Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)'nin Sudan Devlet Başkanı Ömer Beşir hakkındaki kararına tepkiler sürüyor. Batı ülkeleri karara sevinirken, birçok ülke de UCM'nin kararını çifte standart olarak değerlendirdi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Sudan lideri hakkındaki kararı ABD'de memnuniyet yarattı. Ancak karara yönelik çelişkili bilgiler kafa karıştırıyor.Irak, Filistin ve Afganistan'ın kan gölüne çevrilmesi karşısında sessiz kalan Uluslararası Ceza Mehkemesi tutarlı mı?..
Bu hukuk, uluslararası olacak kadar adil mi, yoksa gücü gücüne yetenin hukuku mu? Sudan'ın petrol üretimi son 12 yıldır hızla artıyor. Küresel kriz dünyanın en büyük ekonomilerini dize getirirken Sudan, günlük yarım milyon varile ulaşan petrol üretiminin de itici gücüyle yılda yüzde 9 büyüyor.
Çin gibi küresel güç olma iddiasındaki bir ülkenin Sudan'a gösterdiği yoğun ilginin temelinde, bu ülkenin petrolün yanısıra zengin doğalgaz, altın, gümüş ve krom kaynaklarına sahip olmasının da payı büyük...
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Sudan Devlet Başkanı hakkında aldığı tutuklama kararından Amerika Birleşik Devletleri son derece memnun...
Mahkemeye en büyük tepki Washington'dan gelmişti
Ancak aynı mahkeme 2002 yılında kurulduğunda bu mahkemeye en büyük tepki yine Washington'dan gelmişti.
Bush yönetimi, mahkemeyi etkisizleştirmek ve Irak ile Afganistan'daki katliamları kamufle edebilmek için çok sayıda ülkeyi tehdit bile etmişti.
Bugüne kadar, ne Sabra ve Şatilla'daki katliamlarıyla kasap lakabı alan Ariel Şaron, ne Gazze'deki son saldırılardan sorumlu İsrail hükümeti, ne Irak ve Afganistan'da sivilleri öldüren Amerikalı ya da İngiliz askerler, ne de Ruanda'da katliamlarda rolü olan Fransız yetkililer bu mahkeme önüne çıkarıldı.
Öte yandan mahkemenin kararına yönelik çelişkili bilgiler de var...
DSÖ: Sudan'da Washington'un iddia ettiği gibi toplu katliam vakası yok
Dünya Sağlık Örgütü, Sudan'da insani açıdan trajedinin yaşandığını ancak Washington'un iddia ettiği gibi bir soykırım, toplu katliam ya da toplu tecavüz vakalarının olmadığını belirtiyor.
Bu tespit, Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü tarafından da destekleniyor.
Mahkemenin kararına Çin, Rusya, Afrika Birliği ve Arap birliği ile çok sayıda ülke tepkili.
Sudan halkı da liderleri hakkındaki bu kararı ülkelerine yönelik uluslararası bir komplonun parçası olarak görüyor.
Beşir: Karar ülkeme karşı komplo
Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) hakkında verdiği tutuklama kararının, ülkesine karşı komplo olduğunu belirterek, kararın çalışmalarını durdurmayacağını söyledi.
Beşir, bakanlar kurulu toplantısındaki konuşmasında, mahkemenin kararının, Sudan'ı ve ülke kaynaklarını kontrol altına almayı amaçlayan sömürgeciliğin yeni bir türü olduğunu kaydetti.
Sudan'da görev yapan uluslararası teşkilatları da uyaran Beşir, hükümetinin, durumu istikrarsızlaştırmaya çalışan herkese karşı katı olacağını belirtti.
Arap Birliği'nden tepki
Ömer el Beşir ise, mahkemenin kararını açıklamasından önce kendisini destekleyen halka seslenerek 'Tutuklama emrini yesinler. Yazmak için kullandıkları mürekkebe değmez' dedi.
Tutuklama kararına Afrika Birliği Örğütü ve Arap Birliği tepki göstererek, 'Faydasız ama tehlikeli' buldu.
Mısır Haber Ajansı MENA da Afrika Birliği'nin kararın ertelenmesi için BM Güvenlik Konseyi'ne bir heyet göndereceğini duyurdu.
Sudan, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni tanımadığı için Başkan Ömer El Beşir'in yakalanması, ancak mahkemeyi tanıyan ve anlaşmanın altına imza atan 108 ülkeden birinin hava sahasına girmesi durumunda mümkün olabilecek.
Macbeth?li kınama
Sudan?ın Birleşmiş Milletler?deki büyükelçisi, mahkeme kararını kınarken İngiliz şair Shakespeare?in Macbeth?inden alıntı yaptı.
Abdülmahmud Abdülhalim, 'Arabistan?ın bütün güzel kokularını getirseniz bu pisliği temizleyemez' dedi.
Kocasının cinayetlerine yardım eden Lady Macbeth, oyunun sonlarında uyurgezer haldeyken ellerini gösterip şöyle diyordu: 'Arabistan?ın bütün güzel kokularını getirseniz bu küçük eli şirinleştiremez.'
Türkiye'nin Afrika açılımı, Darfur ve UCM'nin kararı
Yenişafak yazarı İbrahim Karagül de bugünkü köşesinde el Beşir hakkındaki tutuklama kararına yer ayırdı.
Darfur'daki gibi etnik çatışma örneklerinin bugün dünyanın bir çok bölgesinde olduğunu, üstelik krizin 1980'lerden beri yaşandığına dikkat çeken yazar, 'Neden şimdi gündeme taşındı? Neden abartılarak 'dünyanın en korkunç insanlık trajedisi' olarak pazarlanıyor?' sorularına çarpıcı cevaplar verdi.
'Nijerya, Nijerya bağlantılı Nijer Deltası, Batı Afrika Boru hattı, Çad ve Kamerun boru hattı ile Orta Afrika'daki kaynak mücadelesine dikkat etmek gerekiyor. Bölgede müthiş bir nüfuz mücadelesi yaşanıyor. Gerilimin önümüzdeki yıllarda daha da artacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
UCM'nin kararı, Türkiye'nin Afrika açılımına, 'Türkiye'nin Afrika Strateji Belgesi'nin açıklanacağı döneme denk geldi. Afrika kıtasının yeniden dizayn edildiği bir dönemde Türkiye ilk kez bu kadar güçlü biçimde bölgede yerini alıyor. Davos tartışmaları sırasında Ömer el Beşir'in Ankara'ya gelişine tepki gösterenlerin neler yazacaklarını tahmin ediyorum. Kim ne derse desin, Türkiye, bütün gündelik tartışmaların ötesinde derinlikli bir Afrika stratejisi uyguluyor ve bu devam etmeli.
UCM kararı krizi daha de derinleştirecek, çatışmaları artıracak, çözümü imkansız hale getirecek. Darfur'daki insanlık sorununun çözümü için hepimiz seferber olmalıyız ama bu şekilde çözüm zor görünüyor.'
AJANSLAR -TİMETURK