Eğitim, kariyer ve sosyal konumlarına göre seçilen 40 kişiyle yapılan ankete göre ?seçkin?ler sahip oldukları konumu, yeni gelen ?ikinci sınıf diploma? sahipleriyle paylaşmak istemiyor.
Seçkinler, başörtüsünü ?tehdit? olarak algılarken, Kürt sorununun nereden çıktığı konusunda kafaları karışık. Azınlıklar ise sustukları müddetçe iyi arkadaş.
Türkiye?nin en iyi okullarından mezun, iyi bir kariyer ve gelir sahibi ?seçkin?lerinin topluma bakışı, tartışma yaratacak bir ayrımcılığı ortaya koydu.
Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi tarafından yayınlanan, Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bölümü öğretim üyeleri Prof. Füsun Üstünel ve Doç. Dr. Birol Caymaz?ın hazırladıkları ?Seçkinler ve Sosyal Mesafe? konulu araştırmada, ?prestijli? orta ve yüksek öğretim kurumlarından mezun, orta üst sınıf mensubu, iyi mesleki pozisyonlara sahip, kendini Cumhuriyetçi, laik değerlerin taşıyıcı olarak gören kesimlerin Türkiye?nin temel meseleleri üzerinden Lozan azınlıkları, Kürtler ve muhafazakarlara yönelik algı ve temsillerini ve bu bağlamda ötekileştirme söylemi ele alındı.
?BİZ? VE ?ONLAR? AYRIMCILIĞI
Araştırmaya katılanların çoğunun başörtüsü meselesine ?biz? ve ?onlar? çerçevesinden baktığı ifade edilerek, en ılımlı söylemde bile ?ötekine? tehdit algısının olduğu vurgusu yapıldı. Ayrıca görüşülen kişilerin neredeyse tamamının, eşi başörtülü olan bir kişinin Cumhurbaşkanlığına tepkili olduklarına yer verildi.
REJİM SORUNU YOK, İŞGAL VAR
Kendilerini cumhuriyetin değer ve kazanımlarının taşıyıcısı olarak gören seçkinlerin ?yeni gelenleri? yani AK Parti?yi orada olmayı hak etmemiş işgalciler olarak gördüğü tanımına yer verildi. Bütün katılımcılar Cumhuriyet Minglerine katılırken katılımcılardan birinin darbe olsa destek vereceğini söylemesi dikkat çekti.
TÜREMİŞ ?SEÇKİNLERLE? SAVAŞ
Araştırmada, Cumhuriyetçi-laik seçkinlerin, rejim ve laiklik ile ekonomik ve sosyal iktidar korkusuna ilişin şu çarpıcı saptamalar yer alıyor: ?Modernlik nostaljisinde, ekonomi ve siyaset alanlarında seçkin okulların mezunlarının uzun süredir kurmuş oldukları tekelin ?ikinci sınıf diploma sahipleri? tarafından tehdit edilmesi ve hatta kırılması olgusu ?köklü? ve türemiş seçkinler ve temsil ettikleri hayat tarzları arasında bir tür mücadelenin varlığına işaret ediyor.
KAPATMA ANTİDEMOKRATİK AMA...
Birçok kişi parti kapatmanın demokratik niteliği konusunda kuşkularını ifade etmelerine rağmen AK Parti söz konusu olduğunda bu yönde bir çözümü tercih ediyor.
KÜRT SORUNU NEREDEN ÇIKTI
Kürt sorununa ilişkin olarak ise katılımcılar DTP?nin meclisteki varlığından rahatsız olunduğu ve Kürt sorununun temelinde yabancı kışkırtması ve ekonomik nedenler aranıyor. Kamusal alanda görünmemek şartıyla azınlıklarla, ?romantik birliktelik? söz konusu. Gayrimüslüm komşuya sahip olmak, bir prestij durumu.
Sadece ?seçkinler? kadrolaşabilir!
Araştırmada AK Parti karşıtlığı konusunda birincisi daha keskin, ikincisi görece daha ılımlı iki eğilim olduğu görüşüne yer verildi. Katalımcıların bir bölümü asıl tehlikenin sermayede yaşandığına inanıyor. Melek (47), kadrolaşmayla ilgili kaygılarını dile getirerek, ?Aslında herkes kadrolaşıyordu ama kadrolaşıldığı zaman hep sizin gibi seçkinler birbirine benzeyen insanlar kadrolaştığı için biz onları hissetmiyorduk, şimdi daha farklı insanlar kadrolaşıyor. Onun için hissediyoruz. Şimdiye kadar ezilmiş, kıyıda köşede kalmış adamlar birden bire güç sahibi oluyorlar. Bu çok tehlikeli. AKP?nin getirdiği kadroya bakın şimdiye kadar ezilmiş tipler, şimdiye kadar hiç o şansı elde edememiş tipler.? dedi.
Eskiden Kürt sorunu diye bir sorunumuz mu vardı...
Araştırmada Kürt Sorunu başlıklı bölümünde ?prestijli? okulların mezunlarının yaşamöykülerinde Kürtlerin yer almadığı, bu nedenle verilen yanıtların yakınlık kavramından uzak olduğuna vurgu yapıldı. Sorunun kökeni hakkında bilgi sahibi olmadıklaı gözlenen katılımcıların büyük bölümü Kürt sorununun PKK ile ortaya çıktığını düşünüyor. Kürt kökenli arkadaşı olduğunu hatırlamayan Leyla (30), ?Hani ben Kürt?üm diyen, öyle bir şey yoktu? şeklinde yanıt verdiği görüldü. Robert Kolej ve Boğaziçi İşletme Fakültesi mezunu Doğan (32) Kürtleri sevmediğini ifade ederek, ?Ben şey olarak da Kürtleri çok sevmememin nedeni de hala kabile hayatı yaşıyor olmaları.? yanıtını verdi. Bağcılar?da askerliğini yaparken kendi ifadesiyle ?Doğu?yu gördüğünü söyleyen Berk (28) ?Ben mesela kısa dönemleri daha tehlikeli gördüm, üniversite bitirmişlerdi. Yani okumuş Doğulular, okumamış olanlardan daha tehlikeli geliyor bana. Düşünme kapasitesine göre böyle şey oluyorlar, tehlikeli...? diyor.
Köşk?te türban iğrenç hissettirdi
Araştırmada görüşülen kişilerin neredeyse tamamının eşi başörtülü olan bir kişinin Cumhurbaşkanlığına tepkili olduklarına yer verildi. Doğan (32) örtülü eşin imaj bozduğunu söyledi ve ?Cumhuriyet balosunda görmek istemem adamı, orada beyaz Türklüğüm çıkar, elim ayağım oynar? dedi. ?Cumhurbaşkanının eşinin başörtülü olması size ne hissettirdi? sorusunu Begüm (34) ?iğrenç hissettirdi? şeklinde yanıtladı.
Başörtü görmek bile istemiyorum
Ayla (41) türbanlılar için ?çok kalabalıklar? ifadesini kullanırken, ?Size cesaretlerini anlatamam, bizler asla öyle olmadık onlara karşı? ifadesi yer aldı. Türbanlılar yokmuş gibi davrandığını söyleyen Sevcan da (38), örtünme biçimleri arasında bir farklılık gördüğünü söyleyerek, ?Benim için onların türbanlıların tek bir adı var, sıkmabaş. Sıkmabaş aşağı, sıkmabaş yukarı.
Ben sıkmabaşlarla iş yapmıyorum. Mümkünse görüşmeyeceğim. İnsan olabilir, bilmem ne olabilir? dedi. Gülşen (53) ise üniversitede başörtülü öğrencilerin eğitim görmesini onaylamadığnıı, hatta iğrenç bulduğunu söyledi. Yasemin (28) de başörtülerle hiçbir ilişkisi olmadığını, görmek bile istemediğini ifade etti.
Azınlıklara ?şartlı? hoşgörü
Araştırmaya katılanların hepsinin en yakın arkadaş çevresi arasında gayrimüslimlerin bulunuyor. Ancak seçkinler azınlık sorunlarını bu arkadaşlarıyla konuşmayı heç tercih etmiyor. çünko taktirde aralarının gerilebileceğini belirtiyorlar.
Azınlık orunları hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan katılımcılar gayrımüslim vatandaşların hakları konusunda ise çeliykiye düşüyor: Ali (23) (Okulları olsun ama oralarda Türk müdür bulundurulması yabancı tahdidi alazalmak adınadır.) Sevcan (38), (Geçmişte belki haksızlığa uğradılar ama şu an tam tersi biliyor musunuz. Türkiye?yi parselleyip satıyorlar. 5 kuruş da vergi vermiyorlar.)
Star gazetesi