Seçimin nabzını tutmak için Konya'ya gideceğimi duyan arkadaşım çok şaşırdı. İstanbul'da öğretmenlik yapan arkadaşıma göre seçimde belirsiz bir durum yoktu. Görüştüğü birçok Alevi bile açıkça AK Parti'ye oy vereceklerini söylüyordu.
Ergenekon soruşturması ve hele Davos rüzgârından sonra seçimin rengi belli olmamış mıydı?
AK Parti'nin 22 Temmuz'da en yüksek oranda oy aldığı üçüncü il olan Konya'ya vardığımızda dikkat çeken ilk manzara, şehirde seçim atmosferi adına derin bir sessizliğin hakim olmasıydı. Birkaç yerde asılı bayraklar da olmasa kimse ay sonunda bu şehirde bir seçim yapılacağına ihtimal vermezdi. Sessizliğin nedeni sorusuna verilen cevap, seçimin nabzına dair ilk işareti veriyordu. AK Parti galibiyetten fazlasıyla emin olduğu, diğerleri de kendileri için fazla şans görmediği için yarış havası kendiliğinden kaybolmuştu. Acaba gerçekten böyle miydi? Konya, güçlü muhafazakar kimliğiyle sağın kendi içinde yarıştığı bir şehirdi ve bu soruya cevap vermek için 29 Mart'ta yarışın aralarında geçmesi beklenen AK Parti, Saadet ve MHP'nin kapısını çalmak lazımdı. AK Partili yetkililerden önce, daha tarafsız olacağı düşüncesi ile şehrin nabzını tuttuğuna inandığım bir gazeteci dostumuzla görüştük. Sözleri yukarıdaki tespiti doğrular nitelikteydi. Konu seçimi kazanıp kazanmamak değil, Konya'nın bu kez Türkiye'de AK Parti'ye en yüksek oy veren il olma rekorunu kırıp kıramayacağı idi. 22 Temmuz'da partinin şehir merkezindeki oyu yüzde 75 olarak gerçekleşmişti. Bazı anketlerde bu oranın yüzde 80'lere çıktığının görüldüğü söyleniyordu. Hatta Davos hadisesinin hemen ardından Selçuklu'da yapılan bir ankete katılan 300 kişiden 282'sinin siyasi tercih olarak AK Parti dediği iddia ediliyor. Selçuklu ve Meram'da yıprandıkları mülahazasıyla başkanların yerine yeni isimlerin aday gösterilmesine doğru adım olarak bakılıyor. Ama şehirde herkesin kabul ettiği gerçek, seçim çalışmasını yerel teşkilatlardan ziyade Erdoğan'ın tek başına yürüttüğü şeklinde.
AK Parti tarafındaki hava böyle iken, öne çıkan diğer iki partinin seçime dair beklentisi nasıldı? Siyasetin bir cilvesi olsa gerek, onlar da çoktan kendilerini muzaffer ilan etmişlerdi. Rakiplerinin de 'en aktif çalışan parti' dediği MHP'nin büyükşehir adayı Hikmet Çay, kendisiyle mütevazı seçim ofisinde konuşurken sonucu 4-0 diye ilan etmekte sakınca görmüyordu. Bu tahminini objektif bir veriye dayandırıp dayandırmadığını sorduğumuzda, Hikmet Bey en iyi anketin sandıkta olacağını söylemekle yetindi.
Saadet cephesinde de aynı umutlu hava var. Partinin büyükşehir adayı, 5 yıl şehri yönetmiş olan Mustafa Özkafa. Kendisiyle görüşürken bu tecrübeyi hissediyorsunuz. 2004'teki yerel seçimde AK Parti lehine esen rüzgârın şimdi ekonomik kriz nedeniyle yerelde aleyhlerine döndüğünü, hükümete kızanların kendilerine yöneleceğini düşünüyor.
Sadece CHP temsilcileri, şehir merkezindeki sonucun AK Parti lehine belli olduğunu itiraf ediyor. Görüştüğümüz CHP büyükşehir adayı Hasan Sarımehmetoğlu, Konya'nın AK Parti'ye inanılmaz destek verdiğini ama karşılığında hiçbir şey almadığını öne sürüyor.
Şehirdeki belediyecilik anlayışına sağdan ve soldan gelen eleştirilerin muhatabı olan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti'nin 29 Mart adayı Tahir Akyürek, seçim için tam olarak sahaya inmiş değil. Hizmetlerle uğraşmayı, 'vatandaş bana oy ver' demekten daha doğru buluyor. Yapılanları anlatma sorunu yaşadığını itiraf ediyor. Nitekim Selçuklu motifleriyle dekore edilmiş makamında görüşürken, 5 yıllık dönemde yapılan 'İlk'leri ve 'En'leri anlatan taslak broşür başkanın önüne yeni getirildi.
Muhalefet, başkanı, belediyeciliği Konyalıların battı-çıktı dediği alt ve üstgeçit yapmaya indirgemekle eleştiriyor. Başkan Akyürek, 80 yılda 8 köprülü kavşak yapılmışken, kendilerinin 5 yılda 21 tane inşa etmesiyle gurur duyuyor. Asfaltlama, yeşil alan, sosyal yardımlar, kamulaştırma ve öğrenci burslarında son 15 yılda yapılanları geçtiklerini anlatıyor. Akyürek projelerini anlatırken, şikâyet edilen ulaşım konusunda master planın çıkarıldığını, hafif metro çalışmasının bu yaz Alaeddin hattıyla başlayacağını, şehir merkezinde 45 tescilli eserin bulunduğu bölgenin Mevlânâ Kültür Vadisi olarak düzenleneceğini, TÜBİTAK'la birlikte şehre bir bilim merkezi kurulacağını ve olimpik spor tesislerinin şehre kazandırılacağını vaat ediyor.
Anadolu, Ankara'yı iyi takip ediyor
Merkezdeki tablonun aksine Konya'nın 31 ilçesinde sonuçları kestirmek zor. Örneğin, Ilgın gibi bazı ilçelerde sonuç 2004'te 5-10 oy farkıyla belirlendiği için itirazlar üzerine seçim yenilenmiş. Halen Demokrat Partili bir başkan tarafından yönetilen Ilgın'da 20 yıldır belediyeyi iktidar partisi kazanamıyor. 22 Temmuz'da AK Parti'nin yüzde 50 oy almış olmasının belediyeyi garanti etmediği söyleniyor. Bozkır ilçesinde başkan 2004'te bağımsız olarak seçimi 10 oy farkla kazanmış. Şimdi AK Parti'nin adayı, ama MHP'nin adayı da güçlü. Burada BBP de iddialı. Kulu'da AK Parti, MHP ve CHP'nin başa baş olduğu kanaati var. Ereğli, CHP'nin kalesi olarak görülüyor. Daha önce bu parti içindeki rekabetten dolayı seçimi MHP kazanmış. Şu anki başkan ise AK Partili. Ereğli, çekişmeli geçecek gibi. Çumra'da AK Parti-MHP arasında ciddi rekabet var. Milliyetçi hislerin güçlü olduğu yerlerde, TRT Şeş gibi açılımlar hükümet aleyhine kullanılmaya müsait.
Anadolu'nun Ankara'da olan biteni takip etmediğini düşünenler büyük hesap hatası yapıyor. En küçük yerleşim birimlerinde, hatta köylerde yaşayanlar bile hadiseleri o kadar yakından izliyor ki, birçoğu büyük resmi dikkate alarak kişisel sorunlarını ikinci plana atıyor. Konya Sarayönü'nde esnaflık yapan Yaşar Yeğen (50), memlekette olup bitenleri sıkı sıkıya takip edenlerden biri. 'Vatandaş olarak artık yalan söyleyenle doğru söyleyeni fark edebiliyoruz.' diyor. Önce Baykal'ın puanını veriyor: 'Ben ilkokul mezunu bir insanım ama Baykal'ın benimle dalga geçtiğini çok iyi anlıyorum. Başörtüsünü Anayasa Mahkemesi'nde yasaklatıp çarşaf açılımından söz etmek; hacca dil uzatıp Kur'an kursu açılımından bahsetmek bizlerle dalga geçmek değil mi?' Şimdiye kadar sırasıyla ANAP, Saadet ve AK Parti çizgisinde oy kullanan Yeğen, çok sevdiği Erbakan'ın çizgisinden Erdoğan'ın yanına neden kaydığını anlatırken, siyasetçiye anlamlı bir ders veriyor: 'Erbakan bizi ileri sürdü. Kendi arkada kaldı. Bir paşa kendine hakaret edince, Erbakan askerlerin maaşını artırdı. Ben işte o zaman koptum. Halbuki Paşa'yı istifa ettirse ya da kendisi istifa etse ilk seçimde birinci parti olurdu. Ama Tayyip öyle yapmadı ve şimdi bir numara.'
Bu sözler, Anadolu'nun hiçbir siyasetçiye Katolik nikahı ile bağlanmadığının, her adımını tarttığının, çizgisinde bir kırılma gördüğü anda notunu verdiğinin kanıtı. Konya'ya 30 km mesafede bulunan Meydan köyündeki tablo da çok farklı değil. Kahvesi olmadığı için öğle namazı çıkışında cami önünde yakaladığımız köylüler, ürün fiyatlarının düşüklüğü ve yüksek gübre fiyatından dertli. Ama gelen hizmetleri de takdir ediyorlar. 70 yaşındaki Ahmet Açıkgöz, şöyle diyor: 'İlk kez yolumuz asfaltlandı. Çeşmemiz yapıldı. Hükümetten memnunuz. Hizmet geliyor.' Ergenekon ve Davos'u hatırlatınca Ahmet amcanın iki konuyu da izlediğini görüyoruz: 'Başbakan'ın Davos'ta yaptığıyla gurur duyduk. Yüzde 100 destekliyorum. Ergenekon'la mücadele de çok iyi. Devletimiz neredeyse içerden yıkılmak üzereymiş.'
İl ekonomisinde ciddi ağırlığı olan tarımın nabzını tutan eski Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Soner Cesur da çiftçinin, köylünün ciddi sıkıntı yaşamasına rağmen faturayı Erdoğan'a kesmediği gözlemini paylaşıyor: 'Çiftçi, fiyatların çok düştüğünü, perişan olduğunu söylüyor. Ben 'Bunu Tayyip'e söylemelisin' diyorum. 'Tayyip ne yapsın?' diyor. Halbuki çiftçi, önceleri baştaki kişiye küfrü basardı.'
Konyalılara kulak vermek için şehrin tarihi çarşılarından Bedesten'e gidiyoruz. İki yıl önce devraldığı işyerindeki satışlardan memnun olan Mehmet Ekici (30), hükümeti takdir ediyor. Kapu Camii yanındaki işyerinin sahibi Lütfi Akmeşe (58), AK Parti'nin bu seçimde rekor kıracağına inanıyor. Kriz için, 'Koskoca Avrupa ülkeleri ve Amerika krizde. Buna hükümet ne yapsın?' diyor.
Erdoğan'ın Davos'taki çıkışını 'cesurca' bulan ve Ergenekon'un deşifre edilmesinde hükümetin kararlılığını takdir eden Zafer Körnüş (35), hata yapması halinde halkın AK Parti'ye de acımayacağını söylüyor. Bedesten'deki esnaflardan Muammer Özçatal (50) ise AK Parti'nin oylarının önceki seçime göre düşeceği kanaatinde. Belediye başkanlarının hizmetlerinden hiç memnun değil. Ama yine de Erdoğan'a destek için oyunu AK Parti'ye vereceğini söylüyor.
İşte
Türkiye
fotoğrafı
Siyasetin nabzı artık renk cümbüşüne dönüşen sokaklarda, caddelerde, meydanlarda atıyor. Başkent, Anadolu'ya taşındı. Şehir merkezinden varoşlara, metropollerden köylere kadar her muhiti sandığın büyüsü sardı. Şatafatlı kafelerde de, kır kahvelerinde de sohbetin konusu aynı. Farklı görüş ve düşüncelerin olgunlukla buluştuğu Türkiye sahnesinde, tam bir 'demokrasi şöleni' yaşanıyor. Liderler ve adaylar savundukları fikirleri halka tanıtmak, benimsetmek için yollarda. Zaman'ın editör ve yazarları da bir süredir Anadolu'nun dört bir köşesinde şehirlerin nabzını tutuyor. Zaman yöneticilerinin çektiği Türkiye fotoğrafı, bugünden itibaren sizlerle buluşuyor. Amacımız, yıllar sonra bile okunduğunda şehrin şifrelerini çözecek bir portre sunmak. İyi okumalar... Politika Servisi
'İstikrar' düşüncesi ekonomik krizin önünde
Ülkenin her yerinde olduğu gibi ekonomik kriz Aksaray'da da bir sarsıntı meydana getirmiş. Ancak yine de AK Parti favori gösteriliyor. Başkan Nevzat Palta'nın yeniden aday gösterilmesi sürpriz olmadı. Şehir merkezine yönelik projeleriyle takdir toplayan bir isim. MHP'nin adayı Ramazan Kaşlı, makam arabası kullanmayacağı ve Kırkgözler'den getireceği tatlı suyun her evde içilebileceği vaadiyle oy istiyor. CHP'nin adayı İbrahim Çamkerten 'Aş, iş, Çamkerten yetiş' sloganı ile ayrıca turizm ve el sanatları fabrikası vaadi ile dikkat çekiyor. Köy, belde ve ilçelerde oyların adaya göre şekillenmesi bekleniyor. Ancak şehirdeki oylarda ulusal politikaların ve istikrarın devamı arzusunun belirleyici olacağı tahmin ediliyor. Ekonomik krizin seçim sonucunu etkilemeyeceği kanaati yaygın. Şehirde şu an öne çıkan ulaşım ve park problemlerinin şehir merkezinin modernizasyonu ve sosyal alanların artması ile beraber ortadan kalkacağı ifade ediliyor.
Yarış, MHP ile
AK Parti arasında
MHP'nin halen belediye başkanlığını elinde bulundurduğu şehirlerden biri. Seçim sonucu sürprizlere açık. Vatandaş, iktidarda olmayan partiler tercih edildiği için Niğde'ye hizmet gelmediği kanaatinde. Yarışın MHP ile AK Parti arasında geçmesi bekleniyor. MHP'nin adayı Murat Zeren, lise mezunu. AK Parti adayı Faruk Akdoğan da öyle. AK Parti'nin en önemli riski, patatesin para etmemesi sebebiyle halkın hükümetin tarım politikasına tepkili olması. Halkın beklentisi, sanayi ve üniversite gibi alanlarda yatırım ile sosyal hayatı canlandıracak projelerin hayata geçirilmesi.
Davos çıkışı,
dengeleri değiştirdi
2004 seçimlerinde yüzde 43 oyla başkan seçilen AK Partili Ali Kantürk, sosyal içerikli icraatlarına rağmen halka inemediği ve icraatlarını anlatamadığı için yeniden aday gösterilmedi. Halkın en büyük şikâyeti başkana ulaşamamaktı. Kendinden önceki belediyeye açılan dava neticesinde Danıştay'ın Karaman'da 2,5 yıl imar işlemlerini durdurması da olumsuz bir faktördü. AK Parti'nin adayı mimar Kamil Uğurlu. Yarışta adı geçen partilerden MHP'nin adayı İsmet İlmi Hatipoğlu, CHP'ninki ise Ekrem Ercüment Yılmaz. Hatipoğlu, güzel bir Karaman hedefliyor. Yılmaz, Kentsel Estetik Tasarım Müdürlüğü projesi ile öne çıkıyor. Ülke genelinde olduğu gibi Karaman'da da hükümetin Ergenekon davasındaki tutumu ve Erdoğan'ın Davos'taki tavrı nedeniyle hava AK Parti lehine. Ekonomik krizin etkisi var, ancak bunun dünya genelinde olması ve muhalefetin çözüme yönelik ciddi projeler üretmemesi bu olumsuz faktörün etkisini azaltıyor.
Kaynak: Zaman