RÖPORTAJ: SELAMİ ÇALIŞKAN
ESAM'ın düzenlediği Ekonomik kriz ve İslâm konulu 18. Müslüman Topluluklar toplantısına iştirak eden Müslüman düşünür ve Tunus Nahda hareketinin lideri Raşid Gannuşi ile gündemdeki konuları konuştuk. Komünizmin ardından kapitalizmin de çöktüğünü bildiren Gannuşi, 'İnsanlığın üzerine adaletin ve huzurun kaynağı İslâm güneşi yeniden doğacak. Aslında insanlık da bu sistemi arıyor. Biz içinde yaşadığımız için bunun farkında değiliz' dedi. Gannuşi ile sohbetimiz şöyle sürdü:
Komünizm ve kapitalizm insanlığa neden huzur getiremedi?
Çünkü her ikisi de Allah'a inanmayan, Allah'ın emirlerine uygun olmayan sistemlerdi. Komünizm; ferdi mülkiyete yer vermediği gibi, arz-talep dengesini de dikkate almadığından, yıllarca insanlara kan kusturdu. Kapitalzm de (haşa) 'Allah'a, ihtiyacımız olmadan da biz bu işi yaparız' dediği, Allah'a inanmadığı, milyonlarca insanın emeğini sömürdüğü için yıkılıp gitti. Her ikisinin de adalet anlayışı yok. Her ikisinin de insan haklarına saygısı yok. Her ikisinin de Allah inancı yok. Şimdi insanlık İslâm nizamını bekliyor. İslâm nizamı uygulandığı zaman insanlık altın çağını, saadet asrını yaşamış. Allah'a inanan, insan haklarına saygılı, ferdin hakkını ferde, toplumun hakkını topluma sunan en adil sistem İslâm nizamıdır. Bu nizamı iyi aınlamalı ve iyi anlatmalıyız. Çünkü insanlığın aradığı nizam İslâm nizamıdır. İslâm güneşinin yeniden insanlığın üzerine doğacağı günler yakındır.
Sizce bu ekonomik krizin kaynağı nedir?
Sömürgeci kapitalist sistemin ahlaksız ve Allah'a inanmayan hareketlerinin sonucudur. İnsanlara tüketim modeli körüklenmiş, karşılıksız para basılmış, sonuçta kapitalist sistemle birlikte Batı medeniyeti iflas etmiştir. Dün sosyalist sistemin çökmesine şahit olmuştuk. Şimdi kapitalist sistem de çöktü. İnşallah Müslümanlar yeniden dünya hakimiyetinde yeniden yerlerini alacaklar. İslâm medeniyetinin tarihteki zaferlerini yeniden yaşayacağız. Tabi güzel günleri görmek için daha çok çalışmalıyız. Akıllı olmalıyız. Yer yüzünü yeniden inşa için, insanlığın 2 cihan saadetine kavuşması için gecemizi gündüzümüze katmalıyız.
İslâm dünyasındaki işgaller konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bu da yine vahşi Batı medeniyetinin bir ürünü olmakla birlikte Müslümanlar birbirlerine düşürülmüştür. Aklımızı başımıza devşirmeli, birlik olmalıyız. Birlik olursak daha güçlü oluruz. 20 yüzyılda da İslâm dünyasının büyük bölümü işgal altındaydı. Müslümanlar bu işgallerden kurtulmak için bağımsızlık mücadelesi verdiler. Bu sırada Batılılar başımıza bizim gibi görünen adamlar buldular. Bizi bu şekilde sömürdüler. Yine kendi sistemlerine hizmet ettirdiler. Bugün bakınız, nerede işgal varsa, orada direniş var. Müslüman direnişçiler, en modern silahlara sahip en güçlü ordulara kök söktürüyorlar. Bu da Müslümanların imanlarının sağlam olmasından kaynaklanıyor.
Sömürgeci Batı medeniyetinin hegemonyasından kurtulmak için neler yapmalıyız?
Önce Allah'a gerçekten inanmalıyız. Çünkü Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor ki: 'Ey iman edenler, iman ediniz' Sağlam bir imanın yanında insanlarımızı iyi eğitmeliyiz. İyi bir eğitim için de eğitim sistemimizi Batı medeniyetinin hegemonyasından kurtarmalıyız. Bunun için akil adamlar yetiştirmeliyiz. Kabiliyetli gençleri seçerek çok iyi eğitim vermeliyiz. İnsana yatırım yapmalıyız. Sömürgeciler, dünyayı mafya gibi yönetiyorlar. Onların silahıyla onları vurmalıyız. Bugün artık Batı medeniyeti çöktü. Gözümüzde büyüttüğümüz ABD, Körfez ülkelerinden borç isteyecek hale geldi. Batı medeniyetinin karşısında tek alternatif sistem kalmıştır: O da İslâm medeniyetidir.
Müslümanların bugünkü durumunu nasıl buluyorsunuz?
İslâmi uyanış başlamıştır. Yani yükseliş devrine geçilmiştir. Nerede öğrenci seçimi olsa Müslüman gençler kazanıyor. Müslümanlar sivil toplum kuruluşlarında söz sahibi oluyorlar. İnterneti en iyi Müslümanlar kullanıyor. Uluslar arası arenada yardım kuruluşlarımız varlığını ispatladı. Eskidenr bir felaket yaşansa oraya kızıl haç yardım götürürdü. Şimdi Allah'a şükür Müslümanların Hilal-i Ahmer'e (Kızılay) benzeyen İHH gibi Can Suyu gibi onlarca kuruluşu var. Bunları kimse küçümsemeye kalkmasın. Bu hareketlere balta vurmaya kalkanlar olabilir. Bunları istismara yeltenenler çıkabilir. Bunlara fırsat vermemeliyiz. Bu kurumları gözümüz gibi korumalıyız.
Müslümanlar niçin birlik olamıyor?
Birlik olmaya mecburuz. Bakınız Allah'a ihtiyaçlarının kalmadığını söyleyen Batılılar, daha önce birbirlerini yiyen Avrupalılar, 36 ülkeyi bir araya getirdiler ve bir birlik oluşturdular. Kime karşı? Tabii ki biz Müslümanlara karşı. Onların niçin tek para birimleri var da bizim niye olmasın? İnfak olayı ve dayanışma çok önemli. Alemlere rahmet olarak gelen Peygamber Efendimiz bir gün 3 defa 'İman etmedi iman etmedi iman etmedi' buyuruyor. Ashab-ı Kiram: 'Kim iman etmedi Ey Allah'ın Resulü?' diye soruyor. Peygamber Efendimiz: 'Komşusu açken, tok yatan' cevabını veriyor. Birlik için dayanışma ve yardımlaşma şart. Fakirlerimizi gözetmeliyiz. Hz. Ömer devrinde Arap yarımadasında zekat verilecek Müslüman kalmamış. Dayanışma işte budur. Zekat; fakirin hakkıdır. Zenginlerimiz zekatını vergi öder gibi değil, yürekten vermelidir.
Filistin davası ne olacak?
Biz direnen kardeşlerimize sahip çıkacağız. Her platformda gündeme getireceğiz. Unutturmak isteyenlere karşı dirneniş sergileyeceğiz. Dünyanın en güçlü zannedilen ordularına karşı direnen Gazzeliler gibi metin olacağız. Bugün Filistinlileri bölmek istiyorlar. Filistinli kardeşlerimiz de onları sevenler de Siyonistlerin bu oyununu tersine çevirmelidir. Hamas asla devre dışı bırakılamaz. Hamas hesaba katılmadan yapılan hiçbir barış planı Filistin'e barış getirmez. Filistine barış gelmeden dünyaya barış gelmez. Siyonist İsrail kanser hücresi gibi. Sürekli yayılmak istiyor. Yayılmak isterken, Filistinlileri de Filistin'i de yok ediyor. İnşallah bunu başaramayacak. Daha önce Lübnan'da hezimete uğradılar, sonra Gazze'de. Bu son çırpınışları olur inşallah.
Milli Gazete