Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu son Devrimci Karargah Örgütüne yönelik operasyonları ve yeraltından çıkan silahların Emniyet'e ait olup olmadığı sorularını değerlendirdi.
-Pazartesi günü gerçekleşen Devrim Karargah Örgütüne yönelik operasyonu değerlendirebilir misiniz öncelikle?
Devrimci Karargah Örgütü operasyonu ile ilgili valinin 'Ergenekon kapsamında değil' diye açıklaması var. Ergenekon iddianamesinde de gizli tanıkların iddiaları var. Emniyet Genel Müdürlüğü, İç İşleri Bakanlığı açıklamalarını analiz edersek şunları söyleyebiliriz:
Polis örgütünün Devrimci Karargah Örgütü operasyonu önemli bir istihbarat çalışmasıdır ve eylemi önledi. Bu bir başarıdır. Operasyonla ilgili eleştiriler oldu. Yaralananlar, ölenlerle ilgili operasyonun biçimi hakkında eleştiriler. Emniyet Genel Müdürü cevap verdi ama istihbarat başarısı su götürmez? Bu zor bir şeydir. Eksikler vardır, yok denemez. Her operasyonda zayiat vermemesi hedeflenir. Bu bakımdan dört dörtlüktür değildir. Her operasyondan herkesin alacağı dersler vardır. Milletimizin alacağı dersler, medyanın alacağı dersler, güvenlik güçlerinin alacağı dersler?
Ölümler olduğuna göre hatalar vardır. Müfettişler, savcılar gerekeni yapar. Şekilden çok temel meseleyi konuşmamız lazım. Vatandaşların bu konularda bilinçlendirilmesi lazım. Operasyonu merakla izliyorlar.
Güngören'de biliyorsunuz bu zaafı teröristler kullandılar. Önce ses bombası ile insanları topladılar sonra bombayı patlattılar.
Bostancı'da da terörist arka pencereden hedef alarak ateş etti ve gazeteciyi yaraladı, bir genci öldürdü.
Eğitim önlemlerinin alınması gerekiyor bu konuda. İnternet önemli bir olanak, kitapçıklar basılabilir. Emniyet teşkilatında da bunun özeleştirisi yapılır. Önemli olan bu zayiatların verilmemesi için üzerine gidilmeli. Polis bunun üzerine gider, özeleştirisini yapar.
Bir de şu var: medya halkı bilinçlendiriyor, bilgi aktarıyor ama şiddetin gösterilmesi bir yana polislerin nereye konuşlandığı canlı yayında gösteriliyor. Terörist de bunu izliyor. Medya da kendini sorgulamalı.
Bilimsel yaklaşmıyoruz. Bakın nasıl ki depremle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor, Türkiye terörle yaşamayı öğrenmesi gereken bir ülkedir. Türkiye daha önceleri bu tür operasyonlardan çok çekti. Bu sefer devletin vatandaşları an be an bilgilendirdiğini gördük. Bilimsel yaklaşım temelli çalışmalar yapılmalı. Medya ile bilgilendirici toplantılar yapılabilir.
-Neşe Düzel'e verdiğiniz röportajınızda 'sıkıştıkça eylem yapabilirler' demiştiniz. Bu bağlamdaki değerlendirmeniz nedir?
Devrimci Karargah Örgütü çok tehlikeli bir örgüt. İkinci iddianamede bir tanığın ifadesinde geçiyor. Evveliyatı olan bir örgüt. Teröristin attığı sloganlara bakarsanız geçmişteki aşırı sol bir örgütün parçası olduğunu görürsünüz.
Medya Ergenekon bağlantısı dedi ama yetkililerin böyle bir açıklaması olmadı. Ben röportajda Ergenekon kadrolarını kontrol ederek bir eylem yapabilir diye kastetmiştim. Ben bunu dedikten sonra İSTEK Vakfı arazisinden mühimmatlar çıktı.
Parça parça değil, bir bütün olarak bakmak lazım. Bakın aynı gün 60 yere operasyon yapıldı. Daha önce KCK, Kaplancılar, El Kaide, Hizbullah'a operasyonlar yapıldı. Bunların Ergenekon'la bağlantısı varsa su yüzüne çıkartılır.
Aynı Danıştay saldırısında olduğu gibi varsa bağlantısı sonra davayla birleştirilir. Bu davaların bir kısmı özel yetkili savcılarca yürütülüyor. Hepsine birden Ergenekon savcılarının bakması zor. Şuna dikkat etmek gerekir:
Eylemci grupların hepsinin ortaya çıktığı kanaatinde değilim. Hücre tipi eylemci grupların 50 civarı olduğu söyleniyor ama sadece 5 tanesi ortaya çıktı.
-Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un dün çıkan silahlarla ilgili açıklamasında Emniyet'i ima ettiği yorumları yapıldı?
Polisten de çıkabilir. Olabilir bu. Kimse TSK'nın kurumsal kimliği hakkında bir şey söylemiyor. O çeteye sızmış olanlar var ama. Polisten de vardır sızmış olanlar? Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hukuk devletinde her kurum eleştirilebilir. O kurumun daha sağlıklı olabilmesi için eleştirilmelidir. Emniyet Genel Müdürlüğü de, İç İşleri Bakanlığı da, TSK da dahildir buna. Askerde mi, poliste mi, bu araştırılır ve cevap verilebilir.
Emniyet 28 Şubat'tan ve Susurluk'tan bu yana vatandaşla daha fazla iç içedir. Ceza alan üyelerini açıklamaktadır. Bu toplantıdan önce medya bazı sorular yazıldı. Bu sorular yakalanan askerlerle ilgili sorulardı. Suç tespit edildiyse gerekli işlemler yapılmalıdır.
YARGILANAN BİR EMNİYET GÖREVLİSİNİN ZİYARET EDİLDİĞİNİ GÖRDÜK MÜ?
Emniyette varsa ortaya çıkarılıyor ve kamuoyuyla paylaşılıyor. Hatta insan hakları hiçe sayılarak yapılıyor bu. Örgüt üyesi suçlamasıyla yargılanan bir Emniyet görevlisinin ziyaret edildiğini gördük mü?
Kamuoyuna bilgi verilmediği için kafa karışıklığı var. Fısıltılara, dedikodulara yol açıyor. Türkiye güvenlik güçleri beraber 81 ilde çok önemli operasyonlar yapıyor, bölgede teröre karşı omuz omuza mücadele ediyor. Genelkurmay Başkanı'nın böyle bir imada bulunduğunu sanmıyorum.
Bulunan silahların Soğuk Savaş döneminde komünizme karşı mücadelede kullanılan NATO silahları olduğunu emekli bir general söyledi. Sayın Başbuğ da 98'e kadar bunların temizlendiğini söyledi. Polis teşkilatlarınındır demiyor. Bunlar varsa da tespit edilmeli ve açıklanmalı. Soru sormaktan çok idarecilerin, karar vericilerin beraber çalışmaları gerekiyor. Sanıklar da elimizde.
İbrahim Şahin'e, diğer sanıklara bunları nerden buldun diye sormak zor değil. Devleti yönetenler çok önemli günlerden geçiyor ve bu olayların üzerine beraber gitmeli.
Tüm istihbarat birimlerimizin arşivlerini kaos yaratan, faili meçhul cinayetler işleyen bu yapıyı soruşturan savcılarımıza açmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Herkes eleştirilebilir ve devlet bu tür yapıların yakasına yapışmalı, üzerine gitmelidir.
(İyibilgi )
'Çok önemli günlerden geçiyoruz!'
Bülent Orakoğlu, hücre tipi eylemci grupların sadece 5'inin ortaya çıktığını söyledi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-05-01 13:06:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara