Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Ortak Acı 1915 Türkler ve Ermeniler

Taha Akyol, ?Ortak Acı? derken neyi kastettiğini ve yaşanan travmaların nasıl aşılabileceğini anlattı.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-05-22 14:17:00

Ortak Acı 1915 Türkler ve Ermeniler

Suavi Kemal Yazgıç / Gerçek Hayat

Gazeteci-yazar Taha Akyol yeni kitabı ?Ortak Acı? ile Türkler ve Ermeniler arasında yaşanan ve yüz yılı bulan derin travmanın aşılabilmesi için ?Ortak Acı? kavramı çerçevesinde buluşulması gerektiğini söylüyor. Akyol ile ?Ortak Acı? derken neyi kastettiğini ve yaşanan travmaların nasıl aşılabileceğini konuştuk.

Kitabınızın adı aynı zamanda da bir teklif. ?Ortak Acı? tabiriyle nasıl bir perspektif öneriyorsunuz?

Uzun süredir dünyada tek taraflı iki iddia sürüp gidiyor. Bir taraf 1915?te bir soykırım yapıldı diyor. Buna karşılık Türk tarafı ?Hayır. Siz bize soykırım yaptınız.? diyor. Fakat iki tarafın da gözünden kaçan bir olay var. Ermeniler 1915?i tek başına bir olay olarak öncesi ve sonrasını hesaba katmadan ele alıyorlar. Türkler de 1916 ve sonrasında Doğu Anadolu?yu Ruslar işgal ettiğinde Ermeni komitelerinin ve Rus ordusundaki Ermenilerin yaptığı katliamı anlatıyor. Bu ikisini bir arada görünce acı ortak oluyor ama teker teker ele alınca bugün yaşadığımız tablo ortaya çıkıyor. O yüzden ben ?Ortak Acı? diyorum. 1915 tek başına ele alınamaz. Bu 13 Temmuz 1878?de imzalanan Berlin Antlaşması ile başlayan bir süreçtir. Olan biteni anlamak için bütün tarihi süreci görmek gerekir. İki taraf da birbirlerine büyük acılar vermiştir.

?Soykırım?, ?mukatele?, ?facia?? Kelime ve kavramlar üzerinden yaşanan tartışma neredeyse yüz yıldır devam ediyor?

Burada soykırım tartışmasının önemli olmasının sebebi şu: Soykırım hukuken az çok tanımlanabilir bir terimdir. Ama katliam, ya da facia dediğiniz zaman bunların hukukî bir karşılıkları yoktur. Bu olaylara facia denebilir. Nitekim Osmanlı bu olaylara taktil demeyi uygun görmüştür; toplu öldürme, katliam demektir bu. Bunlar olmuştur ama tek taraflı olmamıştır.

MODERN MİLLİYETÇİLİK GELDİ

Oysa Türkler ve Ermeniler daha önce bin yıldır beraber yaşamışız. Aramızdaki ?kimya? ne zaman ve nasıl bozulmuş?

Olayın temelinde modern milliyetçilik var. Modern milliyetçilik dünyanın her tarafında kanlı olaylara sebep oldu. Modern öncesi bir yapıya sahip olan Osmanlı İmparatorluğunda çeşitli dinler ve kavimler bir şemsiye altında önemli oranda barış içinde yaşamış milliyetçiliğin ortaya çıkmasıyla birlikte ?ben şemsiyeden ayrılacağım? demeye başlandı. Fakat bu unsurlar kendi devletlerini nerede kuracaklardı? Bu bir problemdi. Bunu Yunanlılar yaptı. Çok kan aktı. Sırplar da Bulgarlar da çok kan akıttı. Hem Müslümanları hem de birbirlerini katlettiler. Ermeniler ?biz de yapalım? dedi. Halbuki Osmanlı topraklarının hiçbir yerinde Ermeniler çoğunlukta değildi. En yoğun oldukları Van?da ve Muş?ta yüzde 25?i geçmiyorlardı. Doğu Anadolu?da Ermeni nüfusu ortalama yüzde 15?tir. Yüzde 15?lik bir nüfusun Ermenistan kurabilmesi için kalan yüzde 85?i oradan uzaklaştırması gerekir. Saldırılar ve tepkiler ondan sonra başladı.

Osmanlı ?tehcir? kararı almaya mecbur muydu?

Tehcir bir mecburiyettir. Başlangıçta Osmanlı yöneticisi ?tehcir?i düşünmemişti. Hatta Talat Paşa Birinci Dünya Savaşı başında Ermeni Milletvekillere Ruslarla işbirliği yapmayın, üstelik reform da yaptık demiştir. Ama onu dinlemediler. Karekin Pastırmacıyan hem İttihat ve Terakki Cemiyeti?nin Erzurum Milletvekilliğini yaptı hem de Doğu Anadolu?daki Müslüman katliamında rol oynadı. Ben Sarıkamışta on binlerce askerimi kaybetmişim, Çanakkale?de kan gövdeyi götürüyor. Mısır?da İngilizlere karşı Kanal Harekatı yapılıyor. Anadolu açlıktan hastalıktan kırılıyor. Sen bu koşullarda saldırıyorsun. Bunun üzerine tehcir kararı alınmıştır. Tehcir kararı alınmasından önce bir Van isyanı vardır. O zamanki Van şimdikinden çok daha büyük bir vilayettir. Orada Ermeniler Rusların da desteği ile ayaklandılar. 30 bin kadar Müslüman öldürüldü. Bu hadise tehcir kararını aldırdı.

Tehcir kararı ?soykırımı? mümkün kılmak için alındı yorumu var.

Ermeni tehciri ve Ermenilere karşı taktil devam ederken Ermenilerin devletteki görevleri devam etmiştir. Mecliste, bürokraside, yargıda görevli Ermeniler vardır. Hatta geri hizmette olmakla beraber orduda görevli Ermeniler vardır. Tehcir kararnamesinde memurlar, sanatkârlar ve orduda hizmet edenler dışarıda tutulmuştur. Bu tür istisnalar vardır. Demek ki soykırım yani bir ırkı yok etme kastı söz konusu değil.

Lozan?da İsmet İnönü ?Biz yeni bir devletiz? öncesi bizi bağlamaz demişti. Bugünlerde de soykırım İttihat ve Terakki?nin işi bizi bağlamaz söylemi alttan alta dillendiriliyor?

Bu söylemim bir anlamı yok. Devletlerin devamlılığı vardır. Evet, Türkiye Cumhuriyeti yeni bir devlettir. Ancak bütün kurumlarıyla Osmanlı?nın bir devamıdır. Yargıtay, Sayıştay, İstanbul Üniversitesi, İETT?ye varana kadar hep Osmanlı Devleti zamanında kurulmuştur. İlk TBMM?nin yarısından fazlası Osmanlı?dan gelen mebuslardan oluşmuştur. Bunu Ermeniler kabul etmezler. Sonuçta İttihatçılar yapmış da olsalar toprağı, 45 milyar dolar tazminatı bizden istiyorlar. Bu görüşün bir anlamı yok.

KAVRAM GENİŞLEMESİ

Obama?nın 24 Nisan?da ?soykırım? yerine Ermenice 'Medz Yeğern' (Büyük Felaket) deyimini kullanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Obama, Reagan sonrası Amerikan başkanlarının bugüne kadar yaptığı açıklamaların en ağırını yaptı! Evet ?soykırım? demedi ama açıklaması ağırdır, tek taraflıdır ve suçlayıcıdır. Dünyada 1915 olaylarına soykırım diyen akademik yayınlar artıyor; 17 ülke de bunu resmen tanıdı. Türkiye?nin üzerinde hem akademik hem siyasi planda gittikçe ağırlaşan bu ?soykırım? baskısına Obama da bu konuşmasıyla katkıda bulunmuştur! Bir tek o kelimeyi kullanmadığı kalmıştır! Mesele sadece tarihimizle ilgili manevi bir itibar sorunu değildir. ?Soykırım? iddiasının ardında Ermeni milliyetçilerinin siyasi hesapları vardır! Dünyada bazı entelektüeller ve politikacılar kendilerince ?insani? duygularla böyle hareket ettiklerini düşünseler bile, neticede bu kindar hesaplara alet oluyor.

Dünyada Ermeni tezleri Türkiye?nin tezleriyle kıyaslanmayacak kadar ağır basıyor. Niçin böyle?

Ermeniler ?soykırım? iddialarıyla ilgili yayınlarına 1919?da başladılar. Ermeniler dünyaya yayılmışlardır. Bütün dünyada yayın yapıyorlar. Mesela Amerika'da bu konuda kitap yazacak Ermeni akademisyen sayısı bizim tarihçilerden fazladır. Dolayısıyla kendi tezlerini dünyaya duyurmuşlardır. Buna karşılık Türkiye?de kendi içinde ?Ermeniler bizi kesti? diye yayın yapılıyor. Dünyada insan hakları fikri geliştikçe soykırım kavramı da genişliyor. Evvelden sadece Nazilerin yaptığı Yahudi soykırımından bahsedilirken şimdi Ruanda, Bosna var. Kavram geliştikçe tarihte yaşanmış kimi olaylar da soykırım olarak tanımlanma meyili hızla arttı. Buna karşılık Türkiye ?Biz bir şey yapmadık ama 1916?da 1918?de bunlar oldu? demekle bir sonuç alamaz. Onun için ?Ortak Acı? kavramını kullanıyorum.

YAŞANAN TRAVMA NASIL AŞILIR?

Peki Türkiye?nin yakalamaya çalıştığı açılıma bakışınız nedir? Türkiye ne yapmalı?

Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin gelişmesiyle soykırım kampanyasını besleyen nefretin azalmasıyla yumuşama başlamıştır. Ermeni milliyetçileri de bunu gördüğü için Ankara ile Erivan arasında varılan son ?mutabakat?a şiddetle karşı çıkıyorlar. Ortak Tarih Komisyonu da önemlidir. Dünya akademilerinde, dolayısıyla dünya medyasında tek taraflı Ermeni iddialarının yanı sıra Türklerin tehcir kararının sebeplerinin ortaya konmasıyla Nazilerin yaptığı soykırım gibi nasılsa olmuş bir olay değil en azından ?tartışmalı? bir olay olduğu görüşü zaman içersinde ağır basacaktır. Komisyonda tarihçiler ?Soykırımmış? veya ?Değilmiş? diye karar veremeyecekler; belgeleri iki taraf da kendine göre yorumlayacaktır. Ancak, böylece iki tarafın tezlerinin birlikte görülmesi, olayın karmaşıklığının anlaşılması mümkün olacaktır. Diyasporanın ve Ermenistanlı Ermeni milliyetçilerin Ortak Tarih Komisyonu?na şiddetle karşı çıkmaları da bundandır. Diyasporanın büyük çoğunluğu hâlâ ?Taşnak kafalı?dır ama ?Böyle gitmez, Türklerle ilişkiler kuralım? diyenler de var artık. Ermeni camiasında siyasi görüşlerin çeşitlenmesi önemlidir. 
 
Ermeni camiasının siyasi görüşlerinde hesaba katılabilir bir çeşitlenme var mı?

Ermenistan?da ilk sağduyu simgesi, ilk Cumhurbaşkanı Ter-Petrosyan?dı. Merhum Türkeş?le Paris?te görüşen Ter-Petrosyan, Sovyetler?in son günlerinde Moskova Büyükelçimiz Volkan Vural?a giderek öneride bulunmuştu: ?Yeni bir dünya kuruluyor, artık iyi komşular olalım.? Rapora göre, Ter-Petrosyan?ın tezi şuydu:?1918?deki bağımsız Ermenistan ancak iki yıl yaşayabildi. Bugünkü Ermenistan?ın bağımsızlığını sürdürmesi için Türkiye ve Batı ile yakın ilişkiler kurması lazım. Soykırıma inanıyorum ama her milletin tarihinde trajedi var; Türkler de trajediler yaşadı. Artık iyi komşu olmalıyız!? 

İYİ KOMŞU OLMAK

Peki, ?iyi komşu? olabilecek miyiz? Yaşanan travma aşılabilir mi?

Aşılabilir. Bugün Türkiye?de 70 bin Ermenistan vatandaşı çalışıyor. Kimse bir şey demiyor. İlişkiler geliştikçe mevcut tansiyon düşecektir. Soykırım ondan sonra bir akademik tartışma olarak devam edebilir.    

Ancak bir de ?Azerbaycan? faktörü var?

Madem ?bir millet? söylemine hemen ?iki devlet? diye ekliyoruz; iki devletin farklı çıkarları da olabilir tabii. İşte, Türkiye?nin çıkarı Ermenistan?la ilişkilerin geliştirilmesini gerektiriyor. Azerbaycan da kendi çıkarı için baştan beri Kıbrıs konusunda KKTC?ye ve Türkiye?ye mesafeli duruyor! Bu konuları kaşıyarak karşılıklı duygusal tepkileri ateşlemek yanlış olur. ?Minks Grubu? yoluyla Karabağ meselesinde de bir iki ay içinde olumlu gelişme sağlandığı zaman, umuyorum ki, Aliyev, Türkiye?nin nasıl pozitif bir rol oynadığını daha iyi görecektir. Türkiye, Azerbaycan için azami özeni göstermeli, kesinlikle tartışmaya girmemelidir.

KİTABIN KÜNYESİ: Ortak Acı 1915 Türkler ve Ermeniler, Taha Akyol, Doğan Kitap, 253 Sayfa.  

SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara