Çankaya sınırları içindeki Güniz Sokak'ta ikamet eden eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, oyunu kime verecek? Bir süredir yakın ilişki içinde olduğu CHP'ye mi, yoksa AK Parti'ye mi? ve ya kendi elleriyle kurduğu DYP'nin devamı olan DP'nin adayına mı?.Bu sorunun cevabı büyük ölçüde belli oldu. AK Parti'nin adayı Bülent Akarcalı, Çankaya'dan aday olunca iki önemli isimden oy istedi. Bunlardan birisi Süleyman Demirel, diğeri de eski Başbakan Necmettin Erbakan. Gazeteci Ömer Şahin'in hazırlayıp sunduğu Kanala TV'deki 'Görüş Farkı' programının konuğu olan Bülent Akarcalı, Demirel'in oyunun rengi konusunda çarpıcı bir iddiada bulundu. Sabah Gazetesi'nden Okan Müderrisoğlu ve TV 8 Programcısı Erkan Tan'ın da katıldığı programda şu diyaloglar yaşandı.
Ömer Şahin: Çankaya'nın şöhretli sakinleri var. Örneğin siz ilk ziyaretinizi Sayın Demirel'e yaptınız. Peki Demirel size oy verir mi? O da seçmeniniz çünkü...
Bülent Akarcalı: Şöyle söyleyeyim. Çok hoşuna gitti, biz yarım asır seçmen peşinde koştuk şimdi bizden oy isteniyor, diyerekten. Ben ısrarlı bir şekilde oyumu istedim, o benim hakkım. Sayın Demirel bana oy vermem, şeklinde de yaklaşmadı. Beni de tanıdığı için... Bir de hakkım var, onu çok açık bir şekilde söyledim. Ben Sayın Demirel'e o zaman birkaç kişiyi kızdırma pahasına cumhurbaşkanı seçilirken oyumu vermiştim, kendisi de bunu biliyor. Diyetimi isterim, dedim.
Ömer Şahin: Sayın Demirel ne dedi? Size oy verebilir mi sizce?
Bülent Akarcalı: Efendim, şimdi Sayın Demirel'den 'evet' ya da 'hayır' diye bir cevap alamazsın.
Ömer Şahin:Tahmininiz nedir?
Bülent Akarcalı: Evet, ben Sayın Demirel'den oy alacağıma kesin inanıyorum. Bir de şunu unutmayın, ben Sayın demirel'in 70 cente sıkıntımız var dediği günün haftasına rahmetli Çağlayangil'in masasına Oymapınar barajı için 100 milyon dolarlık kredi mektubunu koymuş kişiyim. Ki o zaman bir Wolsvagen 1500 dolardı. Şimdi benzer araba 15 bin dolarsa 1 milyar dolarlık mektup demek o. En sıkıntılı anında gencecik birisi masasına 1 milyar dolarlık mektubu koymuş... Ben söylüyorum istemesi benden, seçmenin hür vicdanı kendinden. Ama ben gerekçelerimi ortaya koydum. Ben aynı mesajı Sayın Erbakan'a da gönderdi. Dedim ki diyetimi istiyorum, Şeref Malkoç aracılığıyla. Çünkü neden? Kendisi 28 Şubat'tan sonra Sayın Erbakan'ın dokunulmazlığını kaldırıp mahkemeye sevkedilmek istendiğinde 'Hayır' diyen bendim ve benim 'hayır' oyumla durdu. 23-23 eşit çıktı. Benim Refah Partisi'ne bir desteğim yoktu, siyasi inancım, bir siyaset adamını mahkemeye bu şekilde göndererek, söndüremezsiniz. Onu sandıkta söndürmeniz gerekir.
ZAMAN
