Avrupa Birliği'nin (AB) geçen pazar günkü toplantısında Doğu Avrupa bankalarına yardım eli uzanmayınca 1997 yılında yaşanan Asya Mali Krizi'ne benzer bir bombanın fitilini ateşleyebileceği iddia edilen bölge iyice ısındı. Asıl kazan ise sanayi üretiminin 3'te 1 oranında çakıldığı ve para birimi hyrvynanın 6 ay içinde yüzde 44 kan kaybetmesinin ardından 3 bankanın da el değiştirmek zorunda kaldığı Ukrayna'da kaynıyor.
Avrupa'da İzlanda ile başlayan ülke iflaslarında ikinci perde Ukrayna'da açılabilir. Goldman Sachs'ın 27 Şubat tarihli bir raporuna göre Ukrayna, IMF ile anlaşması gereği henüz serbest bırakılmayan 12.8 milyar doları IMF'nin bütçe kriterlerini yerine getiremez ve alamazsa ülke Gayrisafi Yurtiçi Hasılası'nın (GSYİH) yüzde 31'i buhar olabilir. Goldman Sachs'ın bölge ekonomileri için 3 senaryo çizdiği son raporunda ise en kötü senaryonun gerçekleşmesi halinde Doğu Avrupa'nın toplam finansman ihtiyacı 200 milyar euroya yaklaşacak, sadece bankacılık sisteminin ihtiyacı ise orta halli bir senaryoda bile 40 milyar dolar olacak. IMF, Dünya Bankası ya da diğer Avrupalı kurumlardan yardım ihtiyacı artacak. Thomson Financial'ın verilerine bakıldığında ise 1997 Asya Krizi'ne kıyasla şu anda Doğu Avrupa'daki borç ve cari açık durumunun çok daha vahim olduğu görülüyor.
Para birimleri sene başından beri yarı yarıya değer kaybeden diğer Doğu Avrupa ekonomileri ise en büyük ticari ortakları olan Euro Bölgesi'nde büyümenin 2008 sonunda yüzde 6 çakılması karşısında panikte. Kimi Polonya gibi acilen euroya geçmek için bastırıyor, kimi ise Macaristan gibi çareyi haftada 3 gün çalışarak daha az üretmekte buluyor. Romanya ise dün doğrulanan bir bilgiye göre IMF ile fon görüşmelerine başladı. Buna rağmen EBRD ve Dünya Bankası'nın vermek üzere şubat sonunda düğmeye bastığı 24.5 milyar dolarlık yardım dışında Doğu Avrupa'ya kaynak aktaran şimdilik yok. Ancak bu para krizdeki bölgeye yetmiyor. Referans'a konuşan Goldman Sachs İdari Direktörü Ahmet Akarlı'ya göre Ukrayna, IMF paketi üzerinde anlaşmış olmasına rağmen bölgede makroekonomik dengesizliklerin en fazla olduğu ülke konumunda. Akarlı, IMF ile anlaşmaya gitmek zorunda kalacak Doğu Avrupalı ülke sayısının artacağını öngörüyor.
REÇETEDE EUROYA GEÇİŞ VAR AMA GERÇEKLİŞTİRMEK ZOR
Macaristan'a 15.7 milyar dolar veren, Ukrayna ile ise 16.4 milyar dolarlık bir yardım paketi üzerinde anlaşmaya çalışan ve AB'nin 'Bölgeye yardım etmesi gereken uluslararası kurumlardır' diyerek topu üzerine attığı IMF'nin ise kriz bölgelerine aktaracak sadece 200 milyar doları kaldı. Bu, bölgenin ateşini düşürmeye bile yetmeyecek bir rakam. Üyelerine fona ek kaynakta bulunmaları çağrısı yapan IMF'ye, son dönemde tek katkıda bulunan ise 100 milyar dolar ile Japonya oldu. Ancak IMF'nin en az 500 milyar dolarlık bir ek taahhüde daha ihtiyacı var. Kimi uzmanlara göre Doğu Avrupa'nın reçetesi acil olarak ortak para birimi euroya geçmekte yatıyor. Ancak daha bölgede kriz patlak vermeden euroya geçiş kriterlerini tamamlayamayan Doğu Avrupalı ekonomiler için bu kriterleri yerine getirmek her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Batılı bankalar ise AB'nin Doğu Avrupa'ya yardım konusunda kafasını kuma gömmesinin ardından çareyi kendi ceplerinden para çıkarmakta bulmaya başladı. Doğu Avrupalı bankaların borçlanmalarının yüzde 68'ini Avusturya finanse ediyor. Avusturya'nın en büyük bankalarından Raiffeisen, Ukrayna'nın iflas aşamasına geldiği tartışmalarının ardından dün Ukrayna birimine 160 milyon dolar para aktarma kararı aldı. Şu an için bölgedeki şubelerinin sermaye sıkıntısı olmadığını söyleyen Raiffeisen, bölgenin bir kısmının ise küresel krizin etkisiyle çakılacağını öngörüyor.
UKRAYNA - Kazanın en büyüğü burada kaynıyor
DİPNOTLAR:
* Para birimi Hrvyna son 6 ay içinde dolar karşısında yüzde 44 düştü
* GSYİH büyüme oranı 2008'de 5,8 oldu, 2009 beklentisi eksi yüzde 10
* Enflasyon oranı 2008'de yüzde 23 oldu
Kasım ayında IMF ile 16.4 milyar dolarlık yardım için anlaşan ama şimdiden 'Çoktan iflas etti' denilen Ukrayna, kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin geçen haftaki not indiriminin ardından hedefteki isim oldu. S&P ülkenin notunu B/B'den CCC+/C'ye düşürmüş durumda. Bu, 'yatırım yapılabilir' olarak değerlendirilen seviyenin 7 not aşağısında. Ukrayna'nın iflas riskini gösteren CDS spreadleri ise 3 bin 500 gibi anormal seviyelerde dolanıyor ve Ukrayna'nın iflas etme ihtimalinin yüzde 70 olduğu anlamına geliyor. İlk parti olarak 4.5 milyar dolarının serbest bırakıldığı IMF fonu da bütçe açığını yüzde 3'ün altına düşürme taahhüdü nedeniyle tehlikeye girdi. Üstelik ülke doğalgaz borcunu bile ödeyemediği için doğalgaz kesintisinin kapıda olduğu konuşuluyor. Dış borcu 15 milyar dolar olan Ukrayna'da 2009'da ödemesi gelecek olan şirket kredilerinin büyüklüğü ise 44 milyar dolar. Global Insight'ın tahminlerine göre ülkenin 2009'daki dış borcu 57 milyar doları bulacak. IMF, şirket borçlarının finansmanında 2009 yılında 10 milyar dolarlık bir açık doğacağını öngörüyor. Avusturya'dan İtalya ve Almanya'ya kadar bir çok Batılı bankanın Ukrayna'daki pozisyonu ise 30 milyar euroyu buluyor. IMF yerine Rusya'dan 5 milyar dolarlık kredi almayı da düşünen Ukrayna için bunun siyasi maliyeti ise IMF'nin şartlarından daha da ağır olabilir.
POLONYA - Euroya geçmek için teklifini yineledi
DİPNOTLAR:
* Ocak ayında enflasyon yüzde 3,1 çıktı, şubatta yüzde 3'e düşebilir
Polonya 5 yılın dibini gören para birimi zloti yüzünden ihracatta sert kan kaybı yaşadı ve çareyi dün euroya hızlı geçiş için getirdiği teklifini yinelemekte buldu. Borçları euro üzerinden hesaplanırken, değer kaybeden bir para birimi ile borç yükü daha da artan Polonya, pazar günü AB zirvesinin ardından pazartesi günü euroya 2012 yılında geçmek istediğini açıkladı. Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ise bu öneriye sıcak yaklaştığı biliniyor. Polonya'da üretim aralıkta yüzde 4,4 geriledikten sonra ocak ayında yüzde 11,7 civarında kan kaybetti. 2008'in son çeyreğinde ise ülkede ekonomik büyüme yüzde 1 ile son 10 yılın en kötü seviyesine inmişti
MACARİSTAN- Büyüme düştü, resesyon yaklaştı
DİPNOTLAR:
* Ocak ayı enflasyonu yüzde 3,1 çıktı, şubat oranı yüzde 2,8 olabilir
Sene başından beri Letonya ile birlikte Doğu Avrupalı gelişmekte olan piyasalar arasında IMF'den geçen sene aldığı 15.7 milyar dolarlık yardıma rağmen yüksek cari açığı nedeniyle en yaş tahtalardan biri olarak gösterilen Macaristan'da bazı otomobil şirketleri çalışma günü sayısını 4'ten 3 güne kadar düşürdü. Üstelik en büyük ticari partneri Euro Bölgesi, 2008'in son çeyreğinde yüzde 6 çakılıp 'L' tipi resesyon sinyalleri vermeye başlamasının ardından Macaristan, büyüme beklentilerini yüzde 3,5 ile 'resesyon' denebilecek bir seviyeye çekti. Macaristan'da sanayi üretimi 1991 yılından bu yanaki en hızlı düşüşünü yaşıyor. Hükümetin ajandasında ise yeni vergi indirimi planları var. Üretimin aralık ayında yüzde 23,3 oranında çakıldığı Macar ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 civarında daralması bekleniyor. Polonya'da ise üretim son 17 yılın dibinde.
BOSNA'DA PERAKENDE VADELERİ 6 AYA KADRA ÇIKTI
Doğu Avrupa'nın içinde bulunduğu mevcut durumu Türk şirketleri açısından masaya yatıran Türkiye-Bosna Hersek İş Konseyi Başkanı Selman Ulusoy, krizin Bosna Hersek gibi bazı ülkelere henüz tam olarak yansımadığını söyledi. Bununla birlikte para hareketliliğinde yaşanan azalmanın perakende sektöründeki vadeleri uzattığının altını çizen Ulusoy, bu durumun Türk şirketleri olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti. Ulusoy, 'Bosna Hersek özelinde bakacak olursak, ülkenin bankacılık sistemi çok güçlü. Krize bol nakit ve kredi borcu olmadan yakalandılar. Ancak bu ülkede yurtdışında çalışan yakınlarından para yardımı alarak geçinen çok sayıda aile var. Bu kişiler kriz nedeniyle bir süre sonra ailelerine para gönderemeyecek ve sonrasında tüketim daralacak. Bu noktadan sonra Türk şirketlerinin olumsuz etkileneceğini söyleyebiliriz. Kaldı ki perakende sektöründe vade aralıkları şimdiden beş-altı aya çıktı' dedi.
AB İÇİN ENDİŞELER SÜRÜYOR
Geçen hafta sonunda Brüksel'de gerçekleştirilen ve Doğu Avrupa ekonomilerinin küresel krizle mücadelesine destek vermenin de ele alındığı Avrupa Birliği (AB) liderler toplantısından bu konuda bir sonuç alınamamıştı. Ancak dün Avrupa Politika Merkezi'nde küresel ekonomik krizle ilgili beklentilerini anlatan AB Komisyonu'nun ekonomik ve parasal işlerden sorumlu Üyesi Joaquin Almunia, AB'de şu ana kadar krizden en fazla etkilenen Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine yardımda bulunulabileceğini söyledi. Bu ülkelerin temel sorunlarını, para birimlerinin hızla değer kaybetmesiyle dövizle borçlananların sıkıntıya girmesi ve ekonomik durgunluğun banka aktiflerini eritme olarak sıralayan Almunia, bununla birlikte bölgedeki her ülkenin aynı derecede sorun yaşamadığını kaydetti.
Euro Bölgesi'nden ayrılacağı şeklinde haberler çıktığını anımsatan Almunia, kısa vadede böyle bir ihtimalin 'sıfır' olduğunu vurguladı. Almunia ayrıca, küresel krizle birlikte durgunluğa giren Avrupa'nın, 2010 yılında toparlanmaya başlaması ihtimalinin azaldığını söyledi. Öte yandan, bir olumsuz beklenti de Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) geldi. IMF Batı Yarımküre Bölümü Başkanı Nicolas Eyzaguirre, halen yüzde 0,5 olan IMF'nin 2009 dünya ekonomik büyüme tahmininin gözden geçirilerek düşürülebileceğini, negatif büyüme olasılığının da bulunduğunu söyledi.
(AKŞAM)