Dolar

34,8955

Euro

36,6388

Altın

3.013,37

Bist

10.058,63

Gebelikte şeker yükleme testi yaptırın

Prof. Dr. Göksun Ayvaz, şeker hastalığının tespiti için gebeliğin 24-28. haftalarında glukoz yüklemesiyle test yapılmasında fayda olduğunu söyledi.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-07-06 22:50:00

Gebelikte şeker yükleme testi yaptırın


Ayvaz, ''Ancak, birinci derece yakınında şeker hastalığı, açıklanamayan gebelik kaybı ve gebelik öncesi obezitesi bulunan, önceki gebeliklerinde şeker sorunu yaşayanlar, şeker hastalığının gelişimi açısından daha yakın takip edilmelidir'' uyarısında bulundu.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksun Ayvaz, gebeiğin, hem bebek hem de anne açısından sorunsuz geçirilmesi gereken bir dönem olduğunu söyledi.

Gebelik sürecinde fetusun ihtiyaçlarının karşılanması ve gelişiminin devam ettirilebilmesi için annede pek çok hormonal değişiklik olduğunu anlatan Ayvaz, sağlıklı bir kadının bu süreçteki hormonal değişikliklerden olumsuz etkilenmediğini, ancak belli risk grubundakilerin bu duruma yeteri kadar adapte olamaması durumunda, hem kendileri hem de bebekleri için sorunlar yaşayabildiğini bildirdi.

Gebelik süresince bebeğin glukoz ihtiyacının karşılanması amacıyla anne vücudunda insülin direnci oluşturulduğunu, sağlıklı bir gebelik sonrasında bu durumun kendiliğinden düzeldiğini belirten Ayvaz, bunun gebelik sırasında da tedavi gerektirmediğini kaydetti.

TANIYI KESİNLEŞTİRMEK ÖNEMLİ
''Şeker hastalığının tespiti için gebeliğin 24-28. haftalarında glukoz yüklemesiyle test yapılmasında fayda var. Ancak, birinci derece yakınında şeker hastalığı, açıklanamayan gebelik kaybı ve gebelik öncesi obezitesi bulunan, önceki gebeliklerinde şeker sorunu yaşayan, gebelik haftalarına göre iri bebek doğuran, polikistik over sendromu hastalığı tanısı almış olanlar, şeker hastalığının gelişimi açısından daha yakın takip edilmelidir.

Bu gebelere şeker yükleme testi daha erken dönemde yapılmalı, test gerekli hallerde belli süre sonra tekrarlanmalıdır. Bu yükleme testi sonrasında gerekli hastalarda tanıyı kesinleştirmek amacı ile daha ayrıntılı şeker yükleme testleri planlanmalıdır. Tanı kesinleştirildikten sonra, bu gebelere kilolarına göre düzenlenmiş, ana besin öğelerini gebeliğe göre uygun oranlarda içeren bir diyet ve uygun egzersiz önerilmelidir. Kan şekeri kontrolü sağlanamadığı durumlarda, diyet ve egzersize ek olarak insüline başlanmalıdır.''

Gebelerde kan şekeri kontrolünde normal diyabetiklerden farklı olarak, tokluğun birinci saatindeki kan şekerine özellikle dikkat edilmesi gereğine dikkati çeken Ayvaz, bu kişilere kan şekeri ölçümüyle ilgili eğitim verilmesinin önemine işaret etti.

HASTALIK AÇISINDAN RİSKLİ GRUP
Kan şekeri kontrolünün yeteri kadar sağlanamadığı durumlarda, iri bebek gelişimi olduğunu, doğum sırasında omuz sıkışması gibi ölü doğumlara bile neden olabilecek ciddi sorunlar bekleyen bu bebeklerin, ilerleyen yıllarda da şeker ve kalp hastalıklarıyla baş etmek zorunda kalabileceklerini söyledi.

Gebelikte meydana gelen şeker hastalığının, gebeliğin sonlanmasından sonra düzeldiğini belirten Ayvaz, ''Ancak bu hastalar sonraki yıllarında şeker hastalığının gelişmesi açısından risk altındadır. Gebelik sonrası altıncı haftada mutlaka şeker yükleme testiyle tekrar değerlendirilmelidirler'' uyarısını dile getirdi.

GEBELİKTE EN UYGUN ŞEKER TEDAVİSİ
Tip-1 ya da tip-2 diyabeti olan kadınların gebeliklerinin planlanması gerektiğini vurgulayan Ayvaz, bu kişilerde gebelik öncesinden başlayan sıkı kan şekeri düzeninin sağlanmasında yarar bulunduğunu kaydetti.

Ayvaz, ''Aksi halde anne karnındaki bebek, organlarının gelişme döneminde anneden gelen yüksek glukoz değerlerine maruz kalır. Bu bebeklerde kalp ve kemik rahatsızlıkları, kromozom bozuklukları gelişebilir'' diye konuştu. Bu hastalara hamilelik öncesinde gebelikte de uygun olan insülin tiplerine, hatta gerekiyorsa uygun hipertansiyon tedavilerine başlanması gerektiğini ifade eden Ayvaz, şunları kaydetti:

''Gebelikte uygun olan tedavi, 'çoklu insülin enjeksiyonu' olarak adlandırılan, günde 4 kez uygulanan insülin rejimidir. Kan şekeri kontrolü sağlanamayan hastalarda, ayarlanmış dozlarda vücuda devamlı insülin veren 'insülin pompası' olarak adlandırılan tedavi uygulanabilir. Bu kişiler, mevcut şeker hastalığının göz ve böbreğe zararları açısından da incelenmeli, gebeliklerinde de göz ve böbrek hastalıkları yönünden yakın takip edilmelidir.''

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara