Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Modern Türkiye?de Siyasi Düşünce

İletişim Yayınları'ndan çıkan Modern Türkiye?de Siyasi Düşünce (MTSD) dizisi Türkiye toplumu için derinlikli bir çalışma...

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-06-09 08:45:00

Modern Türkiye?de Siyasi Düşünce

Konuşan: Asım Öz

Ardı ardına yayımlanan kitapların takibi olanaksız kıldığı canlı bir dönemde, dikkati fazlaca dağıtmadan yeni yayınları izlemek zor oluyor. Ama bazı kitaplar var ki, saklandıkları raflardan boyunlarını uzatıp bize bakıyor, özel bir okuma vaadi sunarken, yeni okuma zincirleri de kuruyorlar. İletişim Yayınları'ndan çıkan Modern Türkiye?de Siyasi Düşünce (MTSD) dizisi de böylesi özel kitaplardan oluşan dokuz ciltlik bir çalışma. Siyasetin düşüncelerle irtibatının tam olarak kurul(a)madığı, canlı tartışmaların yapıl(a)madığı bir toplumda böylesine derinlikli bir çabayla karşılaşmak çok sevindirici.Bu dizinin son cildinin editörlüğünü üstlenen Ömer Laçiner dizi ile ilgili sorularımızı yanıtladı 

Böylesine bütünlüklü, kapsamlı bir diziye başlamanız ve tamamlamanız çok önemli. Bize bu alandaki kuramları, temel metinleri taşıma, bir boşluğu doldurma iddiasıyla yola çıkarken neleri amaçladığınızı anlatır mısınız? 

MTSD?nin genel tasarımı on yıl önce yapıldı. Amaç ilk sekiz ciltte Türkiye?de siyasal düşüncenin devraldığı mirasın ve başlıca akımlar, mecralar bazında olabildiğine kapsamlı bir dökümünü yapmak, son ciltte de bunun muhasebesi bahsini ele almak idi. Bunu yaparken, ciltler tamamlandığında, Türkiye?de siyasal düşüncenin, akımların yüz yılı aşkındır içinde şekillendikleri ?modernleşme? paradigmasının da bir biçimde devrini doldurmuş olacağını, yeni bir dönemin eşiğine varmış olacağımızı sezinleyebiliyorduk. MTSD ciltleri, bu yeni döneme nasıl bir düşünce mirası, deneyim ile başladığımızı gösterecek esaslı bir kaynak olabilsin diye hazırlandı. 

Peki dizinin kolektif bir ürün olarak tasarlanmasının nedeni? 

Her cilt, projenin genel amacını bilen editörler tarafından planlandı ve yürütüldü. Editörler, yayın kurulu, özellikle de bütün ciltlerde büyük emeği olan T. Bora ve M. Gültekingil ile sürekli temas içinde oldular. Eksiklikler, öngörülmeyen aksaklıklar bu sayede giderildi. Ayrıca İletişim yayınevinin diğer editörleri, teknik personeli de birçok detayın hallinde yardımcı oldular. Yani tam anlamıyla kollektif bir eser oldu bu. Başka türlü de olamazdı.

Dizinin editörleri neye göre seçildi? 

Cilt editörleri, konularına hakim, ilgili herkesle konuşabilecek, yayınevimizle çalışma deneyimi olan kişilerden seçildi ve hatırladığım kadarıyla hiçbir tartışma tereddüt olmadı. Ciltlerdeki ek metinlerin hemen tamamını editörler belirledi. Dokuzuncu ciltte cildin özelliği nedeniyle buna gerek görmedik. 

Bu dizi tamamen kolektif bir çalışma, tüm konuları ve isimleri olanaklı olduğu ölçüde uzmanları veya ilgili konu üzerinde çalışanlar tarafından yazılan bir eser olarak planlanmış. Buna rağmen şunu şöyle yapsaydık dediğiniz oluyor mu,dönüp baktığınızda? Eksikleri de vardır muhakkak? 

Şüphesiz, özellikle bu kapsamda bir eserin birçok eksikliği vardır. Bu kaçınılmaz. Ancak, esaslı bir eksikliğin olduğunu sanmıyoruz. Daha tam kararlaştırmadık ama, birkaç yıl sonra, okurlardan ve eleştirmelerden gelecek öneriler dikkate alınarak, bu eksiklikleri peyderpey telafi edecek ek bir cilt yayınlamayı düşünebiliriz. 
 
 

Biyografi ya da portrelerde dikkatimi çeken bir şey var: Bazı isimler birkaç ciltte de ele alınmış. Örneğin Mehmet Akif üç ciltte de var. Mehmet Ali Aybar sanırım iki ciltte yer alıyor. Bu tarz geçişkenlikleri siyasi düşüce/ler bakımından nasıl yorumlarsınız? 

Portreler konusunda şu noktayı dikkate aldık. Kısmen örtüşen, örneğin İslamcılık-muhafazakarlık, sol-sosyalizm bahislerinin herhangi birinde o akım-mecra bağlamında portresi çizilen bir düşünürün diğer akım-mecradaki konumu bu çizimde yeterince belirtik değil ise bu eksikliğin giderilmesi de gerekirdi.

Sizin editörlüğünü yaptığınız Dönemler ve Zihniyetler cildi ile bu dizi tamamlandı. Öncelikle kitabın yapısını anlatmanızı isterim. Neler göz önünde bulundurularak, ne nasıl işlendi? 

Başta ve giriş yazısında da belirtildiği üzre, dokuzuncu cilt bir genel muhasebe zemini oluşturmak için tasarlanmıştı. Hayli kapsamlı olmasına rağmen bu cilt, o ihtiyaca ancak bir ölçüde cevap verebilir, ışık tutabilir. Amaç tüm akımların ve mecraların içinde şekillendikleri yüzyıllık paradigmamızın, hemen tüm akım ve mecralarda görebileceğimiz özelliklerini, karakteristiklerini öne çıkarmak; bunların mahiyeti üzerinde düşünmemizi sağlamaktır. Şüphesiz bunun eleştirel bir düşünüm olması gerekecek. Ciltteki yazıların bu başlangıçları ifade  etmesi, onların tartışılmasını, geliştirilmesini ve zenginleştirilmesini teşvik içindir. 

Siyasi düşüncelerin dil edimleri dolayımında; kendileri hakkında, eylemleri, 'zihinsel halleri', kavramları, kullandığı dili ya da söylemi konusunda dönemsellik niçin önemlidir?

Başlıca akımların ve o akımların ana mecraını oluşturan temel düşüncelerin Türkiye siyasal tarihinin önemli kesit/dönemeçlerinde ifade biçim ve içerikleri itibariyle ve öteki akımlarla etkileşim/çatışma içinde nasıl değiştiklerini göstermek ve bu gibi durumlara ilişkin muhasebeler yapmak da bu dokuzuncu cildin bir faslını oluşturuyordu. Haliyle tek veya birkaç yazıda tüketilemeyecek bir konu olduğundan ciltteki bu mealdeki yazıların her bir dönemin-kesitin kendine özgü ?hava?sını yansıtması bile başlıbaşına önemliydi. Şüphesiz bu başlangıçlar daha ileri götürülebilir, götürülmelidir de. ?Maddi? koşulların, olguların ciddi değişimlerine tekabül eden o dönem, kesitlere düşünsel ?yapı? ve müktesebatımızın nasıl karşılık verdiğini, ?örneğin kalıplarını ve varsayımlarını koruyarak mı, esneterek mi yoksa ?yenilenme? eğilimi ile mi? düşünmek, bu cevapları tartışmak; kanımızca MTSD ciltlerinin açabileceği en verimli alan olacaktır.

Kaynak: Umran Dergisi

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara