Dolar

34,9498

Euro

36,6868

Altın

3.002,62

Bist

10.015,54

Otopsiyi imamlar yapıyor

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’dan tüyler ürpertici bir iddia: Savcının şoförü, caminin imamı otopsi yapıyor

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-07-17 15:25:00

Otopsiyi imamlar yapıyor



İstanbul Üniversitesi Adlî Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Türkiye’de yargının iyi işleyebilmesi için Adlî Tıp Kurumu’nun baştan aşağıya yenilenmesi gerekli” diyor.
Güler Zere ve İsmail Ablak’a verilen Adlî Tıp raporlarının geçersiz sayılması, Münevver Karabulut cinayetinde cesedin üzerine otopsi sırasında sperm bulaşması, Hüseyin Üzmez tarafından taciz edilen B.Ç’ye “Ruh sağlığı yerindedir” raporu verilmesi, vakalarıyla güvenilirliği konusunda kuşkular yaratan Adlî Tıp Kurumu’yla ilgili Prof. Dr. Fincancı’yla görüştük.
Türkiye’de adlî vakaların çözümü ve raporlanması konusunda tek bilirkişi kurumun Adalet Bakanlığı’na bağlı olan Adlî Tıp Kurumu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fincancı, bunun verilen raporların bağımsızlığı önünde engel olduğunu anlatıyor. Adlî tıp uzmanlarının adliye binaları içinde yer alan küçük odalarda bir sekreterle çalıştıklarını kaydeden Fincancı, “Bir muayene yatağı bile olmayan bir odada rapor düzenleyen meslektaşlarımız, bunun doğal olduğunu düşünmeye başlayıp muayene bile etmeden rapor düzenliyor” diyor.
Üniversiteler bünyesinde bulunan Adlî Tıp Anabilim Dalı bölümlerinin hazırladığı raporların geçersiz sayılmasının, Adlî Tıp Kurumu’nun üzerindeki iş yükünü arttırdığına da dikkat çeken Fincancı, Güler Zere vakasını örnek gösteriyor: “Güler Zere Çukurova Hastanesi’nden kapsamlı ve durumu açıklayıcı bilimsel bir rapor aldığı halde, o sağlık durumunda bir sevk aracılığıyla Elbistan’dan İstanbul’a gönderildi. Adlî Tıp Kurumu’na gönderilen dosyaların yüzde 80’i, bulunduğu yerde çözülebilecek vakalar. Bu 100 bin dosyadan 80 bininin yerel makamlarla çözülebileceği anlamına gelir.”

“Adli Tıp karar mercii olamaz”
Adlî Tıp Kurumu’nun yapısının baştan aşağı değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Fincancı, yargının, karar verirken adlî tıp raporunu mahkeme kararına delil olarak kullanmasındaki sakıncaları da açıklıyor. Hüseyin Üzmez olayında B.Ç’ye verilen “Ruh sağlığı yerindedir” raporuna dayanılarak Üzmez’in salıverilmesinin mümkün olmadığını aktaran Fincancı, raporun ancak karar aşamasında hafifletici neden olarak kullanılabileceğini ekliyor. Adlî Tıp Kurumu’nun kapsamının daraltılması gerektiğini anlatan Fincancı’ya göre, kurumun el yazısı inceleme, trafik asayiş vakalarına bakma gibi görevleri bir üst kurum elinde toplanarak, hekimlik konusundaki çalışmaların daha sağlıklı yapılması sağlanmalı.

“DNA öncesiyle sonrası ayrılıyor”
Adlî tıp vakalarından DNA öncesi / DNA sonrası iki dönem olduğunu dile getiren Prof. Dr. Fincancı, bulaşma riskinin ortadan kalkması için uzmanların her cenazede eldivenlerini değiştirerek, doku dökülmesi riskini kaldırmak için korunaklı kıyafetler tercih etmesi gerektiğini söylüyor. Fincancı’ya göre, kurumun sorunlarının çözülmesi için merkezileşmenin kaldırılması ve iş yükünün azaltılması, en iyi sonuçları alabilmek için uzmanların olay yeri inceleme ekipleriyle birlikte olay yerine gitmesi, çok ağır vakalarla karşılaşan Adlî Tıp uzmanlarına da psikolojik desteğin verilmesi şart.

Adlî Tıp usta-çırak ilişkisine kaldı
Münevver Karabulut’un cesedine bulaşan sperm konusunda, teknisyenin bir anlık ihmali olabileceğini anlatan Prof. Dr. Fincancı, “Anadolu’da caminin imamı ölü yıkamayı bildiği için, savcının şoförü savcıyla olay yerlerine gittiği için otopsi teknisyeni olarak görevlendirilir. Otopsi basit bir iş olarak görülür, oysa kapsamlı bir ameliyattır. Organlardaki değişimi görmeniz ve doğru yerden parça almanız gerekir. Böyle karmaşık bir işi hiç eğitim almamış birileriyle yürütmek çok tehlikeli, oysa bu insanlar usta-çırak ilişkisiyle yetişmiş” diyor.
Bir teknikerlik sisteminin oluşmadığını, ara eğitim birimlerinde ciddi eksiklik olduğunu ifade eden Fincancı, bir kurumun İstanbul’un adlî ölüm olaylarına, çevre illerinkine, Anadolu’da otopsi yapılmış doku ve organ örneklerine, yeterli otopsi yapılmadığı için mezardan çıkmış kemiklerine baktığını, bunun ciddi iş yükü yarattığını ifade ediyor.
(taraf)

Haber Ara