan, sonra partinin milliyetçi ittifakını protesto etmek için istifa eden Altan Tan, Kürt meselesine din faktörünü de katan ve soruna çeşitli açılardan bakan isimlerden. Geçtiğimiz ocak ayında çıkardığı 'Kürt Meselesi' adındaki kitabı da konu hakkında yapılmış en geniş çalışmalardan biri. 'Kürt Açılımı' kavramı dört bir cephede tartışılırken Tan ile bir araya geldik ve ona son dalgadan umutlu olup olmadığını sorduk...

İçişleri Bakanı'nın konuşmasını umut vaat edici buldunuz mu?

Bir Arap atasözü vardır: Eğer birinin dili çok tatlıysa size vereceği ikram az olur, diye. Atalay'ınki çok hoş ama muhtevası boş bir konuşmaydı. Konuşmayı hiç önemsemiyorum, demiyorum. Ama bundan önce de iyi niyet beyanları olmuştu.

Şimdikinin öncekilerden hiç mi farkı yok?

Var. İlk kez iç ve dış dinamikler çıkarlar anlamında örtüştü. İçeride mevcut paradigmaya itirazlar yükseldi. Toprak bütünlüğüne itiraz yok ama bu bütünlük içindeki asimilasyoncu, inkarcı uygulamalara itiraz var. Dışarıda da yeni bir sürece girildi. Uluslararası sistem Ortadoğu ve Kafaslar'a artık farklı bir gözle bakıyor.

Nasıl?

Avrupa'nın gazı Türkiye üzerinden gidecek, Rusya'nın alternatif projeleri var vs. Türkiye'nin bu bölgede merkez ve denge ülke olması lazım.

Bu yüzden mi Kürt sorununun mutlak çözümü bu kadar önemli?
Sorun ülkeyi zayıflatıyor çünkü. Eğer Türkiye büyürse içerideki dengeler de değişecek. Kürtler'in, Araplar'ın ve Anadolu Türklerinin egemenliği artacak. İşte Beyaz Türkler buna itiraz ediyor.

Dengeler nasıl değişecek?

Demografik olarak. Bölgede vizelerin kaldırılması, ticaret ve sanat ilişkilerinin gelişmesi ile. Türkiye göç alacak da verecek de. Yeni iş imkanları doğacak.

TATLISES'İN YANINA PERWER GELECEK

Ama sınıfsal olarak belli bir yere gelmek başka, yönetici sınıfında yer istemek başka bir şeydir.


İşte sınıfsal olarak da meydana gelen sinerji ile yönetime de talip olacak. Bir diğer kavga da bu zaten. Kürtler'in, Araplar'ın, Anadolu Türklerinin gerçek iktidar haline gelmesi korkusu. Mesela bugün Türkiye'nin en meşhur şahıslarından biri İbrahim Tatlıses. Yarın bu süreç doğru işlerse yanına bir de Şivan Perwer gelecek.

Bunu İbrahim Tatlıses neden istesin?

Ben diyorum ki, bu senin hinterlandını geliştirecek, müziğini zenginleştirecek, belki daha güzel şeyler üretmeni sağlayacak.

Yani süreç dediğiniz gibi işlerse Türkiye Amerikanlaşacak mı? Bir 'melting pot' (erime potası) haline mi gelecek?
Benzediği yönler olabilir ama esas asli geçmişine dönecek, Osmanlı'dan da öncesine. Belki Selçuklulaşacak, Abbasileşecek. Kendi doğasına oturacak.

TOKİ İHALESİNİ BEKLETİYORLAR MI

Hükümet çeşitli çevreleri dinledikten sonra paket ortaya çıkacak diyor...


Yok, süreç dışarıdan sipariş gidiyor. Ancak böyle dediğimizde içeridekiler alınıyor. Ama 200-300 yıllık tarihe bakın. Dışarısı bastırmazsa içeride değişiklik olmuyor maalesef.

Hükümet 'Yavaş yavaş gideceğiz' derken milliyetçi tepkileri sindirmek mi istiyor?

Ne zaman sindirecek. Hükümet acelem yok diyorsa biz de tam tersi 'Çok acelemiz var' diyoruz. Her gün mal ve can gidiyor. Hükümet işine geldiği yerlerde çok acele ediyor. O zaman TOKİ ihalelerini de bekletsinler bakalım!

Sizi tatmin eden paket nasıl olur?

Birincisi Beşir Atalay ve Başbakan'ın 'Biz dersimizi çalışıyoruz, herkesi dinleyeceğiz' demesi büyük eksiklik. Bu kadar zamanda somut bir çalışma yoksa, bu sorumsuzluktur.

Ne yapılmalı?

Abant Platformu geçen sene 150'ye yakın aydınla birlikte Abant ve Erbil'de konu ile ilgili toplantılar yaptı. Oradan çıkan sonuç bildirgelerini hükümet uygulasın. Başka bir şey istemiyoruz. Başbakan işi hiç uzatmasın.

Kürtlerin Kürt olması için...

Ne vardı o bildirgelerde?


O bildirgeler konuyu üç ana başlıkta çözüyor: 1- Kürt sorununun Türkiye içerisindeki durumu, tam demokratikleşme, 2- Kürdistan bölgesel yönetiminin tanınması, 3- PKK'nın dağdan indirilmesi. Türkiye'nin içindeki demokratikleşme için de maddeler var: 1- Anayasadaki vatandaşlık tanımının değiştirilerek TC vatandaşlığının esas alınması, 2- farklı kültürlerin, mezheplerin, dillerin kendilerini ifade edebilmelerinin anayasal teminat altına alınması, 3- Kürtçe ana dilde eğitimin önünü açılması, 4- Talep halinde Kürtçe'nin seçmeli ders olması, 5- Değiştirilen yer isimlerinin iadesi, 6- Kürdoloji enstitülerinin tüm üniversitelerde serbest bırakılması, 7- Sadece devlet kanalında değil tüm özel kanallarda, gazete ve dergilerde Kürtçe'nin serbest olması, 8- Ekonomik olarak bölgeye ciddi bir pozitif ayrımcılık uygulanması.

Belki hükümetin düşündüğü paket bunları da kapsıyordur?
Hayır, kesinlikle Kürtçe anadilde eğitim hakkı yok, Kürtçe'nin ana dilde ders olarak konulması yok... Birey hakkı olarak, folklorik unsur olarak, alt küme, alt kimlik olarak kalırsanız ve hızla asimile olursanız sorun yok. Şu an yapılmak istenen bu.

Siz bir yerde 'Kürtler bu ülkede her şey oluyor ama Kürt olamıyor' dediniz...

Evet, Kürtler için etnik kimlikleri kadar dinleri de, refahları da önemli ama insanın neresi ağrıyorsa canı oradadır. Bugün bizim Kürtlüğümüz ağrıyor.

Haber Ara